Güncelleme Tarihi:
OLMADI Efes Pilsenimiz yine başaramadı. Oysa ne ümitlerle gelmiştik Paris'e. Geçen yıl elimizden kaçırdığımiz şöhretler topluluğu Panathinaikos'u bu kez devirip finale uzanmayı hedefliyorduk. Ancak umutlarımız yine bir başka bahara kaldı. Finale çıkan Panathinaikos, çok mu iyi oynadı. Bu sorunun cevabı hayır. Ama biz öyle bir ilk yarı sergiledik ki, bu nasıl açıklanır bilemiyorum. Böylesine deneyimli, böylesine derin kadroya sahip bir takıma, bu kadar izin verirseniz, o maçı kazanmanız imkansız olur.
Dış şut atamadığımız, ribaunt alamadığımız ilk yarıda savunma yaptığımız da pek söylenemez. Panathinaikos ağır bir takım, böyle bir ekibe karşı ribaunt alıp hızlı oynamak gerek. Ancak ribaunt alınamayınca hızlanmak da pek mümkün olmadı. Bir de sete set kalınınca ortaya çıkan skor kısırlığı farkın 19 sayıya dek çıkmasına yol açtı.
KIRILMA NOKTASI
İlk yarıda Efes gibi oynamayan ve çok top kaybı yapan takımımız ikinci yarıda uyguladığı alan savunması ile rakibin hücum düzenini bozdu. Hüseyin'in ribauntları almasıyla hücuma da haraket geldi. Mulaömeroviç, skora katkı yapmaya başladı. Tüm bu olumlu faktörler sonucu fark eridi ve iki sayıya dek indi. İşte bu an maçın kırılma noktasıydı. Bu bölümün hatasız geçilmesi gerekliydi. Ancak, bunu beceremedik. Hüseyin ve Mehmet ile iki erken atış kullandık.
Tamam hakamler maçı kötü yönetti. Panathinaikos gibi bir takıma bu kadar avans verilirse fatura böyle ödenir. İkinci yarıdaki mücadeleyi ilk yarıda da yapabilsek, bu kadar faul kaçırmasak, şimdi havalarda uçuyor olacaktık. Yine de bizlere bu heyecanı tattıran Efes'e teşekkür edelim ve yarın oynanacak maçta CSKA'yı yenip geçen yılki derecesini tekrarlamasını dileyelim.