Huysuz İhtiyar: Acep ben kimim?
Güncelleme Tarihi:
İki haftadır bazı Trabzonsporlu taraftarlardan ve bazı kulüp yöneticilerinden fakslar almaktayım. Bir bölüm faks çekeri, yazdıklarımı kibar bir dille eleştiriyor. Diğer bölümü de tribün ağzı konuşuyor. Yani faksı yazarken kalem yerine küçük su dökme aletini kullanıyor. (Zaten bizim futbolumuz topsuz bile oynanabilir, ama küfürsüz aslaa!..)
Hatta, birkaç tanesi iki bacağımı da kurşunlayacağını iddia ediyor. (Yürümeyi pek sevmediğim için ikisini kurşunlamanızın pek zararı yok. Ama gözünüzü seveyim, üçüncüye dokunmayın!)
Yemin ederim, hiçbirine kırılmadım. İlgi göstermişler, masraf edip faks çekmişler. Hepsinin gözlerinden öperim.
* * *
Ama ortaya beni gerçekten şaşırtan bir durum çıktı. Faks çeken yüzlerce kişi adımı bilmiyor. Korktuğum için beni takma bir adın arkasına saklanmakla suçluyorlar. Örnek olarak Adanaspor eski Başkanı olduğunu yazan Sayın Mustafa Kemal Özenir'in faksından bir bölüm aktarayım: ‘‘Kendini sporun padişahı sanan ama ismini dahi koyup kim olduğunu açıklamaktan kaçan ihtiyar!..
* * *
Yöneticiler paraları veriyorlar, sizler alıyorsunuz. Dürüst olun, senin spora ne kadar paran geçmiş?
Bir gazete bulup isimsiz yazı yazmak ve çamur atmak kolay!..’’
Kendi kendime, ‘‘Tüühh!..’’ dedim. Ben de kendimi ünlü, şanlı ve tanınmış biri sanırdım. Üstelik, sadece Türkiye'de değil Avrupa'da da!.. Doğrusu fena bozum oldum. Bu nedenle gıcıklık olsun diye adımı yine yazmayacağım. Ama fazla merak edenler için bir iki ipucu vereyim;
* Huysuz İhtiyar adlı birkaç baskı yapmış bir kitabım var.
* Üniversite hocalığı yaptım ve dünyanın namlı üniversitelerinde konferanslar verdim.
* Bir spor dalında Yıldızlar İstanbul ikincisi oldum.
* Bir sürü gazete ve dergi çıkardım.
* Uzun boylu ve yakışıklıyım. Gerçi son yıllarda biraz dazlak ve göbekli dolaşıyorum ama bana ayrı bir hava veriyormuş.
* Turgay Şeren'i prafada çok fena yenerim.
Kim olduğumu hálá bulamadınızsa, Hürriyet'in sadece spor sayfalarını değil, diğer sayfalarını da okumanızı tavsiye ederim.
BİR KONUŞMA
Spor Yazarı: Ooo, hoş geldin Fatih.
Fatih Terim: Hoş bulduk. Yazı mı yazıyorsun?
Spor Yazarı: Evet, işimiz bu...
Fatih Terim: Yazarken dik oturmalısın yoksa kamburun çıkar. Köşe atışı diye Türkçe'si dururken niye hababam korner yazıyorsun!.. Üçüncü gol, yazdığın gibi voleyle değil dömi voleyle, yani yarım voleyle atıldı. Cümle başındaki özel isimlerden sonra da virgül koyman gerekli...
Spor Yazarı: Ben, 20 yıllık gazeteciyim bee!.. Sen bana işimi mi öğreteceksin?
Fatih Terim: Ben 40 yıllık futbol adamıyım. Ama sen bana her hafta işimi öğretiyorsun. Bir de ben deneyeyim dedim.