Hürriyet'ten sevgilerle

Yalçın GRANİT

Reçete Samim Göreç’ten

ÖNCELİKLE Basketbol Milli Takımımız’ın başarısını göz önüne alarak böyle bir ilave çıkarttığı için HÜRRİYET Gazetesi’ne teşekkür ediyorum. Hep söyleyip duruyoruz; Türk çocuğu yetenekli, eli çok hassas... Ancak, burada görünmeyen üçüncü bir faktör daha var. Bu da fundamental, yani şut stili...

Slovenya karşısında herkes Engin Atsür’ün attığı şutu ’Oyunun dönüm noktası’ olarak değerlendiriyor. Fakat benim esas kanaatim, 2.10’luk Kaya Peker’in attığı üçlük oyunun dönüm noktası olup maçı kazanmamızda büyük bir etki sağladı. Türkler bu işe çok yetenekli. Türk çocuklarının iyi şutör olmalarının temeli tam yarım asır öncesine dayanıyor. Bu fundamentali Türkiye’ye yerleştirip getiren Samim Göreç’tir. Kendisi ilk Basketbol Milli Takım antrenörümüzdür.

Fatih 3’lük atarsa şaşırmayın

Son senelerde Amerika’da şut doktoru diye yeni bir uygulama var. Bu adamlar orta mektep çocuklarından NBA oyuncularına kadar, her birine teker teker şut atılmasını öğretiyorlar. Tabii, bunların hepsinin ayrı stilleri ve reçeteleri var. Bu kadar sene sonra bütün bu şut doktorlarının yazdıkları kitapları, VCD, DVD’lerini kısacası her şeylerini takip edip izledim. Ve gururla söylüyorum ki; en iyi reçete Samim Göreç’in 50 sene önceki reçetesidir. Onun öğrettiği şut stili ile Türk çocuğu her geçen gün daha iyi şutör oluyor. Yarın 2010’da 2.10’luk Fatih Solak da çıkıp 3 sayı atarsa kimse şasırmasın. Tabiatı ile Türk çocuklarının içlerinde ne varsa ortaya dökmelerini sağlayan, özveri ile savunmalarını yaratan bu morali onlara aşılayan teknik heyete de teşekkür ediyoruz.

Yeni Türk yıldız oyuncalarının çıkmasını sağlayan Milli Takım antrenörümüz Tanjevic’e de teşekkür ediyoruz. Fakat bunun dışında hayatını basketbola adayan Basketbol Milli Takımlar Direktörü Doğan Hakyemez ile Türkiye’de basketbolu büyüten kendi özel yaşantısını maddi manevi riske atan Basketbol Federasyonu Başkanımız Turgay Demirel’e de teşekkür ediyoruz.

Can

BARTU

Bu başarı asla tesadüf değil

FUTBOLUN yanında basketbol oynamış bir sporcu olarak, 12 Dev Adam’ın maçlarını izlerken gurur duyuyorum, gözlerim yaşarıyor. Turnuva başlamadan önce NBA’de oynayan oyuncularımızla ilgili çok spekülasyonlar yapıldı. "Gelecekler mi, gelmeyecekler mi?" sorusu hep gündemi meşgul etti.

Doğrusunu söylemek gerekirse, çoğu kimse onların buralara kadar gelebileceğine ihtimal vermiyordu.

Bu gençler mükemmel oynuyorlar. Çok iyi kaynaşmışlar. Bunları kaybetmememiz gerekir. İyi mücadele ediyorlar ve takım ruhunu ortaya koyuyorlar. Takımımızın çoğu gençlerden kurulu. Hepsini gönülden kutluyorum ve onlarla gurur duyuyorum. Bu başarıların tesadüf olmadığını daha sonraki turnuvalarda göreceğiz. Hepinizi alınlarınızdan öpüyorum.

Altan

TANRIKULU

Korkmazsan devleşirsin

DÖRT yıl önce Dünya Kupası’nda A Milli Futbol Takımımız bize benzer duyguları yaşatmıştı. Şimdi 12 Dev Adam aynı şeyleri yapıyor. Pırıl pırıl bir takım.. Sahaya yüreklerini koyuyorlar.. Ve o anda garip bir duyguya kapılıyorsunuz. Yapılan her atakta ayağa kalkıyorsunuz. Üçlükleri bütün ülke olarak attığınız bilincine varıyorsunuz.. Ribaundlara çıkarken etrafınızdakilerin kucağına atlayacak kadar heyecanlanıyorsunuz.. "Vay be bu basketbol futboldan daha keyifliymiş" diyorsunuz.. Belki Yunanistan’a yenildik.. Ama şimdiye kadar kazandığımız maçlarda öylesine mutluluk yaşattı ki bu çocuklar bize her şeye değer.. Devler verdikleri sözü tuttular. Hepsini gözlerinden öpüyorum.. Ne demişti Mehmet Akif, İstiklal Marşı’nda.. Korkma.. Korkmayın Devler..

Erman

TOROĞLU

Bazılarına kötü örnek oldunuz

BASKETBOL Milli Takımımız, bazıları için kötü örnek oldu! Yıllardır kulüp başkanlarının yaptıkları saçma sapan transferler, gönderdikleri teknik  direktörler ve yaptıkları tehditler yetmezmiş gibi, tribünlerdeki küfürlere tam alışmışken, bebelerden kurulu bir milli takım ortaya çıkıyor, hepimizin kafasını karıştırıyor. Bu başarıda  fedarasyon başkanından malzemecisine kadar herkesin payı var.

Birinci günden beri, Tanjeviç’i getirip ona güvenen ve arkasında duran federasyonun başarıda payı büyük. Basketbolcularımıza Tanrı yardım etmedi mi, etti. Ama şunu unutmamak gerekir, Tanrı çalışana, iyi niyetli olana, art niyetli olmayana yardım eder. Onları güldürür tersi olanları da tersi olduğu gibi süründürür.

İlker

YASİN

Zafer isimle değil

cesaretle kazanılır

BİZE bireysel yıldızların, büyük başarılara katkısının ekip halinde duyulan inanç  ve işbirliği yanında fazla bir şey ifade etmediğini 12 Dev Adam gösterdi. Tek çarpan yüreğin 12 ayrı parçasıydı bU gençlerimiz. Yardımlaşma duygusu, hedefe kilitlenme arzusu ve zaferin inançla geleceğine olan kararlılık bu büyük başarıyı getirdi.

Hüseyin Beşok, Mehmet Okur, Mirsad Türkcan ve Hidayet Türkoğlu gibi yıldızlar hiç kuşku yok ki, bu gençlerin yapmış oldukları inanç sererberliğinden etkilenmişlerdir. Ben Türk sporu adına bu gençlerle gurur duydum. Onlara sonsuz teşekkür ediyorum. Zaferlerin isimlerle değil cesaretle, beraberlikle kazanılacağını tüm dünyaya gösterdiler.

Keyif üstü bir şey

BEN, ayakla oynanan oyunu seyrediyor, biliyor ve ona göre yazıyorum. Bu turnuva başlamadan önce basketbolla ilgisi olan bazı arkadaşlarıma, "Bu turnuvada ne yaparız. Nerelere kadar gidebiliriz?" diye sordum. Hemen hemen her sorduğum kişi bu gruptan çıkmamızın zor olduğunu söylediler.

Ancak, maçları seyretmeye başladıktan sonra keyif almaya başladım. Duyduğum, çoğu zaman keyif üstü bir şeydi. Bunu tarif etmek çok zor.

Böyle bir şey olmaz. Türk sporcusunda bu azim ve istek var. Bunu ortaya çıkaranlara teşekkür ederim. Genç basketbolcularımızın hepsinin alınlarından öpüyorum. Ben basketbolu bildiğimi iddia etmiyorum. Gördüklerimi ve aldığım keyfi söylüyorum.

Ercan

SAATÇİ

Gereken ilgiyi göstermedik

ASLINA bakarsanız ülkemizdeki seyir oranı ve alaka başarıya göre artıyor veya azalıyor. Tıpkı 12 Dev Adam’ın bu turnuvaya gidişindeki ilgi ve alaka ile şu an gösterilen övgü, ilgi, alaka gibi... Bu 12 genç adamın (Bazı star basketbolcularımızın milli takımını yalnız bırakmasından sonra) bu kadar zorlu bir grupta ve durumda olmasına rağmen biraz ilgisiz bırakıldığını vurguluyorum.

Ancak, hepimizi şaşırtan o mücadele gücüyle kazanılan galibiyetler geldikçe hepimizin ilgisi ve coşkusu da arttı. Bu 12 genç adamın başta kaptan İbo olmak üzere insan üstü azim ve istekle neler yapabileceğini gördük. Milli Takım kafilesine çok teşekkür ediyorum.

Saygı duydum

ONLARDA belki de kelimelerde anlatamayacağım değişik duygular gördüm. Sınırsız bir arkadaşlık. Sağlam bir dostluk. Hiç sarsılmayan bir inanç. Sınırsız bir yardımlaşma.  Ülke saygınlığı, halk sevgisi... Yunanistan yenilgisinden sonra her birinin çektiği acıyı gördükçe, dev adamların taşıdığı minik yüreklerinin ne gibi duygularla dolup taştığını herkesten iyi gördüm. Ve onlara saygı duydum.

Kanat

ATKAYA

Bacak lazım mı?

HER maç sonrasında "Keşke acil organ nakli mümkün olsa da, İbo’ya sağlam bacak, Ermal’e parmak (Uyanını bulmak zor olabilir tabii basketçilere, o ele nasıl parmak bulacaksın di mi?), Ersan’a dirsek filan yollasak" diye düşünüp duruyoruz memlekette.

Bizim için, bizim kadar istekle savaşan birilerini gördüğümüzde nasıl da mutlu oluyoruz değil mi?.. Bu ülkeyi en iyi temsil edebilecek 12 genç adamın seçildiğine yürekten inanıyorum.

Türk sporu için kazanç

YENİLENMİŞ ve tazelenmiş bir genç grup var. Bugün hata yapsalar bile yarın telafi ederler. Savaşıyorlar ve kazanıyorlar. Ben, her zaman söylüyorum; hem baskette, hem de futbolda yetenekli gençlere şans verilmesi ve onların sahne almaları gerektiğini savunuyorum. Bu, Türk sporu için büyük bir kazançtır.

İşte bizim bastekbolcularımız bunun örneğini veriyorlar. Bu oyunun bir-iki kişiye bağlı olmadığını gösterdiler. "Bu takım başarılı olamaz" diyenlere de en güzel dersi sahada verdiler ve tüm Türk ulusuna örnek oldular. Bu kadronun daha çok büyük işler başaracağını biliyor ve onlara inanıyorum.