Güncelleme Tarihi:
Muhteşem geri dönüş (Rüştü Reçber - Hürriyet)
Hoca, maça başlarken belli ki çok etki altında kalmış. Diego’yu kenarda oturtması, Van Persie ile başlaması ve Hollandalı’yı sahada 90 dakika tutması, Beşiktaş maçından sonra konuşulanların ve yazılanların etkisiydi. Güzel olan bir şey daha fizik kondisyon olarak F.Bahçe’nin 90 dakikalık seviyeye ulaştığını görmekti.
Fenerbahçe, bu teknik direktörünün, bu oyun anlayışıyla ve futbolcularıyla kurmuş olduğu iletişimi ile fazla umut vermiyor. Başkan Aziz Yıldırım Türkiye’de hakemlerle maç sonucu kavgası yapacağına uluslararası platformlarda Pereira’nın yapacağı hamlelere bakmalı. Bu takımda Diego hazırsa her zaman oynar, Fernandao da bu takımın Van Persie’nin önünde 1 numaralı santraforudur.
Grupta iki maç bitti, "Hedefimiz final" diyenler bir puanla sonunculuktalar. Bu kadronun oyun aklı, hücum organizasyonu tamamen iç güdülere endeksli. Bir plan yerine, o anı yaratıcı yaşayan oyuncu varsa hareket edebiliyorlar. "Yazık" denmesine gereken maçtan, "Buna da şükür" diye çıkıldı. Kadronun çapı büyüdü ama oyun "çapsıza" kaldı.
Fernandao ile Van Persie'yi birlikte oynatmak istiyorsanız ikisini de merkezde oynatmalısınız. Yoksa kenarda oynayan bir Van Persie takıma daha fazla zaaflar yaratabilir... Nani'nin de oyun kurgusundaki yanlışı ve yüksek top kayıpları Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki etkisiz oyunundaki sebeplerinden biriydi... F.Bahçe aldığı bu bir puanla gruba tutundu. Gruptaki en önemli rakibi Celtic'ten deplasmanda bir puan almak gruptan çıkma adına avantajdır.
İlk yarıda sadece 10 dakika. İkinci yarıda ise baştan itibaren sürekli yapılan şeydi olması gereken: Orta sahada topa sahip olursan sadece güce dayalı Celtic orta sahasını şaşkına çevirirsin. Halbuki başta ne yaptı Fenerbahçe? Nani kendi sahasına geçip top çıkartmaya çalışıyor. Kaleye uzak, sadece top kaybı olur. Erken top kaybı olunca fizik kazanır. Fizikte ise Celtic...
Pereira'yı kutlamak gerekir. 2-0 yenik duruma düşmesine rağmen doğru oyun organizasyonundan vazgeçmedi. Celtic gibi bir takıma karşı 2-0 yenik duruma düşüp hiç kırılganlık göstermeden coşkulu ve istekli şekilde maçı çevirmek F.Bahçe’nin çok doğru yolda olduğunu gösteren önemli bir faktördü. İlerleyen dakikalarda F.Bahçe baskı yediğinde Vitor Pererira’nın Ba’yı oyuna alması ve takım direncini artırması önemli bir hamleydi.
Diego oyuna girdikten sonra 15 dakika pas trafiğini iyi yönetti. Mevcut koşullarda skorun ön plana çıktığı bu maçta alınan 1 puan kötü değil. Hele hele 2 farklı yenilgiden geri gelerek 2-2’yi bulmak F.Bahçe açısından son derece değerliydi. Burada alınacak bir mağlubiyet büyük olumsuzlukları beraberinde getirebilirdi.
Kimle oynarsanız oynayın, nerede oynarsanız oynayın, bir Avrupalı karşısında iki farklı yenilgiden kurtulup beraberliği yakalamak çok kolay değil... Ama bazen “eğri gemi doğru sefer” oluyor... Hepimiz biliyoruz ki, Fernandao, Beşiktaş maçında kaçırdıklarından sonra kulübede başlayacak, belki de maçı kulübede bitirecekti... Ancak ilk yarıda gelen Volkan Şen sakatlığı bir anlamda hem Fernandao’ya, hem Fenerbahçe’ye şans oldu...