İlk gol

Güncelleme Tarihi:

İlk gol
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2010 11:54

‘Yetenekler ne olursa olsun, ben çalışanın kazanacağına inanıyorum. Futbolda inandığım şeylerden biridir bu.’ – Aykut Kocaman (Kocaman Bir Adam’dan)

Haberin Devamı

Maç öncesi dikkat edin pek yazan çizene rastlamazsınız.

Neden?

Şimdi boşboş konuşup kehanetlerde bulunmuş olunacak sonra dediğin çıkmazsa ‘futboldan anlamıyor’ damgası yenecek. Ne gerek var? Maçtan sonra kesmek ahkamların en güzeli.

Oysa ‘Gol olur’ dediğinde Rıdvan bile aslında o topun içeri girip girmeyeceğini bilmiyor. Hiçbirimiz futbol denilen bu sihirli dünyanın az sonraki maçta bize neler sunacağını, futbol tanrılarının hazırladığı sürprizleri bilmiyoruz.

Barış Tut’un 2004 basımı ‘Kocaman Bir Adam’ adlı kitabını bir kez daha bu kez altını çizerek okumaya başladığım bu hafta şöyle bir fikir edindim. Belki de maçtan önce düşünceleri ortaya döküp maç sonrası ile karşılaştırmanın tahminleri olmasa da futbolu anlayışımızı daha ilerletebilecek bir yanı var. Istanbulspor’daki son sezonunun hikayesinin anlatıldığı Kocaman Bir Adam bence hem Türkiye’nin en güzel futbol kitaplarından biri, hem de Fenerbahçe’nin yeni dönemi hakkında fikir sahibi olmak isteyen ve ileriyi görmeye çalışan kahinler için bir referans noktası.

Haberin Devamı

Kitabın formatı maç öncesi ve sonrasındaki söyleşilerden oluşuyor. Bir teknik direktörün maçtan önce neyi nasıl planladığının, maçı kafasında nasıl canlandırdığının gerçeklerle imtihanı şeklinde devam ediyor. Şiddetle tavsiye ediyorum.

Bu gece 23.30 civarı önemli bir saat. Fenerbahçe’nin ve yeni sisteminin ilk ciddi sınavı sona ermiş olacak. Galatasaray maçı ile biraz düzelen, deplasmandaki Young Boys maçı ile yeniden puslanan ama konu Fenerbahçe olduğu için sürekli değişkenlik gösteren moral katsayısının önemli bir puanı yazılmış olacak.

Milli takımdan sakat dönen ve hakkındaki transfer dedikoduları dinmeyen Lugano’nun oynamayacak olması deplasmandaki maçta melekler ve kaleci Volkan tarafından korunan Fenerbahçe için dezavantaj. Çünkü bence maçın en önemli kırılma noktası ilk gol. Fener’in ne yapıp edip bu ilk golü yiyen taraf olmaması şart. Aksi halde Kadıköy’deki gece karanlık olur.

Defansta İlhan’ın ve bir ihtimal Gökhan Gönül’ün geri dönüşü daha sağlıklı ve oturaklı bir yapı oluşturacak ister istemez. Önlerindeki ikilinin Christian ve Emre’den oluşacağını öngörürsek ve Christian’ın Kadıköy’de daha iyi oynadığını da düşünürsek bu da bir avantaj.

Haberin Devamı

Defansif anlamda bir sorun geçen maçta da görünen kanat oyuncuları uyumsuzluğu. Stoch ve yeni transfer Dia’nın kanat beklerine ne kadar yardımcı ve uyumlu olacağını göreceğiz, bu anlamda rakibin fizik gücü devreye girip geçen maçtaki sol kanat felaketini yeniden yaşatabilir bizlere.

Hücum anlamında ise Stoch ve Dia’nın performansları ilerideki Alex ve onun önündeki Gökhan Ünal’ın kaderlerini de çizecek bir anlamda. Bir türlü bitmeyen forvet transferi Fenerbahçe’de bu hattın oyuncularındaki huzursuzluğu ve ‘geçici’ hissini körüklüyor. Son olarak Guiza’dan da yararlanabileceğini söyleyen Kocaman’ın özellikle ve Semih ve Gökhan’ın moral kondisyonları üzerinde fazla mesai yaptığını tahmin ediyorum.

Haberin Devamı

Kazım cezalı. Kulübeden gelecek hücum katkısı Semih ile sınırlı gözüküyor. Dia’nın ilk maçındaki performansına bu kadar bağlı kalmak Aykut Hoca’yı endişelendiriyor mu bilmiyorum ama benim için önemli risk faktörlerinden biri.

Fenerbahçe ayağa pas yaparak orta alanı İsviçre’deki suni zemindekinden daha iyi kontrol altında tutmak ve rakibe boş alan ve pozisyon vermemek zorunda. Maçı kontrolde tutup ilk golü yemediği sürece mutlaka beklenen gol gelecektir, Fenerbahçe’nin hünerli futbolcuları rakibe göre daha fazla.

Bu yüzden seyircinin de yaşatacağı atmosferle maçın başında rakibi baskı altına alarak skor avantajını hemen ele geçirmekte fayda var.Fizik olarak rakibin geçen maçtaki görüntüsü Fenerbahçe’nin önünde olduğuna göre rakibin direncinin kırılacağı bir fırtına 20 dakika herkesi rahatlatır.

Haberin Devamı

Maçın en kritik iki ismi Emre ve Stoch olacak gibi. Orta alanda bu iki becerikli adamın topu takımda tutma ve rakip atakların başlangıçlarında baskı yapma gibi özelliklerinin yararları saymakla bitmez.

Avrupa’daki maçlarda erken ilk golü yeme hastalığının bu maçta tekrar etmemesi, ikili mücadelelere ve hakeme azami dikkat ve seyircinin takımın arkasında durması maçın kilitleri. Aykut Kocaman’ın Kadıköy mesaisi zorlu ve bir o kadar riskli bir maçla başlıyor. Staddan atmosferi 20.30 dan itibaren www.twitter.com/EdipUras dan iletmeye çalışacağım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!