Güncelleme Tarihi:
Fenerbahçe'nin Galatasaray mağlubiyeti başarısızlık bardağını taşıran son damla oldu. Taraftarlardan yağan eleştirilerin odak noktası başta başkan olmak üzere yönetim kurulu üyeleri. Onlara soruyorlar, ‘‘Peki bütün bu yanlışlıklar yapılırken, yöneticiler uyudu mu? Bu insanlar Fener'i niçin teslim alıp, iş başına geçtiler. ‘Ama tesisler yaptık, stadı yeniden imar ediyoruz' diyorlar. Fenerbahçe inşaat şirketi mi yoksa spor kulübü mü? Şampiyonluk yolunda el oğlu gidiyor Mersin'e, Fenerbahçe gidiyor tersine. Bu ne iştir beyfendi?’’
Eğri oturalım, doğru konuşalım kardeşler. Tesisler konusunda başta başkan olmak üzere tüm yöneticiler ve dostları gerçekten gözle görülen işler yaptılar. Ama bunlar hep inşaat işleri. Takımları da danışmanlara bıraktılar ve orada çuvalladılar. Rıdvan’a esir oldular. Şimdi Rıdvan her hafta ekranlarda. İnsanların gözünün içine baka baka ‘‘Cemil'le gül gibi geçindik’’ diyor. Bir de çok başarılara imza atmış gibi ‘‘Yaptıklarımın arkasındayım’’ diye caka satıyor. Rıdvan be... Sen Ali Şen'in zamanında da bir gecede Fener'den kaçmamış mıydın? Unuttuk mu sanıyorsun?
Gün ola harman ola
GeçeN yazımda Fenerli bir taraftarın sorusuna karşılık şakacıktan, ‘‘Nasıl cimbomlu olunur?’’ konulu faxını yayınlamıştım. İlk cevap da bir Galatasaraylı'dan geldi. İstanbul Mecidiyeköy'den Zeki Alver, ‘‘Cimbomlu olmak kolay değildir. Çoğumuz anadan doğma cimbomluyuz. Ama sonradan olanlarımız bizlerden vize almaya mecburdur. Fenerliler'e canımız kurban. Buyursanlar ama diğerlerini kolay kolay aramıza almayız. Bu iş yalnız duayla olmaz. İki rekat namazla da Galatasaraylı olunmaz. Bu gerçeği lütfen ilgililere iletiniz.’’
Başüstüne aslanım. Gün cimbomun günü. Kükreyin bakalım kükreyebildiğiniz kadar. Ama her mutluluğun bir sonu vardır. Bunu da hiç unutmayın. Gün ola harman ola.
CEBİNDE AKREP VAR
İstanbul Rami'den Memduh Akçalı soruyor. ‘‘Güven Bey ağabeyimiz, 1994 yılında Fenerbahçe başkanlığından sağlık nedeniyle ayrıldınız. Fenerbahçe Kulübü'ne futbolcu alınırken dahi sağlık kontrolünden geçiriliyor. Siz sağlık nedenlerinden dolayı başkanlıktan ayrıldığınız için resmen aday olmadan önce tam teşekküllü bir devlet hastanesinden sağlık raporu almanızı öneriyoruz. Hulki Ağabeyciğimiz sizden ricamız lütfen bu dileğimizi sayın Güven Sazak'a iletiniz.’’
Dileğinizi sayın Sazak'a aynen iletiyorum. Ayrıca Güven Sazak benim kırk yıllık büyük dostum ve sevgili ağabeyimdir. Ancak Güven ağabeyim cebinde AKREP taşır. O günlerde de para lazım olunca ‘‘Hastayım’’ dedi tüydü. Biz bunu yemedik. Bilgilerinize sunarız.
YALANCI ZEMAN
AdapazarI'ndan Yakup Elver yazıyor. ‘‘Fenerbahçe'ye geldiği günden beri yüzü gülmeyen ve taraftarı da güldürmeyen Zaman, son cimbom tokadından sonra utanıp sıkılmadan bir de ‘Fener şampiyon olacak' deyip milyonlarla dalga geçiyor. Ne olur bu yalancı adamın haddini bildirin. Gölge etmesin, başka ihsan istemiyoruz. Ayrıca özellikle Galatasaraylı sakallı ulema takımının da Zeman'ı takdir edip, methetmesini yiyip yutmuyoruz’’ diyor
Yakupçuğum, Zeman bu yönetimi öyle bir uyuttu ki, adamın sanki bilmem neyinde boncuk varmış gibi peşine takılmış gidiyorlar. İnada bak kardeşim. 4-3-3 yüzünden Göztepe, Samsun ve Pendik maçı bile dörtlük, beşlik olurdu. Galatasaray maçı aynı şekilde neredeyse yarım düzinelikti. Önce Allah, sonra da bu farkları Rüştü korudu. Hala bu sevimsiz adamı nasıl tutuyorlar anlamıyorum. Oysa taraftar biletini kesti bile. Özellikle cimbomlu kalemşör ve hatiplerin Zeman ve eseri olan Zemanzede Fener’i göklere neden çıkardıklarını hiçbirimiz yiyip yutmuyoruz. Merak etmeyin.
FENERLİLER'İN İSYANI
Çanakkale'den Çetin Şener, Fenerbahçe'nin isyan eden taraftarlarının sözcüsü gibi. ‘‘Mahvolduk bittik. Ne ben dükkanımı açıp ticaret yapabiliyorum, ne de oğlum derslerine çalışabiliyor. Ailece şaşırdık kaldık. Ah be Fener, nasıl oldu bu iş? Hani yalnız futbol olsa, hadi sineye çekerim. Ama basketi, voleybolunda erkeğiyle kadınıyla her dalda rezil olduk abi. Borç desen dağlar gibi. Ne yapacağız, ne edeceğiz? Nasıl yöneticiymiş bunlar?’’ diye yazıyor,
Ne söyleseniz, ne yazsanız hepiniz yerden göğe haklısınız. Eee ne diyeceksiniz, kulüp yöneticiliği bu kolay değil. Öylesi de var, böylesi de. Fener'in işi gerçekten çok zor kardeşler. Hadi yanlışlıklar yapıldı ve yeni bir takım kurulsun diyelim. Şu takımın tamamını satsanız, kim alır? Yeniden bir takım kuralım deseniz, kimi ve kaça alırsınız? Söyler misiniz bana? Bir Okocha, bir Baliç, bir Sergen'i nerede bulursunuz? Avrupalı enayi mi? Fener'in çiçeklerini nasıl koparıp aldıklarını hep beraber gördük. Yetmiyormuş gibi baskette de İbrahim'in Efes'a kaptırılması yaramıza tuz biber ekti. Ya o depremzede Murat'la kayıp Oulera'ya ne diyelim. Bana sorarsanız Fener'in işi çok çok zor. Yakınlarda Fener'e pamuk ipliği ile bağlı olan Alpay da aynı Sergen gibi kaçıp gidecek beyler. Haberiniz ola. Arabıyla beyazıyla çok topçu da onu izleyecektir.
Sonuç çok acı ama gerçek budur ve de daha acısı Fenerbahçe'nin mevcut denetleme kurulu üyeleri, kongre üyelerine sundukları resmi raporda, bu gerçekleri aynen belirtmişlerdir. Sonuç vahimdir ve karar kongre üyelerinindir.
Gruplar hortladı mı?
Fener'İn derdi, Türkiye'nin derdi. Gelen faxların büyük bir kısmı da Fener'deki gruplarla ilgili. İstanbul Bostancı'dan Melih Taşçıoğlu yazıyor. ‘‘Fener düşmeye görsün. Yıllardır sinip, köşe bucak saklanan gruplar yine hortlayıp meydana çıktılar. Sözüm ona Fenerbahçe'yi kurtaracaklar. Bizim derdimiz bize yeter abicim. Bir de grupların derdini çekmeyelim Allah aşkına’’ diyor
Hepimizin bildiği gibi rahmetli Semih Bayülken ve Muhittin Bulgurlu ağabeylerimizden sonra grup olayı gerçekten durulmuştu. Sadece Kazım Bayülken ve Aziz Yılmaz kardeşlerimiz, baba ve ağabeylerinden gördükleri tecrübe gereği gizliden gizliye Fener icraatını izliyorlardı. Arada bunların dışında gruplara mensup pırıp pırıl delikanlılar da var ama bana göre bu günler dayanışma günüdür. Öyle grup murup diye Fener'in daha fazla hırpalanmasına kimseler müsade etmemelidir. Doğrusu da budur. Kısaca grupçuluk hiçbir zamanda kaybolmadığı için hortlamasıda sözkonusu değildir. Tahminime göre kongre üyeleri kendi iradesiyle oyunu kullanacak, hiçbir gruba iltifat etmeyecektir.
SPOR YALNIZ FUTBOL MU?
Fener'İn çöküşü Amerika ve Avrupalar'a kadar uzanmış. Ne faxlar, ne telefonlar geliyor. Görüp duysanız, daha doğrusu benim yerimde olsanız milyonlarca kere kahrolursunuz. İçlerinden biri Paris'ten Gülşen Şanlı ilginç bir konuya değinmiş. ‘‘Fener Fener. Nedir bu Fener'den çektiğimiz Allah aşkına. Bu yıl da şampiyon olamayacağız. Öldük mü yani. Okocha, Baliç ve Sergen'i kaybettiysek ne edelim. Sporun başka bir dalı, ünlü insanları yok mu? Bari geçmişi unutalım, onları baştacı yapalım abicim. Önerinizi rica ediyoruz.’’
Çok ilginç değil mi? Demek ki hayat devam ediyor. Öyle ya Fenerbahçe'den ismi geçen şöhretler ayrıldı diye sevilecek başka sporcu mu yok? Örneğin sporun değişik dallarında ay yıldızlı bayrağımızı şeref gönderlerine çeken öyle sporcularımız var ki, onların sevgisi böyle günler için tam bir ilaç, İşte Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu. Onları ve onlar gibi nice kahramanları kalbinize gömüp, sevin. Üzüntüyü bırakın, yaşamaya bakın.