Dünya turizminin ve turizm gelirinin %30’unu oluşturan Akdeniz Havzası, dünyanın en tercih edilen tatil bölgelerinin başında geliyor. Rapora göre 2060 yılına kadar olması beklenen iki derecelik küresel sıcaklık artışı, Akdeniz’i sıcak hava dalgası, kuraklık, orman yangınları, susuzluk ve tarımda verim düşmesi gibi sorunlarla karşı karşıya bırakacak. Tüm bu etkenlerin bileşimi, Akdeniz turizminin dolaylı ya da doğrudan olarak olumsuz etkilenmesine neden olacak.
Orman yangınları
Raporun bilimsel koordinatörü Dr. Tina Tin, yaptığı açıklamada "Eğer sıcaklık 20C ya da üzerine çıkarsa, bu Akdeniz için kötü
haber demektir. Aileler, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları yüzünden yaz tatillerini artık başka yerlerde geçirecekler." dedi.
WWF raporda, iklim değişikliği kontrol altına alınamazsa Akdeniz’in ciddi sıcaklık artışlarıyla karşılaşacağını, yıl içinde sıcaklığın en yüksek olduğu günlerin (35¡C ve üzeri) altı haftaya kadar uzayabileceğini belirtti. WWF’ye göre, sıcak günlerin sayısındaki artış orman yangınları tehlikesini de beraberinde getiriyor.
Bu durum da turistlerin güvenliğini tehdit ediyor. Akdeniz’in güney kıyılarında orman yangınları tehlikesi yıl boyunca görülüyor. Bu tehlike neredeyse Akdeniz’in tamamı için geçerli ve orman yangınlarının görülebileceği gün sayısının sıcaklık artışı nedeniyle altı haftayı aşması bekleniyor.
Tarımda beklentiler
WWF, tarım sektörünün genel durumu için de endişeli. Yüksek sıcaklık ve uzun süreli kuraklık tarımda verimin düşmesine neden olacak. Sıcaklıklar artıp yaz yağmurları ortadan kalktıkça, fasulye, mercimek, ayçiçeği gibi düzenli sulama gerektiren ürünler azalacak. Sulama gerektiren ekinlerin veriminin %40 oranında düşmesi bekleniyor.
WWF’nin İklim Değişikliği Programı Yöneticisi Jennifer Morgan, yaptığı açıklamada "İklim değişikliğinin Akdeniz ekonomisine yapacağı tamir edilemez zararlardan kaçınmak için küresel ısınmayı önlemeli ve şimdi harekete geçmeliyiz.
İskoçya’da G8 zirvesi bir araya gelecek olan dünya liderleri, CO2 salınımlarını azaltmak ve iklim değişikliği tehlikesini önlemek için somut çözümler ve eylem planıyla ortaya çıkmalılar." dedi
www.wwf.org.tr
Okura not:
1. İklim Değişikliği’nin Akdeniz’de Etkileri-2ûC artış konulu raporu download etmek için; www.panda.org/climate/med2degrees
2. Oxford Üniversitesi’nden Dr. Mark New tarafından WWF için hazırlanmış Kutuplarda İklim Değişimi ve 2ûC’lik Artış adlı raporda son 20 yılda iklim değişikliğinin geldiği tehlikeli boyut anlatılıyor. Küresel iklim simülasyonlarına göre, iklim değişikliğini önlemek için birşey yapılmazsa, 2026 -2060 yılları arasında dünyamız 1750 sanayi devrimi öncesindeki sıcaklıklardan 2ûC daha fazla ısınacak. Bu durum, kutuplarda buzulların erimesine, tundra bitki örtüsünün ortadan kaybolmasına, kutuplarda yaşayan canlı türlerinin yaşamlarının olumsuz olarak etkilenmesine ve bu bölgelerdeki Inuit halkının hayatının büyük ölçüde değişmesine neden olacak. Rapor: download etmek için; www.panda.org/about_wwf/what_we_do/climate_change/publications/publication.cfm?uNewsID=18150&uLangId=1
3. 2ûC’lik küresel sıcaklık artışının Akdeniz üzerindeki etkileri tabloda belirtilmiştir:
Sıcaklık artışı Akdeniz ülkelerini nasıl etkileyecek? Akdeniz, müziği, baharatları, şarabı, zeytinyağıyla binlerce yıllık kültürün ve medeniyetin beşiği. Peki, küresel ısınma sonucu Akdeniz’de yağmur, su, biyoçeşitlilik, ormanlar vb. nasıl etkilenecek?
Hazırlayan: Dr. Tina Tin
Akdeniz’in zenginliği ve iklimi arasında göz ardı edilemez bir bağ var. 45.000 km’lik kıyı şeridi, ılık, kuru yaz iklimiyle dünyanın en sevilen tatil beldesi. Dünyada turizm gelirleri, turistlerin %30’unun Akdeniz’i tatil için tercih ettiğini ortaya koyuyor. Sıcak yazlar, ılık ve yağışlı geçen yumuşak kışlar; tarımın bölge ekonomisinde önemli bir yer tutmasını sağlıyor. Akdeniz Havzası genelinde 40 milyon hektarı aşan orman arazisi barındırdığı biyolojik çeşitlilikle dikkat çekiyor.
Bugün, bu zenginlik nüfus artışı ve yapılaşma tehditleriyle karşı karşıya. Son yıllarda Akdeniz’de de görülen küresel ısınmanın etkileri, arz talep arasındaki hassas dengeyi korumayı zorlaştırıyor.
İklim değişikliği baskısını azaltmak için, öncelikle 2ûC’lik sıcaklık artışının Akdeniz’i ne ölçüde etkileyebileceğini bilmek gerekir.
2ûC’lik sıcaklık artışı, bir bilim kurgu senaryosu değil, 20-50 yıl sonra geleceğimiz noktadır. Bu da; tüketim alışkanlıklarımızı, yaşam şeklimizi ve mevcut siyasetin değişmesi konusunda oldukça kısa bir süremiz olduğunu gözler önüne seriyor. Avrupa Birliği, hükümetler ve WWF 2ûC’lik artışın büyük olumsuz etkileri olacağı konusunda görüş birliğine varmış durumda. WWF’nin çalışmaları 2ûC’lik artışın Akdeniz’i tehdit edeceğini gösteriyor.
2ûC’lik sıcaklık artışı Akdeniz için ne anlama geliyor?
Sıcak dalgaları: Sıcaklık artışı sanayi devrimi öncesi seviyeyi 2ûC aşarsa, Akdeniz iklimi daha da ısınacak, kuraklık geniş ölçüde hissedilecek ve iklimde değişiklikler görülecek. Bölgedeki sıcaklık artışı şu anki koşullardan 1-2ûC daha artacak. Ancak, Kuzey İtalya, Türkiye gibi denizin hafifletici etkisinden uzak kalan iç kesimlerde sıcaklıklar 5ûC’ye kadar artabilecek.
Akdeniz’de özellikle iç kesimlerde sıcak dalgalarının ve aşırı sıcak günlerin sayısının artması bekleniyor. Kuzey Ege’deki bol rüzgarlı Yunan adalarında bile sıcak günlerin sayısının iki haftaya kadar çıkacağı öngörülüyor.
Daha az yağmur: Güney Akdeniz’de yıllık yağış miktarının 1/5 oranında düşmesi bekleniyor. Öte yandan Kuzey Akdeniz’de yaz mevsiminde yağış miktarının %30 artması bekleniyor. Yıl boyunca kurak zamanların değişmesi ve uzaması bekleniyor.
Yangınlar: 2ûC lik sıcaklık artışı, Güney Akdeniz’de yıl boyunca orman yangını tehlikesini beraberinde getiriyor. Akdeniz’in diğer bölgelerinde ise yangın tehlikesinin altı haftaya kadar uzayacağı bildiriliyor. Kuzey İtalya, Balkanlar ve İber Yarımadası’nda orman yangını tehlikesi bir aya kadar uzayacak.
Tarım: Sıcaklık ve kuraklık verimde düşüşe yol açacak. Bu durum özellikle yazın yetişen ve sulanmayan ekinleri etkileyecek. Bölgede bu durumdan olumsuz olarak etkilenecek başlıca mahsuller arasında; fasulye, soya fasülyesi ve mercimek sayılıyor.
Turizm: Sıcak dalgalarındaki artış ve orman yangınları, yaz aylarında Akdeniz’in tatilcileri kaybetmesine neden olacak. İlkbahar ve sonbahar bazı tatilciler için halen cazip olmaya devam etse de, aileler yaz tatillerini başka yerlerde geçirmeyi tercih edecek. Kuzey Avrupalı çoğu turist Akdeniz’e gelmeyebilir.
Su: Daha kurak iklim, yağış miktarında düşüş, tarımda su tüketiminin giderek artması, yüzey sularının kaybedilmesi bölgede halihazırda büyük sıkıntı yaratmış durumda. Örneğin, İspanya’da yapılan bir çalışma 1ûC’lik artışın bile İspanya’daki su oranının %5-14 oranında azalmasına neden olduğunu gösteriyor. Benzeri bir sıcaklık artışının yaşandığı Cezayir’de su talebi mevcut kaynakların 0.8 trilyon m3 üzerinde.
Biyolojik Çeşitlilik: Yapılan son çalışmalar, 2ûC’lik sıcaklık artışının Kuzey Akdeniz’de bitkilerin %50 oranında kaybedilmesine yol açacağını gösteriyor. Bu kayıp, İspanya’nın kuzeyi, dağları ve özellikle Fransa’da % 80’e kadar çıkabilir. Orman yangınlarındaki artış, istilacı türlerin ve otların yayılmasına, dolayısıyla orman yangınlarının daha geniş alanlara sıçramasına neden olacak.
Yarınınızı kurtarmak için bugün harekete geçin
2ûC’lik sıcaklık artışı zaten şu anda hassas olan Akdeniz ekolojik dengesini çok daha tehlikeli bir durumla karşı karşıya bırakıyor. Ekolojik ve ekonomik dengenin bozulmakta olduğuna yönelik tüm işaretler ortada.
Dünya liderleri küresel ısınmayı 2ûC’lik tehlike eşiğinin altında tutmak zorunda.
Sanayileşmiş ülkeler CO2 salınımlarını Kyoto Protokolü’nün belirlediği oranların altında tutmakla yükümlü. Gelişmiş ülkeler, 2012 ‘den sonra da salınımlarını azaltma konusunda hemfikir olmalılar.
Gelişmiş ülkelerin, salınım gazlarını %60-80 oranında azaltmaları gerekiyor. Sanayileşme yolundaki ülkeler ise kalkınma hedeflerine verimli teknolojiler kullanarak erişmenin yollarını aramalılar. Gelişmiş ekonomilerde hükümetler, iş ve finans dünyası bu ideal etrafında birleşirse bu hedefe ulaşılabilir.
C02 salınımlarına yol açan ikinci büyük neden elektrik üretimi. Dünya karbondiyoksit salınımlarının % 37’si elektrik kaynaklı. Temiz enerjinin kullanıldığı bir gelecek için en önce enerji sektörünün temizlenmesi gerekiyor. WWF’nin dünya çapında yürüttüğü Powerswitch! kampanyası elektrik enerjisi endüstrisini bu yüzyılın ortasına kadar sanayileşmiş ülkelerde CO2’siz bir şekilde çalışmaya davet ediyor.
Hükümet ve yardım kuruluşları, iklim değişikliğinin etkileri ve facialar konusunda tepki vermeye başladı. Tehdit altındaki yöre halkları ve doğal kaynaklar üzerindeki iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve direnci artırmak yolunda etraflı çalışmaların yapılması gerekiyor.