Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2005 21:58
Avrupa üzerindeki ozon tabakası hızla inceliyor
Kuzey Kutbu üzerindeki ozon tabakası hızla inceliyor. Atmosfer araştırmacıları Kuzey Avrupa’daki ozon tabakasının bugüne kadar olmadığı kadar inceleceği sonucuna vardılar. Özellikle de kayakçıların güneş ışınlarından korunmaları önerildi.
Atmosfer fizikçisi Markus Rex, Avrupa üzerindeki ozonun günden güne azalmasını izliyor. Alfred ĞWegener Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü (AWI- Almanya) fizikçisinin görevi dünya atmosferinin ikinci katı olan stratosferi gözlemlemek. Rex, şu sıralar Kuzey Kutbundaki ozon kaybının araştırılmasına dayanan "Scout-03" Avrupa projesinin koordine ediyor.
‘03’, üç oksijen atomundan oluşan ve cilt kanserini tetikleyen kızılötesi ışınları çeken molekülün kimyasal formülü. Bu açıdan bakıldığında ozon tabakası dünyamızın UV- koruyucu kremi gibidir.
İncelme çok hızlı
Fakat ne var ki şimdi Kuzey Kutbu üzerindeki koruyucu kalkan hissedilebilir bir şekilde incelmekte. Ozon yoğunluğu, 18-20km’lik yüksekliklerde milyon başına 3,8’den 2,3 parçaya (ppm) düştü.
Bir milyon hava parçacığına normalde olduğu gibi neredeyse dört değil sadece iki 03 molekülü düşmekte. Demek ki ozon tabakası maddesinin yaklaşık olarak %40’ını kaybetmiş.
Ve halihazırdaki kimyasal ve meteorolojik koşullara göre bu sinsi bozulmanın sonu görünmüyor henüz. Önümüzdeki günlerde ve haftalarda Kuzey Kutbu üzerindeki ozon tabakasının bugünü dek olmadığı kadar incelebilecek. Önemli ozon kaybına rağmen "Scout-03" sorumluları henüz Güney Kutbundaki gibi bir ozon deliğinden söz etmek istemiyorlar.
1999/2000 kışında ozon tabakasının en yoğun olduğu 20m yükseklikte ozonun %60-70’i yok olmuştu. İşte bu kış aynı rekorun tekrarlanması bekleniyor. Bunun sonucunda dünyaya daha fazla yüksek enerjili UV ışını ulaşacak. Işın miktarı bulut oluşumu ve denizin yüksekliğine bağlı diyen araştırmacılar kayak yapanlar veya karda dolaşanların her şeyden önce yanlarına koruyucu güneş kremi almalarını öneriyorlar.
Rekor tekrarlanacak mı?
Ozon tabakasındaki incelme, şiddetli kutup kasırgalarının başlamasıyla son buluyor. Bu da ancak düşün enlemlerdeki sıcak hava kütlelerinin alçak basınç bölgesine girmesiyle meydana gelmekte.
Daha önceki kışlarda bu iklim süreci Ocak veya Şubatta yaşanıyordu ama bu yıl stratosferde henüz bir ısınma görünmüyor. Arktik kasırgası üç ay kadar geciktiği için sıcaklıklar eksi 80 derece ve daha da altında seyretmekte.
Ve klor, brom ve halon gibi yangın söndürücüleri soğukta daha etkili hale geliyorlar. Kimyacıların dediği gibi az tepki gösterenden radikal bir biçime dönüştürülmesi gerekiyor. Bu ada Ğ78 santigrat dereceden itibaren gerçekleşmekte.
Yeraltındaki faktörler iklim için daha tehlikeli
İngiliz bilim adamları dünya iklimi için asıl tehlikenin yeraltından geleceğini öne sürdüler.
İklimbilimci Stephen Self şöyle diyor: ‘Dev yanardağ püskürmeleri teorik olarak insanlık için meteorit çarpmasından daha büyük bir tehlike oluşturmakta. Bu tür bir süper püskürmenin dünya iklimi üzerindeki etkisi en az dünyaya çarpacak bir asteroit kadar büyük olur.’ Ayrıca jeolojik zamanlara göre ölçüldüğünde daha fazla meydana geliyorlar. Bir süper püskürme olasılığı, meteorit çarpmasından beş ila on misli fazla... Üstelik dünyadaki birçok yanardağı küresel etki yapabilecek süper püskürme riski taşımakta.
Örneğin 1991 yılında Pinatubo’daki püskürme bile üst atmosfer tabakalarında kükürt ve asit bulutları oluşturarak, dünya iklimi üzerinde iki ila üç yıl kadar etkili olmuştur.
Süper püskürmeler bundan 100 misli şiddetlidir diyor Open Üniversitesi’nden Stephen Self. Ve böyle dev bir püskürmenin dünya iklimi üzerindeki etkisi çok daha vahim olabilir. Mesela dünya genelindeki tarımın zarar görmesi yüzünden gıda üretimi aksar ve açlık başlayabiliyor diye tahmin ediyor araştırmacılar. Ne var ki şiddetli bir yanardağı püskürmesini engellemek çok zordur. Hatta gelecekte uzaydan gelecek tehlikeleri modern silah teknikleriyle önleyebilecek insanlık süper püskürme karşısında çaresiz kalacaktır.