Hulki İlgün: Seba'ya önemli faks
Güncelleme Tarihi:
Hollanda'dan Kamil Aydemir'in faksı ‘‘Yanlışlıktan dönmek erdemliktir sayın Seba’’ diye başlıyor ve özetle şu konuları içeriyor: ‘‘Fahrettin Curoğlu adlı yönetici televizyona çıkıyor ve ‘bize en büyük zararı taraftarlarımız veriyor' diyor. Şu an kendimi milyonlarca Kara Kartallı'nın temsilcisi olarak görüyor ve soruyorum.
1-Toshack'ı biz mi kaçırdık?
2 Takımın bel kemiği Alpay'ı, Sergen'i, Oktay'ı biz mi uzaklaştırdık?
3-Milyonlarca dolar verip beş para etmeyen bir sürü özellikle yabancı oyuncuyu biz mi transfer ettik?
Bunlar gibi daha bir sürü ihaneti siz yaptınız ve şimdi bizi suçluyorsunuz. Adam utanır be!..
Tüm Beşiktaşlılar adına taaa Hollanda'lardan faks çekip derdini döken Kamil kardeşimin duygularına bir kelime bile ilave etmiyor, Sayın Seba ve yönetiminin dikkatine sunuyorum.
Hürriyet Gazetesi Spor Servisi
‘‘YETER SÖZ TARAFTARIN’’ köşesi
Güneşli- İstanbul (34544)
Fax: 0 212 677 04 00
E-mail: Hilgun&hurriyet.com.tr
Hagi
hoca olsun
İLGİNÇ bir faks da Datça'da Aktur'da Kemal Atamert'ten geliyor. Özetle, ‘‘Türkiye'de şu an topa nasıl vurulacağını en iyi bilen kişi Galatasaraylı Hagi, Türk teknik direktörleri ve antrenörlerine bir seminer düzenlense de TOPA VURMA TEKNİĞİ konusunda ders verse’’ diyor.
Eline sağlık sevgili okurum. Hagi'ye hepimiz hayranız. O, yanlız Galatasaray'ın değil, Fenerlisi, Beşiktaşlısı, hatta yurt içi yurt dışı tüm futbolseverlerin gözbebeği. Dileğine aynen katılıyor ve ilgililerin dikkatine sunuyorum. Öyle ya, böyle gol kısırlığının çekildiği bir ortamda, Hagi, hoca olup golün nasıl atılacağını futbolcularımıza öğretirse, hepimizin belleğinde daha da büyür. Kutlarım seni Kemal kardeş.
Fatih yolcu mu?
ANKARA'dan Cem Kitapçı, Ragıp Güzelce, İstanbul'dan Güzin Temizkan, Hüsnü Gelgit, Melih Gündoğdu, İbrahim Serince, Eskişehir'den Tevfik Hoşdere soruyorlar: ‘‘Cimbom aşıklarıyız. Fatih Terim de baş tacımız. Yıllardır hem yurt içinde, hem de dışında zaferden zafere ulaştırdı hepimizi. Şahane bir ailenin reisi, bir beyefendi bir terbiye abidesi Fatih hocamız. Ancak son günlerde çok titizlikle götürdüğü işini azıcık boşladığını görüyoruz. Hem takımda, hem Terim'de gevşeme var gibi. Sağdan soldan çatlak sesler geliyor. ‘Terim Avrupa yolcusu mu?' diyorlar. Doğru mu?’’
Arkadaşlar, özellikle Fatih adına duygularınızı kutluyorum. Aslında Fatih yalnız Cimbomluların değil, Fener’lisi, Beşiktaş'lısıyla tüm sporseverlerin gönüllerinin Fatih'idir. Talihsiz Milan yenilgisi dahi Fatih'in tahtını rahatsız etmedi. Halen görevinin başında, bir yanda lig, öte yanda Şampiyonlar Ligi'ni kovalamaktadır. Her zamanki ciddiyetiyle.
Ancak Fatih, başarısı seviyesinde de bir profesyoneldir. Avrupa'da büyük bir takımın başına yakışır. O gitmek isterse bizler de kolay kolay bırakmayız. Çünkü bu memlekette bin tane sporcu yetişiyor ama bir tane Fatih Terim zor yetişiyor.
Sus Rıdvan!..
İSTANBUL'dan ‘‘Aslan yürekli Fenerbahçeliler’’ rumuzuyla 17 imza, Balıkesir'den Altan Canıtez, Zonguldak'tan Ali Damardan, Adana'dan Lütfi Kalender ve eşi Leyla'nın dertleri de müşterek. ‘‘Rıdvan, hepimizin aşkı. Fenerbahçe'miz ona emanet. Üstelik, Kanaryalarımız lider. Takım da oturmaya başladı. Ancak medya, sanki şeytana külahını ters giydirmek istiyor gibi eleştirince, Rıdvan açıyor ağzını, yumuyor gözünü. Ona saldır, buna saldır. Olacak şey değil. Eskiler ne demişler ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.' Sus Rıdvan'ımız sen işine bak’’ diyorlar.
Ohh be, işte şimdi rahatladım. Vallahi yerden göğe kadar haklısınız. Rıdvan’a göre neymiş ‘Medya bu işi bilmiyormuş. Tandem, sarkık libero, dar alan, geniş alan, asist ve pasist’ti bilmeyenle konuşmaz, görüşlerine hiç önem vermezmiş.' Olur mu, sen kalkıp bir iki sakallıya pas verip, yazılı olsun görsel olsun bin görevliyi tanımaz, önem vermezsen, onların kalemleri, sesleri seni rahatsız eder.
Olay kısaca budur. ‘‘Sev beni, seveyim seni. Sevmezsen beni, neyleyim seni’’ derler adama. İyisi mi sen şeytanlığını sahaya yansıt, medyaya daima melek kalpli ol. Unutma, her kırık tamir edilir ama, kalp asla...
FRİKİK
Federasyona cevap
‘‘BU NASIL FEDERASYON’’ başlıklı yazımıza Başkan Vekili Sayın A.Ata Aksu'dan bir cevap aldım. Ancak bu satırlar sorduğumuz suallere ve yaptığımız eleştiriye bir cevap değil, anlamsız bir savunma mahiyetinde. ‘‘Kafiledeki hanımlar ve çocuklar bize oy veren üyelerin değil de, şunların eşleriydi’’ diyorlar.
Sayın Aksu, kafilenizde sizlere oy verenlerin ve eşlerinin pasaportlarını kontrol etmek benim görevim değil. Kimin avantacı, kimin lavantacı olduğu beni ilgilendirmez. Ben, sadece devletin parasının sorumsuzca bazı kişiler adına harcanmasının karşısındayım. Olay kısaca budur ve takibim devam edecektir.