Hulki İlgün: Taraftarın Oscarları

Güncelleme Tarihi:

Hulki İlgün: Taraftarın Oscarları
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2000 00:00

Hulki İLGÜN
Haberin Devamı

Eğrisiyle doğrusuyla koskoca bir yıl daha sona eriyor. Benim birbirinden değerli taraftarlarım da boş durmadı Oskar'lık yıldızlarını seçti.

Onları kalplerinin en derin köşelerinde ödüllendiren taraftarların ‘‘Milenyum Oskarlarını’’ alkışlarımla sunuyorum hepinize... Lütfen sizler de içinizden çoşkuyla alkışlayın onları.

Başkan: Aziz Yıldırım

Teknik Direktör (Avrupa): Fatih Terim

Teknik Direktör (Türkiye):

Mustafa Denizli- Metin Türel

Futbolcu (Avrupa):

Hakan Şükür-Alpay Özalan

Futbolcu (Türkiye): Andersson-Jardel

Centilmenler: Şifo Mehmet- Rapaiç

Takım: GALATASARAY

Basketbolcu: İbrahim Kutluay-

Hidayet Türkoğlu

Rekortmenler: Halil Mutlu

Hamza Yerlikaya

Hakem: Oğuz Sarvan- Erol Ersoy

Bayan sanatçı: Türkan Şoray

Erkek sanatçı: Şener Şen

Yardımcı bayan:

Ayten Gökçer- Güven Hokna

Yardımcı erkek: Özkan Uğur

Şovmen: M.Ali Erbil

Türk Fantazi Müziği: Güz gülleri

Türk Hafif Müziği: Yarim keskin bıçak

Spor olayı: UEFA ve Süper Kupa'yı kazanan G.SARAY

YILBAŞI ÖNERİM

Taraftarlar, fakslarında sorup, ‘‘Hali vakti yerinde olanlar yılbaşını dağlarda bağlarda, şahane otel ve gazinolarda geçirecekler. Biz yeni yıla nasıl girelim, önerin nedir Hulki abimiz ’’ diyorlar. Öncelikle söylüyorum, hangi kulübü tutarsanız tutun, zengin ya da fakir olmuşsunuz hiç fark etmez.

En ekonomik yiyecek olarak istavrit balığını alın, güzelce temizleyip, yağda çıtır çıtır kızartın. Bol soğanlı güzel bir salata yapın, yanına Allah ne verdiyse bir kaç kadeh içki koyun. Bir iki kilo portakal, elma, mandalina derken, ki topunun maliyeti 2-3 milyonu geçmez. Oturun Tv'nin karşısına, açın TRT 4'ü, şahane bir ‘‘Hicaz’’ faslıyla derdinizi, gamınızı unutup, mest olun.

Ayşe, Nilgün, Gül, Hilal, Elif ve Lale'nin nefis yorumlarında Türk Sanat Müziği'nin en güzel eserlerini dinlemenin zevkini tadın. Hatta sizler de benim gibi yapın, her şarkıya ailenizle birlikte eşlik edip, üzüntüyü bırakın yaşamaya bakın.

Fener’in yeni yıl falı

Yılbaşı nedeniyle kanaryaların ünlü isimlerinin fallarına baktım.

İşte Fener'in hali, böyle çıktı fali.

RÜŞTÜ: Yeni yılda sağlıklı bir evlada kavuşacaksın. Kendine iyi bir kaleci antrenörü bulacaksın. Datcu'yu örnek alacaksın.

BALİÇ: Yeni bir evlilik görünüyor. Eski eşine de dönebilirsin. Fener'ini sev, Fener'den ayrılma.

LAZETİÇ: Topla rakibe saldırırken, direksiyonun kitlenmiş gibi. Kendine verkaç için mutlaka bir yardımcı bulacaksın.

RAPAİÇ: Kafesteki en güzel kanaryasın. Sevilmeye layıksın.

JOHNSON: Gerçek profesyonelsin. Çalıştın çabaladın, yine Fener'in ideal 11'ine girdin. Aferin Kara Panterim benim.

UCHE: Bir melek kadar terbiyeli ve safsın. Sonunda Denizli'nin gözüne girdin. Şimdi de falında evlilik görünüyor, damatlığa hazır ol.

M.DOĞAN: Yuvana aşıksın. Futbolun yanısıra bu yıl ticarete de soyunabilirsin. Falında açacağın yer, ‘‘Kasap’’ gibi görünüyor ama bana göre ‘‘Ameliyathane’’, ya da ‘‘Poliklinik’’ olabilir.

OGÜN: İnsan ilişkilerinde sıcakkanlı ol. Küçüğünü büyüğünü tanı. Kaptanlığının kıymetini bil.

ABDULLAH: Çok iyi niyetli, fakat inatçısın. Tutma şu topu ayağında. O zaman sol kanadın kralı olacaksın.

SERHAT: Seni seviyoruz dedik, galiba hata ettik. Golleri kaçırmaya değil, atmaya bak. Geleceğin çok parlak. Sakın şımarma.

ANDERSSON: Kuzeyli bir güneş gibisin. İçimizi aydınlatıyorsun. Çok çalışkan ve örnek futbolcusun. Tanrı seni nazardan korusun.

M.DENİZLİ: Çok şanslısın. Eğer şımarmazsan, Tanrı’nın ve sevenlerinin sayesinde ufukta şampiyonluk görünüyor. Gülebilirsin.

Ölümden nasıl kurtardım

Avut çekerken, kireç kuyusuna düşen Pata'nın hikayesi çok sevilmiş. Taraftarlardan gelen faks ve telefonlarda sevenlerim, ‘‘Hulki abi, eleştiri eleştiri, bıktık bu eleştirilerden. Ne olur sporla ilgili olarak başından geçen hikayeler anlatta, yeni yıla üzüntülerimizi unutup, neşelenip girelim’’ diyorlar.

O halde Fener-G.Saray, yine ligin kol kola tepesindeler ya, ilginç bir anımı anlatayım da dinleyin.

Fenerbahçe Kongresindeyiz. Aziz Yıldırım ve arkadaşları kazanmış, salonu terk etmek üzereyiz. Sevgili müdürüm, Nezih Alkış, Abdullah Kığılı, Şansal Büyüka, Faik Çetiner ve Hüsnü Çil'le birlikteyiz.

Sevgili Hüsnü ‘‘Arkadaşlar, hepinizi öğle yemeğine davet ediyorum’’ dedi. Kırmadık, hep birlikte Fenerbahçe'de Borsa Lokantası'nın bahçesine gittik. Allah ne verdiyse yemeklerimizi söyledik.

Yanımızdaki masada da iki kişilik bir aile var. Bir yanda yiyoruz, bir yanda Fenerbahçe anılarıyla tatlı tatlı sohbet ediyoruz. Tam o sırada komşu masadaki hanım, birden ‘‘Yetişin kocam öldü!’’ diye feryat etti.

Bey de tam benim arkamda. Bir baktık, adamın yüzü tabağa düşmüş, göz kaymış, dil dışarı sarkmış, yani tablo, komşu yolcu.

Hemen davrandık, hep birlikte altı okka müdüriyet odasına taşıdık. Sırt üstü yere yatırdık. Arada ‘‘Aman cankurtaran’’ diye ilgililere emirler yağdırdık.

Bende yere yatırdığımız beyin gömleğinin düğmelerini çözdüm. Kolonya molonya derken, insanlık adına, akla gelen yalan yanlış her numarayı yaptım. Tabii bu arada Musevi vatandaş olduğunu sonradan öğrendiğimiz hanımı da ‘‘Ah Moiz'cim, bizleri bırakıp nerelere gidiyorsun’’ diye feryat figan edince atmosfer daha da acıklı bir havaya girdi.

O ara, Acıbadem Hastanesi'nden cankurtaran geldi. İki delikanlı doktor, ellerinde seyyar kalp aletleriyle duruma vaziyet ederlerken, beni de doktor sandılar, neler yaptığımı sordular. Yalan yanlış anlattım. Onlar da hemen tansiyon pansiyon derken, kalbini kanını kontrol ettiler.

Bende hasta ile neredeyse göz gözeyim. 10-15 dakikalık bir uğraş sonunda birde baktım, hastanın gözü kirpiği oynamaya başladı. Hatta aralandı bile. Bir an için göz göze geldik. Ben adamı kurtarmanın sevinciyle kendimi tutamadım,

- Uyan Moiz uyan! Ben azrailim. Seni almamaya karar verdim. Hadi gözün aydın.

Dedim. Hasta da canlanıp tebessüm eder gibi olunca, daha da heyecanlandım, serde de Fenerbahçe'lilik var ya, kendimi tutamadım.

- Hangi takımı tutuyorsun Moiz?

Dedim. Hepimiz merakla vereceği cevabı beklerken, Moiz gözünü gözüme dikti ve

-Cimbom.

Demez mi? Bastım kahkahayı ve sordum:

-Yahu Moiz, tutacak başka takım mı bulamadın mı?

Sonra hepimiz birbirimize sarıldık. Moiz’in hayata dönüşünü kutladık.

Eee, Fener-G.Saray dostluğu böylesine bambaşkadır işte.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!