Güncelleme Tarihi:
Dün gece yarısı özel bir uçakla cenazesi İzmir'e getirilen sporcunun babası, Seyithan'ın kalbinde ritim bozukluğu olduğunu açıkladı. Acılı baba bu durumu bildiklerini Seyithan'ın doktorların kontrolünde olduğunu ve milli tekvandocunun ilaçlarını düzenli alması halinde spor yapmasına herhangi bir engel teşkil etmediğini basın mensuplarıyla paylaştı. Peki gerçekten öyle miydi?
Hürriyet olarak şampiyon tekvandocunun milli takım ve kulüp antrenörlerine Seyithan'ın durumunu ve kalbinde ritim bozukluğu olan bir sporcunun dövüşüp dövüşemeyeceğini sorduk.
Metin Şahin (Tekvando Federasyon Başkanı)
Çok değerli başarılı bir sporcumuzu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bu çocuğumuz 10 yıldır aktif spor yaparak Avrupa şampiyonu oldu. Tüm bu süreç de milli takım bünyesinde gerek antrenmanlarda gerekse maçlarda en küçük bir sağlık sorunu yaşadığını görmedik. Üzüntümüz çok büyük
Ali Şahin(Milli Takım Teknik Direktörü): Seyithan milli takımda en son Mayıs 2013 de yarıştı. Sonra kulüp değiştirip, Ulaştırma spor kulübüne transfer olmuştu. Olimpiyat elemelerine puan getirecek olan Afrika Kupası’nda Ulaştırma sporun imkanları ile yarıştı. O şampiyonada ben görevli değildim. Bu çocuğumuzun kalp ritim bozukluğundan dolayı hiçbir sıkıntısını ve daralmasını görmedik. Hiçbir şekilde de hissedilmedi. Gerek antrenmanları gerekse maçları gayet sıhhatli bir şekilde bitiriyordu. Biz çocuğun bu sıkıntısını öğrendiğimizde ailesi ile görüştüğümüzde, kendileri bize aile hekiminin kontrolünde olduğunu, ilaçları düzenli kullanırsa spor yapmasında bir sıkıntı olmayacağını, 3-6 aylık rutin kontrollerden geçtiğini bize bildirdi. Seyithan tekvando sporunu tamamen doktorunun onayı ile yapıyordu. Milli Takım antrenmanlarında bir kez en olsun en küçük bir rahatsızlık olsaydı, kesinlikle spor yapmasına izin vermezdik. Bir kez görüldü hiçbir darbe almadan hayatını kaybetti. Tekvando ailesi olarak çok başarılı, değerli sporcumuz Seyithan Akbalık’ı kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşıyoruz.
Halil Karabulut (Ulaştırma Spor Kulübü Başkanı)
Seyithan bizim 2.5 aylık sporcumuzdu. Antrenmanlarını yaşadığı İzmir’de antrenörü ile yapıyordu. Ve kulübümüz adına yarışıyordu. Çok yakından takip edemiyordum. Çocuğun geçmişi ile bir bilgimiz yoktu. Bilseydik spor yapmasına izin vermez Mısır’daki şampiyonaya da götürmezdik. Dünya federasyonundan lisanslı bir sporcumuzdu. Lisansız olsaydı dövüşemezdi. Geçmişi başarılıydı. İki ay önce Türkiye Büyükler ikincisi oldu. Biz Seyithan’ı başarılarından dolayı kulübümüze aldık. Kalbinde en küçük bir sıkıntı bilseydim almazdık. Maçta her hangi bir darbe de almadı. Ölüm haberine çok üzüldük.
Sultan Seyhan (Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Sağlık İşleri Daire Başkanı):
Tekvando sporcu sağlığı yönünden çok düzenli çalışan federasyonlarımızdan biridir. Çocukta kalp sıkıntısı olduğunun detaylarını bilmiyoruz. Çocukta böyle bir sıkıntı var ise çok efor harcanan bir sporla değil de örneğin bir satranç yapması daha uygun olur. Burada sporcumuz olimpiyat elemelerine katılmak için kendi rızası ile federasyona başvurarak izin alıp gitmiş.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Bu sporcumuz için geçmişte dopingli diyenlerde oldu. Ben şahsen tekvando da milli takım düzeyine kadar çıkmış bir sporcuda dopingi olacağını zannetmiyorum. Darbe almadığı söyleniyor ancak beyin kanaması da olabilir. Doğrusu ancak bir otopsi raporunda belli olabilirdi. Çocukta bir kalp öyküsü var mı, yok mu? Bu çok önemli. Babası, çocuğun kalp ritminde bir bozukluk olduğunu söylüyor. Burada çok önemli bir detay var. Aile hekimi bir sporcu hastasının kalbinde bir sıkıntı görmüş ise hastasını bir kardioloğa gözükmesini ister. Kardioloğ da o sporcunun yaptığı spora göre devam edip edemeyeceğinin raporunu yazar. Burada bu sporcumuzun spora devam edip etmeyeceği bir aile hekiminin vereceği bir karar değildir. Bu kararı ancak bir kardioloğun raporu ile vermesi gerekir. Kalp, ihtisas isteyen bir konudur.
Başka çok önemli bir konu daha var. Bu çocuk yaptığı sporda Avrupa şampiyonluğu kürsüsüne çıkmış çok başarılı bir sporcu. Bazı aileler başarılı sporculara verilen ödüllerin yüksekliği nedeniyle çocuklarını spora daha çok teşvik ediyorlar. Bu çocuğumuzun kalbinde sıkıntı sürüyor ise spor yapmasını kendisi mi, yoksa ailesi mi arzuluyordu. Genel anlamda kalbinde ya da başka bir organın da efordan sonra meydana gelebilecek ciddi vakalarda o sporu sporcu mu yapmak istiyor, yoksa aileler yüksek meblağlı ödüller karşısında çocuklarını mı spora teşvik ediyor? İşte bunların irdelenmesi gerekir.
Diğer önemli bir konu daha var. Lisans almalarda doktorlarımız sporcu adaylarına ‘ailenizde şu şu hastalıklar var mı?’ diye soru sorup, ailenin sağlık öyküsünü öğrenmeye çalışıyorlar. İşte burada sporcuların bazı hastalıkları saklamadan doğrusunu söylemeleri gerekir. Burada devletin görevi sporcularına sağlıklı ortamlarda spor yapma imkanı sağlamaktır. Bunun için sağlık merkezleri ve sağlıklı tesisler kurar. Sporcunun görevi de kendini korumaktır.
BABASINDAN AÇIKLAMALAR
İZMİRLİ milli tekvandocu Seyithan Akbalık’ın, Mısır’da müsabaka sırasında hayatını kaybetmesinin ardından baba Erdal Akbalık, madalyalarıyla poz verdiği oğlunun hem sağlığı hem de spora başlamasıyla ilgili önemli ayrıntıları anlattı. Oğlunun küçükken çekingen tavrından sıyrılması için tekvandoya kendisinin başlattığını söyleyen Akbalık, "Ondan sonra bu spora aşkla bağlandı. Kalp rahatsızlığı ile ilgili doktorların ilaçları aksatmaması gerektiği yönündeki tavsiyeye uymuyordu. Maçtan önce de yine unutmuş olabilir. Rahatsızlığını kulüpleri biliyordu ama federasyona söylemedi" dedi.
Mısır’ın Luksor kentinde düzenlenen Uluslararası Tekvando Şampiyonası’nda Türkiye’yi 63 kiloda temsil eden milli tekvandocu 21 yaşındaki Seyithan Akbalık, müsabaka sırasında hayatını kaybetti. Kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Akbalık, İzmir’de kalabalık bir cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Oğlunu Doğançay Mezarlığı’nda toprağa verdikten sonra evine dönen baba Erdal Akbalık, Seyithan Akbalık’ın kullandığı odaya girerek bu güne kadar kazandığı onlarca madalyadan bir bölümünü gösterdi. Erdal Akbalık, oğlunun tekvando sporuna başlamasından hastalığına kadar önemli açıklamalarda bulundu.
ÇEKİNGEN OLMASIN DİYE BEN YOLLADIM
Oğlu Seyithan Akbalık’ın ilkokul yıllarında çekingen bir yapısının bulunduğunu söyleyen Erdal Akbalık, "Sık sık eve ağlayarak geliyordu ve arkadaşlarından dayak yediğini söylüyordu. Ben de en azından kendisini savunabilecek teknikler öğrenmesi için mahallemize açılan spor salonuna gönderdim. Burada tekvandoyla başladı. Sporun inceliklerini öğrendikten sonrada büyük bu spora bir aşkla bağladı. Artık her gün antremanlara gitti. Hızla yükseldi ve siyah kuşak almaya hak kazandı. Birçok mahalli yarışmalarda birincilik elde etti" dedi.
İKİ AY ÖNCE KAPSAMLI BİR KONTROLDEN GEÇMİŞ
Oğlunun onlarca Türkiye şampiyonluğunun yanı sıra 16 yaşında İsveç’te Avrupa şampiyonluğu, Almanya ve Kore’de de uluslararası birincilikler elde ettiğini anlatan Erdal Akbalık, Seyithan’ın kalp rahatsızlığının da 16 yaşında ortaya çıktığını söyledi. Doktor kontrollerine götürdüklerini ve kalp kapakçıklarında sorun olduğunu bunun da ritm bozukluğu yarattığını ifade eden Akbalık, "Doktorları bu rahatsızlığının spor yapmasına engel olmadığını söyledi. Ancak kalp ritmini yavaşlatan bir ilaç kullanıyordu. Bunu kullanması durumunda bir sorun yaşamayacağını söyledikleri için de spora devam etti. En son iki ay önce yine bir çarpıntı yaşadı. Biz de kapsamlı bir kontrolden geçirttik. İki gün boyunca her şeyine bakıldı. O doktorlar da yine ilaç verdi ve bunu her gün alıp aksatmamasını istedi. Ama o ilaç almayı unutuyordu. Zaman zaman birkaç gün üst üste almadığı da oluyordu. Rahatsızlığını spor kulüpleri biliyordu ama milli takım için federasyona söylememiş olabilir" dedi. Erdal Akbalık, oğlunun hayatını kaybettiği müsabaka öncesinde de ilaç almayı unutmuş olabileceği yönündeki soruya ise, "İlaçlarını yanında götürmüştü. Ama unutmuş olabilir. Ben sonradan maçın görüntülerini izlediğimde, ilk iki rauntta çok iyiydi. Ama üçüncü raunt başladığında, artık ellerini bacaklarına doğru götürmeye ve tutmaya başladı. Zaten ondan sonra da hızla rakibine doğru hamle yaptıktan sonra ona sarıldı. Sonrasında da yeri düştü. Ama aldığı bir darbe yoktu" karşılığını verdi.
KÜÇÜK OĞLUM ABİSİNİN BAŞARILARINI SÜRDÜRECEK
Erdal Akbalık, yine tekvando sporuyla uğraşan 15 yaşındaki küçük oğlu Eyüp Akbalık’ı da yanına alarak "Seyitan havalimanında Mısır’a gittiği sırada ’dönüşüm muhteşem olacak’ demişti. Onun hayalleri vardı. Ama artık onun başarılarını küçük oğlum Eyüp devam ettirecek. Eyüp, çok önemli bir rahatsızlık atlattı. Şimdi tekrar spora başladı. O da bu sporda şampiyon olacak. İki oğlumla da gurur duyuyorum" dedi.
OĞLUM ŞEHİT SAYILSIN
Seyithan Akbalık’ın milli takım forması altındaki müsabaka sırasında hayatını kaybetmesinin ardından, onun şehit sayılıp sayılmayacağı yönündeki sorular da gündeme geldi. Tekvando Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Metin Şahin, spor dallarında böyle bir düzenleme olmadığını ancak bu yönde bir çalışmanın gündeme gelebileceğini ifade etti. Erdal Akbalık ise, oğlunun milli maç sırasında hayatını kaybettiğini dile getirerek, "Onun şehit sayılmasını istiyoruz Bu maddi mefaat için değil. Oğlumun bu payeyi alması içindir. Ama şehit saymazlarsa da o zaten bizim gönlümüzün şehidi olur" dedi.
SEYİTHAN İÇİN AĞAÇ DİKİLDİ
Öte yandan Seyithan Akbalık'ın arkadaşları, genç sporcunun fotoğrafını müsabakaların yapıldığı spor salonuna astı ve milli takım kafilesinin kaldığı Karnak Oteli'nin bahçesine ağaç dikti.
Mısır Tekvando Federasyonu Başkanı Ahmed El Fuli ise genç sporcunun ölümünü üzüntüyle karşıladıklarını dile getirerek şunları söyledi: "Oğlumuz Seyithan'ın vefatı acı verici bir olay ama bu kader, Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz. Spor adına şehit oldu. Ailesi ve sevenlerine sabır diliyoruz. Genç sporcunun anısına salona dev bir posteri asıldı. Diğer ülkelerden tekvandocular, postere imzalarını bırakarak sporcuyu anıyor. Spor müsabakaları sırasında kalp krizi vakaları maalesef yaşanabiliyor."