İngiltere basını: Türkiye asla vazgeçmiyor

Güncelleme Tarihi:

İngiltere basını: Türkiye asla vazgeçmiyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2008 10:07

İngiltere basını Türk milli takımının 2008 Avrupa kupası çeyrek final maçında Hırvatistan karşısında aldığı galibiyeti yine göklere çıkarırken, milli takımın “son dakikada kaderine el koyan kararlılığını” hayretle karşıladı.

Türkiye'nin zaferi adeta “Hırvatistan'ın elinden kaptığını” yazan The Daily Telegrnaph, “Türkler yenilgi bilmiyor. Uzatmaların ikinci yarısında canları alınmışken bile, Fatih Terim'in yürekli çocukları mücadeleye devam etti ve Semih Şentürk ile durumu eşitleyip, penaltılarda da üstünlük sağlayarak Almanya karşısında yarı finale yükseldi” dedi.

“Bu otomobil kazası gibi bir futboldu, gelişmeler inanılmaz bir hızla yaşandı, özellikle de Slaven Biliç için korkutucu oldu, gömleği ter içinde kaldı, takımı galibiyeti elinden kaçırırken, yüzü dehşetle kaplandı” cümlelerine yer verilen yorumda, “daha bir dakika önce Klasnic'in golüyle sahada dans eden Biliç, hemen ardından düdüğü geç çaldığı gerekçesiyle hakeme saldırıyordu” denildi.

Bundan beş dakika sonra penaltı atışlarının ardından Biliç'in bu kez kırılan hayalleriyle sahada dizlerinin üstüne çöküp kaldığı hatırlatılan Telegraph'ın yorumunda, Biliç'in bu kaderinin döndüğü anlarda yaşadıklarının üstesinden gelebilmesinin zaman alacağı kaydedildi.
Biliç için üzülürken, bütün zafer şarkılarının ise Fatih Terim ve onun coşkulu oyuncularına yazılması gerektiği de belirtilen yorumda, 35 yaşındaki kaleci Rüştü'nün dün bütün yılları geri sarıp, son derece güzel kurtarışlar yaptığı hatırlatıldı.

Tuncay'ın orta sahada hayatının maçını oynadığı, Hamit Altıntop'un da bu maçta ülkesine büyük hizmet verdiği ve taraftarlarına büyük bir onur yaşattığı bildirildi.

MİLLİ ONUR, TAKIM RUHU

5 yaralı, iki cezalı oyuncu bulunan Türk milli takımının “takım ruhunun ise zayıflamadığını” kaydeden Telegraph, “Bunu onurları sağladı. Taraftarları da azına razı olmadı. Terim'in tutkulu oyuncuları büyük mücadele verdi, özellikle de orta sahada Biliç'in oyuncuları üzerinde büyük baskı kurdular” dedi.

Terim'in Hırvatistan'ı durdurma taktikleri üzerinde de duran gazete, bunların belki çok şık görünmediğini, ancak 118 dakika boyunca işe yaradığını belirtirken, Hırvatistan'ın golünün ardından sevinçle sahaya koşan Biliç'in sevincinin çok sürmediğini ifade etti. “Terim'in Türkleri maça devam etti ve Semih durumu eşitledi” diyen gazete, penaltılarda yaşanan heyecanı da uzun uzun okurlarına aktardı.

SON DAKİKA ÇALIMI

The Guardian gazetesi de “geri dönüşlerin kralı olan Türkiye, bu kez tam bir son dakika çalımı attı” başlığıyla yayımladığı yorumda, dün gece tarihin yazılmasının iyice zaman aldığını belirtti.

Maçın 119 dakikasının, böyle bir turnuvanın şanını temsil eder biçimde gelişmediğini savunan Guardian, “Ama sonunda beklenen patlama oldu ve dumanlar dağıldığında, ayakta kalan Türklerdi. Onlar, daha önceki 4 Avrupa Şampiyonası boyunca bu noktayı aşamayan ve bu maçın beklenen galibi olmayan taraftı” dedi.

HİÇBİR ŞEYDEN VE KİMSEDEN KORKMALARI GEREKMİYOR

Hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmaları gerekmeyen Fatih Terim'in takımının şimdi yarı finalde Almanya ile karşılaşmaya hazırlandığını de yazan gazete, şimdiye kadar adının üzerinde tek bir leke bulunmayan emektar kaleci Rüştü'nün yediği golün ardından, Semih Şentürk'ün attığı golle “futbolun son anda kurtulma uzmanı” olan takımına beraberliği sağladığını hatırlattı.

16 takımın katıldığı turnuvada hiçbir başka takımın Türkiye ve Hırvatistan'ın sergilediği milli gurur tablosunu ortaya koyamadığını, stadyumun bir kırmızı-beyaz okyanusuna dönüştüğünü, Hırvat izleyicilerin Türkler'den çok daha kalabalık olduklarını, iki takımın 1996 buluşmasını yaşayan ve dün sahada bulunan tek kişinin kaleci Rüştü olduğunu da hatırlatan Guardian, yarı finalde Tuncay Şanlı, Emre Aşık ve Arda Turan'ın sahada oynayamayacaklarını belirti. Guardian'ın yorumunda, “Ancak Terim ve takımın geri kalanı bundan çok da endişelenmiyor gibi görünüyor” denildi.

Bu Turnuvanın beklenmeyen kazananlarıyla bir tarih oluşturduğu da belirtilen yorumda, “Eğer Joachim Löw önümüzdeki birkaç günü Terim'in Türkiyesi'nin bir sonraki sürpriz paketinin ne olabileceğini düşünerek geçirecekse, yalnız olmayacak” denildi.

YENİLGİNİN ANLAMINI BİLMİYORLAR

The Times gazetesi de maç yorumunda İngilizcedeki “defeat” kelimesinin Türkçe'de “yenilgi” şeklinde bir karşılığı bulunduğunu, ancak Türk Milli Takımı oyuncularının bu kelimenin anlamını bilmediklerini yazdı.

Türk milli takımının Avrupa kupasında uzatmalar ve sakatlıklar da dahil toplam 414 dakika maç yaptığını, bu sürenin sadece toplam 9 dakikasını “galip durumda” geçirdiğini hatırlatan Times, “aslında bütün bilmeniz gereken bu gerçekten de. Biri Fatih Terim'in takımının ilerleyişini bir şekilde izaha kalksa, mantıken yenilgiye uğrar” dedi.

Türkiye'nin oynadığı İsviçre ve Çek Cumhuriyeti maçlarının gidişat ve sonuçlarını da hatırlatan Times, “dün akşamki sonuçla öbür maçları da aştılar. Dünkü maçta hiç galip duruma geçmediler, ama penaltılarla kazandılar” hatırlatmasında bulundu.

“Bu, büyük uluslararası şampiyonalarda ortaya konulmuş en olağanüstü başarı serisi” diyen gazete, Hırvatistan'ın da cesur bir takım olduğunu, bunu en iyi İngiltere'nin bileceğini belirtirken, “ama bu, uzatmanın son iki dakikasında bir sinir savaşına dönüşünce ve penaltılar atılırken, karşılarındaki sırt üstü düşmeyen, öldürülemeyen canavarla yüzyüze gelince cesaretlerini yitirdiler” dedi.

TÜRKİYE TAKIM DEĞİL FENOMEN

Hiçbir takımın maçın son anında gol yedikten sonra toparlanamayacağını da kaydeden Times gazetesi yazarı, “Türkiye hariç, onlar bu turnuvada bir takım değil, bir fenomen, doğanın gücü. Bu adeta mitolojik bir savaş” görüşünü vurguladı.

Biliç'in Türkiye'nin beraberlik golünün ardından hakeme itirazının da bir işe yaramadığını kaydeden yazar, “Takımının damarlarından canı çekiliyordu. Normalde güçlü, mücadeleci biri olan Biliç, belki de olacakları anlamıştı ve adamlarının özgüvenlerinin damarlarından çekildiğini hissetmişti. Gerçekten de Hırvatistan daha penaltılar başlamamışken bile yenilmiş görünüyordu” dedi.

Penaltılarda ortaya çıkan manzarayı da özetleyen yazar, “Türkler hiç kaçırmadı. Onların isteği daha büyüktü, bu kadar basit. Bazen futbol taktik ve tekniğin ötesine geçer, Türkiye'nin penaltılarda yaptığı da buydu” derken, maçın gerçekten farklı bir maç olduğunu vurguladı.

120 DAKİKA DURDULAR, 180 SANİYE İNANILMAZ OYNADILAR

The Independent gazetesi de Türk milli takımının 120 dakika durup, 180 saniye Avrupa Kupası 2008'de görülmüş en “inanılmaz futbolu” sergilediğini, Biliç'in takımının sinirlerinin çökmesinden sonra Türkiye'nin maçı penaltılarla kazandığını yazdı.

Hırvatlar'dan “sahanın her yerinde düşmüş askerler gibi yatıyorlardı, bize de 'gerçekten bütün bunlar oldu mu' diye düşünmek kaldı” diye söz eden yazar, “her şey sonunda başladı. Drama Hırvatistan'ın golüyle bitmedi. Türkler İsviçre ve Çek maçlarından sonra üçüncü geç gelen golü buldu. İngiltere fatihleri turnuva dışına gitti. Biliç çıldırdı, Türk futbolcular ise Terim'in üstüne atlamış sevinç gösterileri yapıyordu. Kimin inisiyatifi ele geçirdiği belliydi. Hırvatların donmuş yüzlerini gören kimse penaltılarda onlara bir penilik bahis bile oynamazdı” görüşünü vurguladı.

Stadyumdaki herkesin Türkiye'nin beraberlik golünün ardından Hırvatistan'ın kaderinde galibiyetin bulunmadığını adeta hissettiğini de vurgulayan Independent yazarı, “Ya Türkiye? Kendi ülkelerinin dışında pek azı bilinen bir grup futbolcu kendilerini bir başka yarı finale taşıdı, 2002'de de dünya kupasında aynısını yapmışlardı. Türkiye belki Avrupa 2008'in son dördünde futboluyla ışıldamıyor, ama kimse son düdük çalana kadar onların üstünü çizemez” dedi.

FATİH TERİM'E İMPARATOR DİYORLARDI, ŞİMDİ NE DİYECEKLER?

Daily Mail gazetesi de Türkiye'nin ilk kez Avrupa kupasında yarı finale çıktığını hatırlatırken, Fatih Terim'in “imparator” lakabıyla tanındığını belirtti ve “bu başarının ardından bakalım şimdi nasıl bir onur unvanı bahşedilebilecek?” diye sordu.

Gazete, Türkiye'nin macerasının Basel'de Almanya karşısında sona ereceğini de öne sürerken, “Çünkü cesaret adına sahip olduklarına, gerçek yetenek adına sahip değiller. Onlar son sekiz takim içinde en kötü olanı ve bir kez daha bu kadar şanslı olmaları düşünülemez. Almanlar'a karşı değil, hele iş penaltılara kalırsa” iddiasında bulundu.

The Sun gazetesi de “Türkler dalgasını geçiyor” derken, “Nasıl olup da bunu hep başarıyorlar?” sorusunu sordu. 2008 Avrupa Kupasında Türk milli takımının üçüncü kez “ölüp dirildiğini” yazan gazete, “ama bu kez gerçekten inanılmazdı” diye yazdı.

“Bu macera gerçekten de Almanya karşısında yarı finalde sona ermeli” diye yazan Sun gazetesi, Terim'in pek çok sakat ve cezalı oyuncusu olduğunu hatırlattı. İngiltere fatihi Hırvatların işi penaltılara bırakmamış olması gerektiğini belirten ve “Türkleri penaltılara kalmadan gömmüş olmalıydılar” görüşünü savunan gazete, yorumunu, “Şimdi hepimiz biliyoruz ki, Türkiye söz konusuysa maç gerçekten bitene dek, hiçbir şey bitmiş sayılamaz” diye tamamladı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!