Güncelleme Tarihi:
Bugünlerde takımların en büyük hedefi orta alan üstünlüğü. Oradaki pistonlar meydana gelecek pozisyonların hazırlayıcılarıdır.
İşte G.Saray... Orta alan aksiyonlarını yapan ekip. Hem de beyin takımları olmadan. Ümit ve Suat pistonları öyle güzel çalıştırdı ki, tıkır tıkır işliyordu. Bu orta saha aksiyonlarını kenar oyunculara da aktarınca, iki blok arasında sistematik değişikliklere yol açtı. Sağ tarafta Fatih, şakır şakır akıyor ama son hareketlerinde bunu tamamlayamıyordu. Yoksa işler makine nizamında hareket ediyordu.
Beşiktaş ise bu işleyişe cevap veremiyordu. Aslında orta sahasını zengin tutmaya çalışıyordu. Ama G.Saray'daki işlemler, isimler kim olursa olsun değişen bir şey olmuyordu. Mario Jardel, golde asistlik yaptı. Hiç de beklemediğimiz hareketleri yaptı. Bir hafta onu izledim. ‘‘Sakatım’’ diye idmana çıkmamıştı. Sakat falan değildi. Bir derdi vardı, o derdini de açıklamıyordu. Neyse...
İNANÇ VAR
G.Saray defansında Capone ve Emre Aşık mükemmel oynuyor. Hele Emre, Pascal'ın kıvraklık alanlarını daraltıyor, oksijen almasını bile sağlamıyordu. Sağlamayınca da Pascal'a psikolojik bir rahatsızlık veriyordu. Bu bir bölüm devam etti. İkinci bölümde yapacağını yaptı, önce bir faul yaptı. Arkasından Fatih'i arkadan biçti. Başka bir şey de beklenmezdi bu futbolcudan.
G.Saray'da inanç var. Oynayan inanıyor, oynamayanlar tribünde arkadaşlarına adeta gaz veriyor, onları sahne sanatçıları gibi gıdıklıyorlardı. Ne olursa olsun futbolun kitabında yazan tüm uygulamaları G.Saray yaptı. Zevk verdi, tat verdi. Şimdi aynı tadı salı akşamı yaşamak istiyoruz.