Güncelleme Tarihi:
Halılarda değil, sahada bir nakış gibi... Bir sevgiye bakış gibi... Galatasaray'ın gönlüne girdi 10 binden fazla gurbetçi akış gibi...
Nakışın ustası vardı. Adı Hagi'ydi. Öyle güzel işliyordu ki... Yeşil zemine süs veriyordu. Kimi zaman bir sortej yapıyordu, kimi zaman Mozart oluyordu, kimi zaman arabesk oluyordu, oluyordu, oluyordu...
Sahada iki tilki vardı; Hagi ve Fatih Terim. Avusturya'ya geldiği zaman Hagi oynar mı oynamaz mı deniyordu ama Terim oynayacağını biliyordu. İkisi de kurttu. Onu sakladı, dinlendirdi, sonra gıdıkladı ve sahaya sürdü. Hakikaten muhteşemdi Hagi. İşte bir büyük nakış ustasının böyle bir maçtaki motifleriydi Rumen'in emekleri.
CAPONE SINAVI GEÇTİ
Gelelim teknik analize. Önce Capone'den bahsetmek lazım. Bir defans oyuncusunun meziyetlerine sahip. Tutkal oluyor, rakibin en tehlikeli adamı Wagner'i yeşil zemine yapıştırıyordu.
Galatasaray, oyun teknik planını uyguluyor, geride dörtlü defans, ortada beşli ve Hakan da ileride tek başına savaşım yapıyordu. Sahayı süsleyen Hagi'nin yanında Emre de ona eşlik ediyordu.
Hagi ve Emre sahayı nakış gibi işliyor da diğerleri ne yapıyordu? Diğerleri de birer asker gibi başta Ümit, Popescu, K.Hakan, Suat, Fatih olmak üzere verilen oyun sistemine bağlı kalıp savaşımlarını sürdürüyorlardı.
Galatasaray ilk maça çıktı. Herkesin tahminini bırakıp, cuma günkü lig maçını unutturdu, Türk futbolundan çıkıp Avrupa'da kendini gösterdi. Alkışlamamak elde değil. Şimdi Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray. Çıktı açık alınla, sonu da açık olsun...