Güncelleme Tarihi:
Bu futbolcu oynadığı futbol kalitesiyle değilde, iyi niyeti ve forma aşkı ön planda da olsa, sahada futbol adına akıl almaz hareketler yapan, F.Bahçe'li Mustafa Doğan.
Özellikle futbolun içinden gelen medya mensuplarından ‘‘Topu adeta kırıyor’’ diye eleştiri olan Mustafa Doğan. Hemde Alman Milli Takımı'nın formasını giyen Mustafa Doğan.
Bu nedenle ben kendisini daha fazla eleştirmek, dolayısıyla üzmek istemediğim için, geçmişle ilgili bir anımı anlatmak istiyorum.
Aynı zamanda azıcıkta gülelim diyorum. Yaklaşık 50 yıl öncesinin Fenerbahçe'si. Cihat- Murat- Ahmet- Selahattin- Samim- K.Halil- K.Fikret- Erol- Suphi- Lefter- Halit. Yenilmez muhteşem ve değişmez bir 11.
Sağbek Murat abimizde devrin en önemli sağbeki. Aut atarken en aşağı 15-20 metre gerilip, topa öyle vuruyor ki, top daima karşı 18'de.
Devrin modası da bu. Bizim de Kadıköy'de Pata lakaplı bir kardeşimiz var. Kuşdili'li amatör, ama şahane bir futbolcu. (Allah ömrüne ömür katsın, halen yaşıyor ve hergün Fenerbahçe Sosyal Tesisleri'nde)
Bir maç nedeniyle Bakırköy Barutgücü sahasındayız. Pata'da bizim takımın sağbeki. Yani Fenerli Mustafa gibi. Derken oyun esnasında top auta çıktı. Tabii Pata çekecek. Hakem düdüğünü çaldı, Pata gerildi, gerildi, gerildi, gerildi ve kayboldu. Ulan Pata yok oldu. Oyun durdu. Tabii hemen koşuştuk, birde ne görelim, bizim Pata kale arkasındaki kireç kuyusuna düşmemiş mi!
Tabii onu öyle bembeyaz halde görünce gül, gül, gül Allah gül.
Nereden nereye. Mustafa Doğan'ı anlatırken aklıma neler geldi.
Şimdi Fener Stadı'da yeniden yapılıyor. Aman Mustafa'ya aut mavut attırmasınlar. Başımıza da iş açmayalım.
Fener’den istifa
Faks Amerika'da Los Angeles'te Richard Taşkesen'den geliyor. Satırlarının özeti şöyle:
‘‘Hasta Fenerbahçeliydim. Ancak bu Fener beni çıldırttı. Takımda hırs ve forma aşkı yok. Mustafa Denizli 5 hafta sonra bizi görün dedi. 15 hafta geçti, Bursa'daki lig rezaletini gördük. Burada o kadar çok Fenerli var ki şaşırırsınız. Hepimiz Fenerbahçe'nin bu kadar kötü yönetimini görünce formalarımızı çıkarıp içimizdeki Fenerbahçe ateşini külledik. Her hafta kahrolmaktansa üzüntüyü bırakıp yaşamaya karar verdik. O topçularda kına yaksınlar’’
Buyrun, gelin taa Amerikalara bu eleştirinin cevabını verebilirseniz verin bakalım.
Sarı kart belası
Lig'de A'dan Z'ye tüm kulüplerin futbolcularında sarı kart cezaları bulaşıcı hastalık gibi. Üstüne üstlük hakemlerinde, afedersiniz bilmem neden nem kapıp, sarıya sarılmaları kulüp yönetmenlerini zor durumda bırakıyor.
Koskoca Fenerbahçe'nin, hemde en ünlü futbolcuları son haftalarda sorumsuzca arka arkaya nerdeyse düzineye yakın sarı kart görüyorsa, varın gerisini siz hesap edin.
Mübarek günlerde ne söyleyim arkadaşlar ‘‘Tanrı tüm sarılıları kırmızıdan muhafaza etsin’’ Amin...
Kartal zoru başardı
Beşiktaş ligdeki liderliğini yediği tokatlar sonunda kaybedince ‘‘Eyvah, şimdi taraftarlar kahır dolu mektuplar yazacak, eleştirilerle kulübü topa tüfeğe tutacaklar’’ dedim. Ama yanıldım.
Herşey bir tarafa Siirt faciasını takiben İstanbul Bahçeşehir'de Gökçe ve Tuğçe Erçalık kardeşlerden bir faks geldi ki şaşırdım kaldım. Ayrıca çokta hoşuma gitti.
Satırlarında ‘‘Beyefendi, bizler Beşiktaş'a canlarını verenler, günlük galibiyet, ya da mağlubiyetlerle ne çılgınlar gibi seviniyor, ne de kahroluyoruz. Karakartal'mızın amblemi BJK, yani Beşiktaş Jimnastik Kulübü'dür. Bizler spor için varız. Bu nedenle son günlerde yönetimimiz ve kongre üyeleremizin ittifakla aldıkları karar sonunda şirket olduk. Şu an şampiyon olmuş gibi sevinçliyiz. Aldığımız kararla yakın gelecekte Türkiye'nin en büyük ve kendi yağı ile kavrulan kulübü olacağız. Kısaca Beşiktaş'lılar olarak bizler iki bayramı bir arada kutluyoruz. Ne mutlu Türküm diyene, Ne mutlu Beşiktaşlı olana’’
iyi mi? Gelin bu satırları okuyun da gözleriniz yaşarmasın bakalım. Helal olsun Beşiktaş'ımıza. Darısı inşallah öteki kulüplerimize.
İşte gerçek taraftar
F.Bahçe'nin Bursaspor'u elediği kupa maçında, bazı kendini bilmezlerin (ki ben böylelerine, hangi kulübü tutarlarsa tutsunlar artık taraftar diyemiyorum.)
İşte bu görülmedik çirkinlik üstüne, Bursa taraftarı gerçek bir sporseverden gelen telefonu aynen iletiyorum sizlere. Buyrun dinleyin.
‘‘Hulki bey. Fenerbahçe'yle oynadığımız 2-2'lik lig maçındaki başarımız üstüne, kupa maçına da büyük ümitlerle gittim. Bu maçta da Fenerbahçe'ye karşı gerçekten çok güzel mücadele ettik. Sonuçta 2 yedik, 1 attık. Ama futbol bu ne diyeceksiniz, katlandık. Ancak tribünlerde bir kısım kendini bilmezin canhıraş feryatlarla (Ömer, Baliç'in ayağını kır) diye bağırmalarını şiddetle kınıyorum. Gerçek Bursa'lı bunu yapmaz. Bunlar mutlaka yan etkilerle organize edilmiş, provakatörlerdi. Ayrıca Baliç bize yıllarca hizmet etmiş ve transferinde kulübümüze trilyonlar kazandırmış evladımızdır. Çok ayıp oldu. Çok utandım’’
İşte özlediğim sporsever ve işte alnından öpülecek gerçek taraftar.
Canım feda böyle taraftara.
Heyecan Mustafa
Fenerbahçe'nin ağustos böceği gibi bir yanıp, bir sönmesi İstanbul Ataköy'den Süleyman Tosun'u çok rahatsız etmiş. Almış eline kalemi, yazmış aklına geleni. İşte anlamlı duygularının özeti.
‘‘Mustafa seni seviyoruz. Fenerbahçe'yi şampiyon yapacağına inanıyoruz. Yeter ki heyecanını göster. Bu futbolcular senin duygusallığını anlayamıyor. Çünkü çoğu yabancı. Onlarla beden lisanınla konuş. Kulübeden fırla, sağa sola koş, yumruğunu salla, bağır çağır, durma heyecan yarat. Galeyana şevke getir futbolcularını. Fatih Terim'i örnek al. Unumuz, şekerimiz, yağımız var ama, ateşimiz yok. O ateşte senin elinde.’’
Faks Fener'in Bursa'daki lig beraberliğini takiben geldi. Daha sonraki kupa maçında F.Bahçe Bursa'yı elerken Mustafa Denizli sanki bu faksı görmüş gibi kulübesinde daha canlı ve hareketliydi. Bu davranışı sonunda Kanaryası da turu atladı. İyi oldu değil mi Süleyman kardeş?
KISA KISA
Fenerbahçe'li taraftarlar üç konuda uyarıda bulunuyorlar. Öncelikle takımın uzun süredir giydiği beyaz formaya ‘‘Sarı lacivertli formamızın rengini unuttuk. Denizli galiba Altay'ı çalıştırdığını sanıyor’’ diye isyan edenler, ayrıca ‘‘Rüştü kalesine muska ile büyü yapacağına, kendisine yıllarca hocalık eden Datcu'nun gönlünü yapıp, yardımına çağırsa’’ diyorlar. Bir kısım Fenerli taraftarda Tahkim Kurulu Başkanı Türker Aslan'ın cep telefonunun Galatasaray armalı olduğunu ve böyle bir başkanın nasıl tarafsız olacağını soruyorlar.
Spora, özellikle futbola gönül veren gerçek taraftarlar ‘‘Maçların seyircisiz oynanması, olayı çözümlemez. Bu işlerin tek sorumlusu emniyet güçleridir. Polislerimiz statların dışında, karma karışık bir düzende üst baş aramak yerine, daha az sayıda, ama düzenli bir şekilde, görev yaptıkları takdirde, kargaşaların önleneceğini sanıyoruz. Ayrıca statların bütün park yerlerini işgal eden emniyet arabalarının da, kendilerine özel bir park yeri bulmalarını öneriyoruz’’ diyorlar.
Sporcularımızın transferlerle batıya açılması, spor dünyamızı çok renklendirdi. Taraftarlar ‘‘Futbolda Fatih'imiz, Hakan'ımız, Alpay'ımız, Ömer'imiz, Tayfun'umuz ve Belçika'daki Mehmet'imiz ve Volkan'ımızla, her hafta Tv'lerimizin başında iftiharla çok renkli bir dünya yaşıyoruz’’ deyip, duygularını açıklıyorlar.