Güncelleme Tarihi:
Dertli büyüklerden biri de Beşiktaş... Bir yanda başkanları Seba ile uğraşırken, öte yanda da Brigel'e ateş püskürüyorlar. Çorlu'dan Rafet Sönmez ‘‘Alman hoca kendi ülkesinden üçüncü sınıf adamlarını transfer edip Beşiktaş'ımızı sıra takımı yaptı. Ne oynattığı futbol, ne de aldığı sonuçlar bizleri mutlu etmiyor. Üstelik oyunu okuyup, gerekli değişiklikleri de yapamıyor. Fener'e karşı da yaktı bizi. Yani bu Brigel'i atmak için imdattt diye mi bağıralım.’’ diye soruyor.
Vallahi, takımlarımızda bu yabancı hayranlığı devam ettiği sürece daha çok imdattt diye bağırıp, toplu olarak üzüntülere katlanacağız. Gördük işte. Fener'den Zeman gitti. Rambo Turhan'la huzur geldi. Ne söyleyeyim, darısı Karakartalımızın başına..
KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ
Dikkat ederseniz Futbol Federasyonu'na devletin müfettişleri el koyduktan sonra çeşitli suçlamalarla ilgili haberler taraftarların da dikkatini çekmişti. Gelen faks ve telefonların yoğunluğu ‘‘Haluk Ulusoy Federasyonu n'oldu? Aklandı mı?’’ diye soruyorlardı.
Şu an için devlet tarafından yapılmış bir açıklama yok. Ancak, Ulusoy ve ekibi, yasa taslağını hiç beğenmemişler. Engellemek için de, ellerinden ne geliyorsa yapıyorlarmış. Benim tadığım Sayın Bakan Fikret Ünlü, doğru olanı yaptı. Bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez.
AZİZ Mİ KÜÇÜK MÜ?
Olağanüstü kongreden sonra Başkan Yıldırım ve yönetim kurulu tüzük gereği işbaşında kaldı. Yapılan eleştiriler sonunda Yıldırım'ın teknik yöneticilerin kurbanı olduğu ancak yaptığı tesislerle üyeler arasında puan aldığı anlaşıldı. Bu arada Beşiktaş maçının kazanılması sportif açıdan da Yıldırım'a avantaj sağladı. Tabi bütün bu değerlendirmelerde taraftarın puanı çok önemli. İstanbul Kadıköy'den Haluk Şeyhoğlu satırlarına, ‘‘Sezar'ın hakkı Sezar'a’’ diye başlamış, bakın neler yazmış. ‘‘Aziz Yıldırım'a başta medya olmak üzere milyonlarca taraftar gibi ben de kızıyor, yaptığı yanlışlara kahroluyordum. Löw'den sonra Rıdvan'ın kaçışısına, Zeman gibi bir olmamış'a Fenerbahçe'mizi kurban edişine doğrusu çok üzülmüştüm. Son Beşiktaş maçında stada gittiğimde bir de baktım ki, stad inşaatının bir bölümü neredeyse bitmiş. Bunun tamamlandığını gözönüne getirdim. İşte o an, Yıldırım'a karşı olan duygularıma bir anda fren yaptım. Kendi kendime düşündüm. Başkan ne yapsın. Takımları teknik adamlara bıraktı, ne isterlerse yaptı. Transfer dediler, çürük çarık ne varsa aldı. Çıkan sonuca kendisi de şaşırdı kaldı. Dolayısiyle takım şampiyon olamadıktan sonra anlaşıldı ki, tesislere kimse önem vermiyor. Milyonlarca kanaryalı sadece şampiyonluk istiyor. Bu durumda Yıldırım aday olmazsa Fenerbahçe'ye kim başkan olur.’’ diyor.
Yıldırım'ın yaptıklarını kimse inkar etmiyor da takım sizin de söylediğiniz gibi şampiyon olamadıktan sonra taraftarların yüzü gülmüyor. Bu durumda tesisleri yapan ama takımı şampiyon yapamayan başkan Yıldırım kongrede gerçekten aday olmazsa başkanlık için bana göre tek aday Vefa Küçük'tür. Göreceksiniz başkanlığa çok da yakışacaktır.
AFERİN KÜÇÜK
‘‘F.Bahçe'mizdeki yönetim kargaşası hepimizi kahretti’’ diyor İstanbul Fenerbahçe'den Müjdat Ergezen... Ve devam ediyor. ‘‘Bir yanda yönetimin, öte yanda Zeman'ın görevlerinden ayrılmaları ile takım adeta başıboş kalmıştı. O ana kadar tüm ilgililer. F.Bahçe büyük kulüptür. Gerektiğinde bir başkan değil, 100 tanesi bulunur. Diyorlardı. Hani nerede? Yüzünü, ellisini bırak, bir tanesi bile başkanlığa aday olmadı. Allah'tan Vefa Küçük, her zamanki Fenerbahçe büyüklüğü ile duruma elkoydu. maddi, manevi, tüm imkanlarımla Fenerbahçe'min hizmetindeyim dedi. hem de bekçiliğinden başkanlığına kadar. İşte bize böyle başkan lazım. Aferin Vefa küçük'e değil mi abicim’’
Tabii aferin... Ama hepimizin bildiği gibi Vefa Küçük başkanlığa adaylığını normal kongre için koydu. Kısaca bir aylık süre için kendini harcamadı. Ayrıca Vefa bey, şimdilerde değil, yıllar boyudur, yönetimlere sağladığı maddi, manevi katkıları ve de eserleriyle tüm F.Bahçelilerin sevgisini kazanmış, gerçek bir Fenerbahçelidir. İsterseniz, Şubat kongresini bekleyelim, üyelerden alacağı oyları görelim. Sonra konuşalım, daha iyi olur değil mi?
ÇAKAR'A BAK!
Taraftar bu, dayanamamış, bu defa da Ahmet Çakar'a patlamış, İstanbul büyükçekmece'den İsmet Deringöl satırlarında çok hiddetli. ‘‘Fenerbahçe ile ilgili TV proğramında ne işi vardı bu adamın? Daha önce de yine Fener'imizle ilgili bir proğrama katılıp ağzının payını almıştı. Bu defada büyük başkanımız Ali Şen kendisine gereken cevabı verdi. Bizler Beşiktaş maçında verdiği o gol kararını halen unutmadık. Yıllarda geçse unutmayacağız. Şimdi kalkmış, Fenerbahçe'nin gelecekteki, başkan adayı Vefa Küçük Bey'i de karalıyor. Utan Çakar, utan...’’ diyor.
Programı ben de izledim. Gerçekten hiç ilgisi yokken, Ali Şen'e sataşmasına anlam veremedim. Hatta başkan adayı Vefa Bey hakkındaki değerlendirmesine de şaşırdım. Oysa Ahmet Çakar'ı yakınen tanısanız, terbiyeli bir beyefendi. Ama Fenerbahçe'ye yıllar geçse de hala sıcak bakmadığı da bir gerçek. Daha fazla konuşmak istemiyorum.
FENERLİ CİM BOM'LULAR
Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı yenmesi taraftarları çok sevindirdi. Gelen fakslar bir yanda bu duyguları iletirken, önemli bir bölümü de ilginç bir konuya değiniyor. İşte bunlardan biri İzmir'de İnter Alev'de Sait Kaya'dan geliyor. ‘‘Fenerbahçe'miz Rıdvan ve Zeman'la aylardır büyük yaralar aldı. Nihayet, Rambo Turhan'la Beşiktaş derbisini kazanarak yüreklerimize su serpti. Herşey iyi hoşta, şu cim bom'lu medyacıların Fener'imizle uğraşmasını hele ve hele Rıdvan'la Zeman'ın yönetimindeki takımın hepimizi
kahreden mahalle futbollarını neden beğendiklerini çok iyi biliyoruz. bu numaraları yiyip yutmuyoruz. Bu beyler artık kendi takımlarına bakıp, bizleri hiç eleştirmesinler. Kısaca gölge etmesinler başka ihsan istemiyoruz. Haksızmıyız abi?’’ diyor.
Görüyorsunuz, taraftar özellikle yazılı ve görsel medyada ki, şeytan-ulema takımının tandemli, ballı, bademli sarkık liberolu tedavi haplarını kolay kolay yiyip yutmuyor. Her horoz kendi çöplüğünde ötsün diyor. Galiba doğruyu da söylüyor.
Hürriyet Gazetesi Spor Servisi ‘‘YETER SÖZ TARAFTARIN’’ köşesi
Güneşli- İstanbul (34544) Fax: 0 212 677 04 00 E-mail: Hilgun&hurriyet.com.tr