Hulki İlgün: Gaziantep'e bravo

Güncelleme Tarihi:

Hulki İlgün: Gaziantepe bravo
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2001 00:00


Hulki İLGÜN
Haberin Devamı

G.Antep'ten İlhan Saygın ve arkadaşlarının faksının güzelliğine bakın. ‘‘Başkanımız sayın Celal Doğan'ın yaptığı şahane tesisleri, herşeyi hepsini bir yana koyun, Beşiktaş maçı öncesi bizlere verdiği emri ömrümüzce unutmayacağız.

Başkan, (Arkadaşlar, konuk Beşiktaş'a ve Daum'a herhangi bir hakarette bulunmayacağız. Maç centilmence izlenecek. Aksi olduğunda Başkanınız bundan sonra hiçbir yarışmaya gelmeyecektir.)

Sonuç mu? Evet, Antep-Beşiktaş maçının heyecan dolu doksan dakika süresince tribünlerden haraketle ilgili, en ufak bir taşkınlık yapılmadı. Maç dostça sonuçlandı.

Biz Antep'liler kazandığımız üç puanı değil, başkanımızın yaptığı uyarıyı çok sevdik. Ligin öteki takımları ve taraftarlarına da öncelikle centilmenliği öneriyoruz’’

Bir takım ligin tepelerine öyle kolay kolay gelip oturmuyor kardeşler. Sahada top koşturan sporcular, onları koşturan teknik yöneticiler, tüm yönetmenler ve de en önemlisi centilmen taraftarlar da bu başarıyı birlikte kazanıyorlar.

Antep'lileri kutluyorum. Aslında tüm takımların ve taraftarlarının da aynı duygulara sahip olduğuna inanıyorum.

BEN DE HAKEMDİM

Hem de futbolumuzun devlerinin maçlarını, 25-30 yıl süreyle yaz kış demeden her hafta pazar sabahları Fenerbahçe'de Dalyan Sahası'nda tek başıma yönettim.

Can Bartu'lar, Basri'ler, Canavar Burhan’lar, Birol'ler, Dr.Melih Ilgaz'lar, Şükrü'ler, Halit'ler, Müjdat'lar, Nedim'ler, Dr.Vedii Tosuncuk'lar, Erol'lar, Vidin'ler, Altan'lar, Arnavut Necati'ler, Sarı Sadi ve Fırça Bahri'ler. Daha kimler kimler. Aklınız, hayaliniz dururdu.

Trafik tıkanır, tüm Kadıköy'lüler saha etrafını tıklım tıklım doldururdu. Bir tek gün, bir tek itiraz görmedim. Bir tek maç yarım kalmadı. Üstelik maçların çoğunu da kimsenin kalbi kırılmasın diye, berabere bitirdim. Çıt çıkmadı.

Yurtiçi, yurt dışı sayısız seyahatler yaptık. Bir seferinde hiç unutmam, Fener'li kaleci Şükrü Ersoy'un Balıkesir'deki jübile maçını İngiliz Lord’ları gibi melon şapka ve frakla yönettim. Hakemlik mesleğinin ne kadar asil ve saygın olduğunu tribünleri dolduran Balıkesir'lilere izlettim.

Hiç unutmam 40 yıl önceki bu maçta, Fenerbahçe'nin kaptanı, aynı zamanda Milli atlet ve 100 metre Balkan Şampiyonu rahmetli Melih Kotanca'ydı.

Hakemlikle ile ilgili unutamadığım bir anı da, gelmiş geçmiş en büyük hakem olarak tanıdığım Michel Vautrot ile Dünya Kupası'nda karşılaşmamız ve bana Türk sporcuları ve taraftarlarını övmesidir. Hey gidi günler hey...

KUTSAL İTTİFAK

Başkan Faruk Süren durup dururken böyle bir ifadeyi dile getirdi ya, vay vay vay.. Gelen telefonlar yine peşpeşe, yine öfke dolu.

İşte Yeşilköy'de Metin ve Firdevs Ekşioğlu'nun sözleri.

‘‘Faruk bey, bizler Fenerbahçe'li olduğumuz halde, G.Saray'ın özellikle Avrupa kupalarındaki başarılarıyla daima iftihar ettik. Ulusça bayramlar yaptık.

Ancak dedelerimiz ne demiş (Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var.)

Dolayısıyla bugün için ligde Fenerbahçe'miz lider. Şampiyonluk borusunu Kanarya'lar öttürüyor. O halde nerden çıktı bu Kutsal İttifak iftirası. Yani Kanaryamız son maçında kupada Cimbom'u saf dışına atmadı da, hakemler mi halletti bu işi?

Ayıptır ayıp. İnsan azıcık elini vicdanına koyar, öyle konuşur beyefendi. Haksız mıyız Hulki beyefendi?’’

Sevgili Ekşioğlu ailesi, aslında Faruk Süren çok centilmen ve tabir caizse, tam anlamıyla Mösyö bir Galatasaray'lıdır.

Kendisiyle her görüşmemde buna şahit olmuşumdur. Son olayları duyduğumda bende şaşırdım.

Ancak G.Saray gibi bir kulübü de yönetmek kolay değil kardeşler.

Hele başta parasal sorunlar olmak üzere Hagi olayları filan da devreye girince, her halde o da şaşırdı.

Ayıp be Pascal Nouma!

Pascal efendinin Beşiktaş antrenmanındaki son olayı üzerine, Bursa Çekirge'den Murat Alkılıç ve arkadaşları telefonda adeta hepimizin dugularına tercüman oldular. ‘‘ Aylar boyu herşeyin içine dışına ettiğin yetmiyormuş gibi, başta hocan Daum olmak üzere, sporcu arkadaşların ve tüm taraftarların gözleri önünde, duvar dibine işemene tek kelimeyle (AYIP!) diyoruz.

Unutma ki senin işediğin o duvar, ekmek yediğin bir mesleğin çalışma sahasıdır. Yani bir anlamda ibadethanendir.

Gerçek taraftarlar

Son yıllarda taraftarlar arasındaki çekişmeler, tatsız olaylara neden oluyor.

İçerde olsun, dışarda olsun tüm yarışmalarda hepimizi çok üzüyor bu davranışlar.

Oysa, asırlık futbol dünyamız çok güzel ve köklü temeller üzerine kurulmuştu. Bizler büyüklerimizden böylesine aldığımız terbiyelerle büyüdük, bu günlere geldik.

Örnek mi istiyorsunuz? Buyrun sizlere sanat dünyamızın en renkli ve yüce kişileri olarak, bir yanda Galatasaray'ına gönül vermiş Muazzez Abacı, öte yanda Fenerbahçe'leri için yanıp tutuşan İbrahim Tatlıses'le M.Ali Erbil'in oluşturduğu muhteşem dostluk tablosu.

Aralarında da, aslında Fenerbahçe'li ama, yarım asrı geçen sürede, spor görgüsü ve büyüklerinden aldığı terbiye gereği, tüm takımları ve taraftarlarını da Fenerbahçe'si kadar sevip sayan Hulki abileri.

Ne güzel değil mi? Sizler de hangi kulübü tutarsanız tutun, ama lütfen öncelikle birbirinizi sevip sayın sevgili taraftarlarım.

KISA KISA

Basketbola gönül verenler, son haftalarda tribünlerdeki anarşik olayları eleştirip yöneticileri uyarıyorlar.

Özellikle F.Bahçe'li Zaza'nın kollarındaki döğmelere bir anlam veremeyen taraftarlar ‘‘Adam zaten iri yarı, kollarındaki dövmelerle de sporcudan başka her şeye benziyor. Yöneticiler bu garip görüntüyü lütfen engellesin’’ diyorlar.

Trabzonspor'lu Sergen ve Oktay'ın Beşiktaş maçı kadrosundan çıkarılmasına taraftarlar hiç şaşırmamış. Telefonda ‘‘Yöneticilerimiz ne yapsın? Oynatsalar bir dert, oynatmasalar bin dert. Ayrıca kasamızda tam takır olduğuna göre, ne etsun uşaklarimuz’’ diyorlar.

Aslen Rize'li olup, İstanbul'da oturan Ahmet, Muhammet Ali ve Mehmet Erdal ailesi ‘‘Fenerbahçe maçı nedeniyle Fenerli taraftarları Rize'ye davet ediyoruz. Rize'mizin tabiat dokusu ve yeşili, İsviçre'den bile güzeldir. Halkımız misafiri çok sever. Köfte ve kuru fasulyemizin emsali yoktur. Buyrun gelin. Hem dostça maçımızı seyredin, hemde turistik etkinliklerimizi görün’’ diye hepimizi Rize'ye davet ediyorlar. Sağ olsunlar var olsunlar.

TEŞEKKÜR

Eşim Emel İlgün bir spor kazası geçirdi, yaralandı. Derhal Özel Ataköy Hastane’sine kaldırıldı. Vatandaş olarak başta operasyonu gerçekleştirip eşimi sağlığına kavuşturan Opr. Dr. Ömer Tontuş olmak üzere tüm personele teşekkür ederim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!