İdölünü açıkladı

Güncelleme Tarihi:

İdölünü açıkladı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2012 11:32

Basketfaul Dergisi, Anadolu Efes'in NBA patentli yıldızı Jordan Farmar ile çok özel bir röportaj yaptı.

Haberin Devamı

İşte Jordan Farmar röportajı… 
 
- Buraya gelmeden önce Efes’le ilgili bilgileri nereden aldınız, kiminle iletişime geçtiniz?

JF: İlk önce Devin Smith’e sordum, Maccabi’den takım arkadaşımdı. Deron Williams’a sordum, ama tabii ki en yakın arkadaşım Josh Shipp’e sordum. Shipp benim Los Angeles’tan beri en yakın arkadaşımdır. Hem Türkiye’deki ligi çok övdü, hem de Anadolu Efes’i. Kulübün organizasyonunun çok profesyonel olduğunu söyledi.

- Maccabi’de geçirdiğiniz ilk deneyim hakkında neler söyleyebilirsiniz, alışmak kolay mıydı Avrupa basketboluna?

JF: Açıkçası bana 5 sene önce “İsrail ve Türkiye’de oynayacaksın” deseler, hayatta inanmazdım ama oldu işte. Hayat insana böyle sürprizler getiriyor. Lokavt olmasaydı Maccabi’ye transferim akıllara gelmeyecek bir olasılıktı. “Madem Avrupa’ya geldim, en iyi sistemlerden birine geleyim” dedim. Zaten halkın çoğu da İngilizce konuştuğu için pek zorlanmadım ve iyi bir deneyim oldu.

Haberin Devamı

- NBA ile Avrupa basketbolu arasındaki farklılıklar neler, size zor gelen değişiklikler neler?

JF: Evden uzakta olmak açıkçası büyük bir problem, saat farkı da biraz sorun yaratıyor. Burada oyun kuralları biraz farklı. Çok daha fazla steps çalınıyor, buna karşılık çoğu zaman turnikeye gittiğimizde darbelere faul çalınmıyor. Buna “Euroleague sertliği” deniyor. Ayrıca burada idmanlar daha uzun, maç öncesi ısınmalar çok uzun sürüyor. Bazen maç başlamadan yorulmaya başladığımı hissediyorum...

- Türkçe öğrenmeyi düşünüyor musunuz?

JF: Elimden geleni yapıyorum. Birçok arkadaşım burada yardımcı oluyor, temel konuşmaları yapabiliyorum ve daha da ilerletmek istiyorum. Ermal ve Semih bu konuda çok yardımcı oluyorlar.

-İsrail Milli Takımı’ndan teklif aldınız mı? Ailenizin İsrail ile bağlantıları olduğunu biliyoruz, yani devşirme statüsüne dahi gerek kalmayabilir.

 JF: Evet, geçen Yaz New York’ta İsrail Basketbol Federasyonu yetkililerle konuştuk, durumu tartıştık. Elemelerde değil ama Avrupa Şampiyonası’nda beni kullanmak istediklerini söylediler. Ama ben de yeni evlendim ve ailemle vakit geçirmek istiyorum. Çok yorgun olmazsam ve istediğim ortam sağlanırsa bir gün bu proje gerçekleşebilir.

Haberin Devamı

- Kobe ile ilişkiniz nasıldı? Kobe nasıl biri? Kobe burada basketbol tanrısı gibi görülüyor.

JF: Kobe her yerde tanrı. O gerçekten inanılmaz bir oyuncu ve inanılmaz bir insan. Onunla 4 sene beraber oynadım ve çok güzel bir bağ oluştu aramızda. Özellikle yenildiğimizde daha da yakınlaşıyorduk birbirimize. Gerçekten tam bir takım oyuncusu ve müthiş bir insan, onunla oynamak benim için bir onurdur.

- Vujacic ile olan ilişkiniz nasıl? 3. kez onunla aynı takımda oynuyorsunuz, ne düşünüyorsunuz bu konuda?

JF: Shipp kadar olmasa da, Vujacic de çok samimi arkadaşım. Yeni bir takımda eski yüzlerin olması çok iyi oluyor açıkçası. Bana çok yardımcı oldu, güzel mekanlara götürdü; ne yapılır, nerede ne yenir, yardımcı oldu. Güzel bir ilişkimiz var. O da iyi bir takım oyuncusu ve birlikte vakit geçirmek çok keyifli.

Bir gün NBA’ye geri dönmeyi düşünüyor musunuz?

Haberin Devamı

JF: Tabii ki, neden olmasın. Yarın ne olacağı hiç bir şekilde belli olmuyor. Dün İsrail’deydim, bugün Türkiye’deyim, belki yarın Amerika’da olurum. O kapıyı kapatmadım.

- UCLA hakkında neler söyleyebilirsiniz, müthiş bir okuldan geliyorsunuz?

JF: Bruins’li olmak ayrıcalıktır :) Bir kere UCLA’li olunca hep oralı olursun. Oraya gittiğinde seni saygıyla karşılarlar. Shipp de orada okumuştu, üniversite için oynamak gerçekten çok keyifliydi ve muhteşem bir ortam vardı.

Josh Shipp hakkında neler söyleyebilirsiniz?

JF: En yakın arkadaşım. Halen benim evimde kalıyor. En iyi arkadaşınla zaman geçirmek çok eğlenceli. Şu an tam olarak sağlığına da kavuştu, onunla aynı takımda oynamak çok keyifli.

Haberin Devamı

Basketfaul: Eski takımınız Brooklyn Nets hakkındaki yorumlarınız neler? Yeni bir yapılanmadan geçtiler...

JF: Onlar adına çok sevinçliyim çünkü Avery Johnson çok iyi bir antrenör. Şanslıyım ki hep iyi antrenörlerle çalıştım; Phil Jackson, Avery Johnson, David Blatt ve Oktay Mahmudi hep kariyerli, oyuncularından ne istediğini belli eden, gerçek birer sistem koçu. Avery Johnson’un takımı da bu sene şampiyonluk için mücadele edebilecek konuma geldi. 
 
-Phil Jackson hakkında ne diyebilirsiniz?

JF: İnanılmaz ilginç biri. Kendisi yoga üstadı ve bize değişik felsefelerle geliyordu. Sürekli bağırıp çağıran koçlar yerine, böyle sakin biriyle çalışmak gerçekten ilginç bir deneyimdi. Kendi hücum sistemine çok güveniyordu ve güvenmekte de haklıydı gerçekten. Onunla çalışmak çok keyifliydi. Ama diğer koçlarıma da haksızlık yapmayayım; Avery Johnson’la da çalışmak eğlenceliydi. Keza David Blatt çok değişik savunma setlerine sahipti, sürekli olarak bizim atletizmimize güvenerek değişik savunmalar, sıkıştırmalar ve preslerle oyunun içindeydik.

Haberin Devamı

Avrupa’daki ve NBA’deki oyun hakkında yorumunuz ne? Savunmada zorlandığınız konular neler?

JF: Pick’n roll’eri savunmak gerçekten çok zor. NBA’de çok atletik oyuncular ve çok şutör oyuncular var, onları durdurmak imkansız gibi. Perdeden sonra pas da veriyorlar, şut da atıyorlar, içeri de devriliyorlar. Kabus gibi bir durum bu savunma için. Avrupa’da da aynısı geçerli, burada daha sert perdeler var ve hakemler pek faul çalmıyor. Fiziksel olarak çok yıpranıyoruz savunmada.

Savunmakta en zorlandığınız oyuncular kimlerdi NBA’de?

JF: Steve Nash durdurulması imkansız bir oyuncu. Pas atmasını engellersin, şut atar. Şutunu engellersin, penetre eder. Penetresini engellersin, pas atar. Her şeyi yapabilen çok etkili bir oyuncu. Chris Paul ve Rondo gerçekten çok hızlı, Deron Williams ise çok kuvvetli. Bunlar NBA›in en yetenekli oyuncuları.

NBA kariyerinizde bir günde iki maç yaptığınızı biliyoruz, bunu anlatır mısınız?

JF: D-League’de oynarken aynı akşam Lakers’ın da aynı salonda maçı vardı. Öğlen D-League’de oynadım, akşam da takıma çağrıldım ve orada da oynadım. İlginç bir deneyim oldu ama keyifliydi, güzel bir histi.

NBA’de tüm zamanlarda en çok sevdiğiniz ve örnek aldığınız oyuncu kim?

JF: Magic Johnson. Ben Los Angeles’da doğma - büyüme biri olduğum için onun maçlarıyla büyüdüm, ayrıca onun maç sırasında gülümsemesi beni çok eğlendirirdi. Mükemmel oynayıp bir yandan da sürekli gülümsemesi inanılmaz. Babamla sürekli bunu konuşuruz, “sahada hiç güldüm mü?” diye sorarım. Hep çok kıskandım onu, özellikle sahada yaptıklarını. Bir de Kobe tabii ki. Kobe ilk şampiyonluğunu kazandığında 8. sınıftaydım ve o benim için bir idoldü. Tabii yaklaşık 6 yıl sonra onunla aynı takımda oynamak benim için bir rüyaydı.

Jack Nicholson, Denzel Washington gibi isimler maçlarınızı izliyordu. Onlar üzerinizde baskı oluşuyor muydu?

JF: Tam tersine, bizi motive ediyordu dünyanın en ünlü insanlarının önünde oynamak. Bir gün Nicholson ile konuşuyoruz, “senin büyük hayranınım” dedi, “vay be” dedim, “ben de senin çok büyük hayranınım”…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!