İlk Fast Food'cu pes etti!

Güncelleme Tarihi:

İlk Fast Foodcu pes etti
Oluşturulma Tarihi: Ekim 23, 1997 00:00

Haberin Devamı

Kaptan pilot KORAY GÖKBERK’in yemek merakı Maliye’ye mağlup

Hobisi yemek yemek olan bir pilot. Ama yediği yemekleri büyük bir merakla inceleyen bir pilot. Nasıl yapılıyor, içine ne koyuluyor, Türk damak zevkine hangisi daha uygun diye durmadan düşünen, araştıran ama aynı zamanda da yemek yapmasını hiç bilmeyen biri. Yemek üzerine maceraları o kadar yoğun ki sohbet süresince sık sık şaşkınlık içinde kalıyoruz. Şaşkınlığımızın bir nedeni de onun Türkiye'ye ilk fast food'u getiren kişi olduğunu öğrenmemiz.

Formülleri çaldım

Koray Gökberk uzun yıllar Amerika'da yaşamış, pilot kursunu orada almış ve işi dolayısıyla da 1968'den beri sık sık yabancı ülkelerde zaman geçirmiş biri. 1974 yılında ordudaki görevinden ayrılıp THY'de çalışmaya başlamış, 87'de ise Pegasus Hava Yollarına yönetici olarak geçmiş. Ama bizi asıl ilgilendiren Koray Gökberk'in bu süre içinde ‘‘pilot’’luk dışında neler yaptığı. ‘‘68'den beri gidip geliyorum oralara. McDonald's’ları, Fried Chiken'ları o zamandan beri yiyordum ama Türkiye'de yoktu bunlar. O zamanki şartlarda o ambalajı bile yapamıyorsun, yağlı kağıtlar yok Türkiye'de. Ama ben yapmaya heveslendim, bu da benim hobim. Resim yapıp vakit geçirmek gibi bir şey.’’

1985'te bir mantıcı açıyor Moda'da, Burçak Mantı. Mantı'nın yanında yapılan, o zamanlar henüz tanışmadığımız bir sürü ‘‘yeni’’ tadlar deneniyor burada. ‘‘Fried Chiken'ı ilk defa biz getirdik, henüz Kentucky yokken. Ben Amerika'da formülünü almak için, çalışanlara rakı götürdüm, sarhoş edip mutfağa girdim, fotoğraflarını çektim. Formülü böyle aldım.’’ Formül böyle bir kaç şişe rakıya alınmış alınmasına da Koray Bey yemek yapmayı bilmiyor, formüller nasıl denenecek?

‘‘Eve gelip eşime anlatıyordum, o da mutfağa girip denemelere başlıyordu. Ben de olup olmadığını, o tada ulaşıp ulaşamadığımızı kontrol ediyordum. O tadı buluduğumuza inandığımızda ise dükkana gidip aşçıya öğretiyorduk her şeyi. Benim de merakım bu. Bir lezzet hoşuma giderse içine ne koydunuz, ne kadar koydunuz sorup öğreniyorum sonra gelip eşime tarif ediyorum.’’

Koray Bey'in o zamanlar yurtdışında gördüğü her şey bugün artık Türkiye'de var ama o zamanlar olmadığı için insanlara çok değişik geliyor. Mantı yiyor ama Amerikan kabın içinde, isterse alüminyüm kabın içinde alıp evde ısıtıp yiyebiliyor. Paket servisin içine o zaman kolonyalı mendil, kürdan, plastik çatal ilk defa onlar koyuyor. Bunlar o zaman için önemli. Koray Bey yemeklerle bu kadar ilgili olmasına rağmen öyle her şeyi yemiyor, özellikle de Türkiye'nin doğusuna geçtiği zaman.

‘‘Bizim gruptan Türk arkadaşlar oradaki hangi yemeği tercih ediyor diye bakıyordum. Böylece Türk damağına en uygun olanı buluyordum. Sürekli düşünüyorum, ne yiyor, ne yemiyor bakıyorum. Şimdi Sabancı'nın çalışmaya mı ihtiyacı var hayır ama gidiyor bir fabrika daha kuruyor o bir dürtü. Bizim de dürtümüz millet ne yiyor?’’

İlk fast food, ilk paket servis ve ilk dondurulmuş pizza... İşte bütün bunların hepsinin ilk denemeleri Burçak Mantı'da gerçekleşiyor. Günlerce uğraşıp buzdolabında bir hafta dayanabilecek bir hamur buluyorlar sonunda. Oldukça da tutuluyor ama taleplere cevap veremedikleri için bırakmak zorunda kalıyorlar.

Akıl almaz olay

Koray Bey, açtığı mantıcıda bir sürü şey deniyor ama türlü nedenlerle devamını getiremiyor. Zaten sonunda maliyeden yenen kazık da dükkanı tamamen kapatmasına neden oluyor. ‘‘Muhasebeci defterleri incelemeye götürüyor. Bilanço verilmiş, vergilerin hepsi tamam, peşin verginizi yatırmışsınız, KDV'nizi yatırmışsınız, kasa fişleriniz mevcut, faturalarınız mevcut. Hiçbir şey yok yani. Ama maliyedeki hanım öyle bir hesap yapıyor ki 1991 senesinde 500 milyon eksik vergi ödemiş çıkıyoruz. Bugün 5,5 milyar. 5,5 milyar eksik vergi ödemiş diye bir iddia akıl almayacak bir şey. Zaten kanunsuz bir sürü şey oluyor. Biz de Danıştay'da beş ay önce dava açtık. Ama parayı da Burçak Mantı'yı Mado'ya 5.5 milyara devrederek ödedik. Çünkü o parayı kendi maaşımdan ödemek ağırıma gitti.’’

Şimdi dava kazanılırsa parayı geri alacaklar, tekrar yemek işine dönecek mi bilinmiyor. Koray bey istekli ama eşi Güzide Hanım başlarına‘‘iş’’ almış olmak istemiyor. Şu anda denemelerden mecburen vazgeçmişler. İşlettikleri Köyüm Pide'de yeni arayışlara yer yok!

Zaten geçen zaman içinde de Türkiye'ye ‘‘herşey’’ geldi. Yani bir anlamda Koray Bey pes ettim diyor. Ama belli de olmaz insanın içindeki merak tükenmedikçe yeni bir şeyler mutlaka bulunur!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!