Güncelleme Tarihi:
Trabzonspor Teknik Direktörü Hüseyin Çimşir, kulübün medya organına samimi açıklamalarda bulundu. Sessiz ve sakin bir insan olduğunu belirterek sözlerine başlayan bordo-mavili ekibin teknik patronu, "Bazen dışarıdan sert bir mizacım görünüyor ama aslında öyle bir adam değilim. Bazen yeni bir toplulukta ilişki kurmakta zorlanabilirim. Güvenilir bir adamımdır. Önce ortamı bir tartarım. Genelde çok fazla konuşmayı sevmem. Biraz dinlerim, ortamı güvenli gördükten sonra biraz daha işin içine girip fikirlerimi ve düşüncelerimi ortaya koyarım" dedi.
"İnsanları üzmekten çekinirim ve korkarım"
İkizler burcu olduğunu ve burcunun özelliklerini taşıdığını söyleyen Çimşir, "Bazen onun ruh haliyle böyle gelgitler oluyor. Bunu farkında olmadan yapıyorum. Bazen eşim de bundan rahatsız oluyor. Gülerken bir anda böyle yüzüm ve modum düşüyor. Ailesini seven, sessiz, sakin, olumlu bir adamım. İnsanları üzmekten çekinirim ve korkarım" dedi. 'Hayatınızda futbol olmaması halinde şu anda ne olurdu?' sorusunu yanıtlayan Çimşir, "İşin o tarafını hiç düşünmedim. 40 yaşındayım. Hayatımda bugüne kadar gelenlere olumlu ya da olumsuz hepsine şükrettim. Tercihlerim var, değiştirebildiklerim var. Tercihlerim zaten benim istediklerimdi. Futbol bunlardan bir tanesiydi. Orada da elimden geldiği kadar başarılı olmaya çalıştım. Futbol olmasaydı ne olurdu bilmiyorum. Memur da olabilirdim, işçi de olabilirdim, doktor da olabilirdim ama ne olursam onu en iyi şekilde yerine getirmek için uğraşırım" diye konuştu.
"Özkan Sümer benim için farklı bir yerde"
Futbolculuk yıllarıyla ilgili da konuşan Hüseyin Çimşir, kendisini en çok etkileyen teknik adam olarak da Özkan Sümer'i gösterdi. Çimşir, "Hem eğitim tarafında hem de yarışma tarafında iyi bir öğretici ve eğitmen. Kendisi benim için farklı bir yerde ve farklı bir konumda. Çalıştığım çok hoca var ama Özkan Sümer benim için farklı bir yerde" diyerek devam etti.
"Yusuf Sarı'ya Türkçe öğretmek isterdim"
Takımda en hızlı neyi değiştirmek istediğiyle ilgili de konuşan Çimşir, "Öyle bir imkan olsa, Yusuf Sarı'ya Türkçe öğretirdim! Anlayıp, anlaşılmakta sıkıntı yaşıyoruz. Ona Türkçe'yi öğretmek isterdim" diyerek bu konuda serzenişte bulundu. Oyun felsefesiyle ilgili de konuşan genç çalıştırıcı, "Topa sahip olan, topla beraber hem hücumu hem savunmayı yapabilen bir oyun formatı düşünüyorum. Hücum yaparken savunma güvenliğini yapıp, savunma yaparken de topu kazanıp bir an önce hücum yapmak gibi bir oyun felsefem var. Bunun üzerine kafa yoruyorum. Hızlı oyun, fiziksel hız ve düşünsel hız benim için önemli. Bir de topun hızı önemli. Üçü üzerinde kafa yormaya çalışıyorum. Bunları takıma adapte edebilirsem çok daha rahat olabiliriz diye düşünüyorum" diyerek devam etti. Trabzonspor sevgisiyle ilgili de konuşan Çimşir, "Trabzonspor sevgisini birkaç cümle ile tarif etmek zor. İnsan ailesini tarif ederken buna zaman yetmez. Trabzonspor sevgisi anlatılmaz yaşanır" dedi. Çok fazla boş vakti olmadığını, oluşan boş vakitlerini de ailesine ayırmak istediğini söyleyen Hüseyin Çimşir, bunun dışında deniz ve balık tutmaktan keyif aldığını dile getirdi.
"Hikayesi okunan bir antrenör olmak istiyorum"
Trabzonspor'a aidiyetle bağlı olmanın kendisi için çok önemli olduğunun da altını çizen Hüseyin Çimşir, "İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Bir camiaya bir gruba ait olmak ister. İnsan sevmediği bir yere aidiyet duygusuyla bağlı olamaz. Trabzonspor da bana bunu öğretti. Bu konuda parçalar bütünü oluşturur ama bütünün güzelliği parçaların ortak değeri ile alakalıdır. O da aidiyettir. Mutlu olduğun yerde fedakarlık yaparsın, kendinden bir şeyler verirsin. Karşılığı beklenerek yapılan bir şey değildir" diye konuştu. Hikayesi okunan bir antrenör olmak istediğini de sözlerine ekleyen Hüseyin Çimşir, "İyi bir teknik adam olmak için anlamak ve anlaşılmak gerekir. Grubu anlayıp, anlaşılabilirseniz bence doğru yoldasınızdır demektir" dedi. Balıkçı bir aileden geldiğini de söyleyen Çimşir, "Babam futbolcu olmamı çok istedi. Balıkçı bir ailenin çocuğuyum. Balık işinde kazanıyorsunuz, kazanmıyorsunuz, geçim şartları kolay bir şey değil. 3 çocuk vardı ama ona rağmen babam bizim yememizi, giymemizi, içmemizi bir şekilde karşılıyordu. Borç alıyordu, ödüyordu. Özellikle geceleri sabaha karşı kalkar ballı süt yapardı. Kolay iş değildi. Buraya gelebilmem için baya bir fedakarlık yaptı. Hakkı ödenmez. Trabzonspor Teknik Direktörü olmama ise en çok oğlum sevindi. Herkes sevindi ama oğlumun sevinci daha farklıydı. Öptü, kokladı, bir futbol merakı var; takip ediyor, oynuyor. 11 yaşında ve onun da heyecanlı olduğu mutlu olduğu bir ortam oldu" açıklamasında bulundu.
"Bana bu görevi vermek kolay bir iş değildi"
Trabzonspor Teknik Direktörü Hüseyin Çimşir, kendisine bu göreve getiren yönetime teşekkür ederken, camiaya ise şu mesajı verdi: "İlk yarı bittikten sonra puan ve sıralama olarak herkesin bir beklentisi var. Hepimizin bir beklentisi var. Başkan ve yönetim kurulu beni bu göreve getirerek büyük bir özveride bulundular. Kolay bir iş değil bu işi vermek. Benim bir antrenörlük geçmişim var. Birinci adam olarak bakıldığı zaman Trabzonspor benim için ilk ve hedefi olan takımda bunu gerçekleştirdim. Sağ olsunlar bana güvendiler, inandılar. Birinci önceliğim onları mahcup etmemek ve benim de onlara karşı mahcup olmamam. Onun için çok fazla çalışmam gerekiyor. Taraftar olarak bakıldığı zaman kafalarda acabalar olabilir. Ben de taraftar olsam, 'Acaba yapabilecek mi, becerebilecek mi?' diye düşünürüm. Bunlar doğal şeyler ama önyargı kötüdür. Yapamaz, edemez demek kötüdür. Doğru bir yol değildir. Çünkü benim potansiyelimi bilmiyorlar veya bilip de bunu yapamaz, başaramaz demek bence bir önyargı. O önyargıyı da kırmak kolay bir iş değildir. Bunun için özellikle başaralı olmam gerekiyor. Taraftarlarımız kimsenin tarafı olmasın, taraf olacakları yer Trabzonspor'dur. Bu camianın etrafında birleşsinler. Seversiniz, sevmeyebilirsiniz. Bu takımın teknik direktörüne ve oyuncusuna koşulsuz destek olmak zorundalar. Ondan sonra gidişatla ilgili bir olumsuzluk olacaksa tepkilerini gösterebilirler, o konuda bir sıkıntı yok. Benim onlardan ricam lütfen bu takımın yanında olsunlar. Takıma destek olsunlar. Tarafları Trabzonspor kulübü olsun, takım olsun. Biz yan yana durursak, biz bize yeteriz."
Ronaldo'nun müthiş ocak ayı performansını izliyoruz;