Güncelleme Tarihi:
İstanbul K.M.Paşa'dan Serhat Alev koyu bir Galatasaraylı olduğunu belirttiği faksında, özellikle bazı köşe yazarlarına serzenişte bulunup ‘‘Cimbomumuz daha ne yapsın, Türkiye'de üç yıldır arka arkaya tüm şampiyonlukları kazanıp tarih yazıyor. Milan, Juventus, Barcelona, Chelsea gibi dünya çapında kulüplere yenilse de kök söktürüyor. Ama bazılarına yine de yaranamıyor. Fatih Terim hocamızla, Hakan Şükür, Hagi, Fatih, Taffarel gibi as futbolcularımız hazımsız kalemlere malzeme oluyor. Özellikle HINCAL ULUÇ ve OSMAN TANBURACI gibi sözüm ona Cimbomlular olumsuz yazılarıyla takımı adeta sabote ediyorlar. Ne olur kulaklarını bir büküver’’ diyor.
Serhat kardeş, ‘‘Ağaç yaşken eğilir.’’ İsmi geçen kardeşlerimiz koca koca adamlar. Galatasaray'ımız konusunda (Dikkat et Hulki abin olarak elli yıllık köklü bir Fenerbahçeli olduğum halde Galatasaray'ımız diyorum) özellikle Kapıkule dışında tüm yarışmalarda Cimbomlu'dan daha çok Cimbom'lu oluyorum. Senin taraftarlığına saygı duyuyorum. Ancak yazarlar konusunda sana eşlik etmem zor. Olay, ismi geçen kardeşlerimizin yapı meselesidir. Kimi insan vardır, pembe rengi sever, hatta benim gibi gerektiğinde dünyayı toz pembe de görebilir. Ama bazıları siyah renge tutkundur. Dünyayı kapkara görür. Ne yapıp ne etseniz islah edemezsiniz. Olay psikolojik masturbasyon olayıdır, üstlerine gittikçe zevk alırlar. Tavsiyem onlara kızmayın, kovalamayın. Kendi hallerine bırakın.
SAKAL DERDİ
Bursa Uludağ Üniversitesi Dekanlığından Özer Serper faksında, geçmişin ünlü futbolcularının özellikle sakal traşlarına çok itina ettiğini belirtiyor, ve ‘‘Nedir bu zemane futbolcularının sakalları. Hem görüntülerine, hemde oynadıkları futbollarına gölge düşüyor. Ne olur sahaya pırıl pırıl sinek kaydı traşlı olarak çıksınlar’’ diyor.
İlginç konu. Gerçekten sakal traşına bende çok önem veririm. Laf aramızda hacı hoca dışında sakallılarıda‘‘bir ikisi dışında’’ pek sevmem. Bana görede sinek kaydı traşlı bir futbolcu traş olmamış arkadaşlarından her zaman daha iyi ve daha kaliteli oynar. Tabi bu değerlendirme sakal traşını uygulayanlar için geçerlidir. Bu yorum bazı eleştirmenleri ilgilendiriyor. Onlarında sakallıları, futbol yorumlarını‘‘Sen benim sakalıma anlat’’ der gibi kendilerine anlamsız bir paye vererek yapıyorlar. Sonunda sevimsiz görüntü oluşuyor. Bu da izleyenleri rahatsız ediyor. Ya da bana öyle geliyor.
CEPHELERE SON
Türkiye Almanya milli maçından sonra gelen faksların bir kısmı futbolcularımızın başarısını övüyor, önemli bir bölümüne sözcü olarakda Münih'ten Nedret Yücel ‘‘Hep birlikte gördük ve yaşadık. Türklerle Almanlar yanyana ve iç içe oturduk. Karılarımız kızlarımız ve bayraklarımızla takımlarımıza tezahürat yapıp alkışladık. Sonunda da iki ülkenin marşlarını, türkülerini söyleyerek stadyumu terkettik. Acaba yurdumuzdaki maçlarda da birlikte oturup dostça ve centilmence hareket edemezmiyiz.’’ diyor.
Neden olmasın. Bu konuda daha öncede‘‘Birlikte Oturalım’’ diye yazmış ve ilgilileri uyarmıştık. Ancak bu durumda en selahiyetli makam, sayın Sadettin Tantan'ın emniyet teşkilatı. Polis, Tribünde taraftarların aralarında otursun görün bakın kimse kimseye sataşıp olay çıkarabilecek mi? Bunun ana sebebi, tribünde cephelerin oluşması ve on kişinin bir araya geldiğinde kuvvet almasıdır. Bizler geçmişte, İstanbul'daki maçları birlikte seyreder, tuttuğumuz takımı alkışlar, stadyumları kolkola marşlarla şarkılarla terk ederdik. Sayın Bakanımız Tantan, bu duaya amin derse bu şeref kendisine ait olur. Üstelik bu cesaret ancak onda vardır. Hadi koçum Tantanım benim, dene bu teklifimi, cephelerden kurtulup huzura kavuşalım.
MAZİDEKİ HAKEMLER
İSTANBUL Suadiye'den eczacı İbrahim Kösem (lakabı Deli İbrahim) yazıyor.
‘40-50 yıl önceydi. Bir Beylerbeyi- Anadolu maçıydı. Aynen F.Bahçe- G.Saray atmosferi yaşanıyordu. Beylerbeyi'nin sağ bekiydim, defansta görevliydim. Maçı da geçmişin ünlü hakemi Necdet Türkantoz yönetiyordu. Oyunun heyecanlı bir bölümünde Necdet abi Beylerbeyi'nin bir oyuncusuna faul çaldı (Bana göre karar yanlıştı). Hemen yanına koştum ‘‘Hocam kararın yanlış’’ dedim. Hakem bu sert çıkışım karşısında bana döndü, ‘‘Karışma seni de atarım’’ dedi. Lakabım da deli ya birden tepem attı, ‘‘Sıkıysa at’’ dedim. Ortalık karıştı. O sırada bir takım arkadaşım hakemin kulağına eğildi, ‘‘Aman Necdet abi, İbrahim delidir, dikkatli ol’’ dedi. Bunun üzerine ortalık yatıştı. Hakemle ben sarmaş dolaş olduk. Ne beni, ne de savunduğumuz oyuncumuzu atmadı. İşte o zamanlar hakem- futbolcu ilişkisi bu kadar sıcaktı. Daha da önemlisi bir hakem önce bir psikologtu. ‘
Kendi ifadesiyle, ‘‘Deli’’ İbrahim kardeşimizin bu anısını bazı kimselerin kulağına küpe olsun diye aynen yayınlıyorum. Takdir spor kamuoyunun.
İSTİFA ET HALUK
İstanbul'dan Sedat Denizci ‘‘Maçlar Tele On'da yayınlandığı günden itibaren, bizler vatandaşlar olarak futbolu unuttuk. Golleri ve sonuçları ancak sabahı bekleyip, yazılı medyada görüp okuyabiliyoruz. Tele On yöneticilerine ücreti karşılığında üç dakika yayın hakkını mecbur edip imzalayan Haluk Ulusoy, Tele On'un halkla alay etmesine neden itiraz etmiyor. Edemiyorsa, o koltuktan istifa etsin.
Aslına bakarsanız, benim de aklım ermiyor. Haluk Ulusoy sanki Federasyon başkanı değilde, bir ticarethane sahibi gibi. Sadece kasayı ve gelen trilyonları düşünüyor. 65 milyon sporsevere kapalı TV kanalı, onun umurunda değil. Görevimiz, eleştirileri kendilerine iletmek. Karar Haluk efendinin. Bekleyip göreceğiz.
Hürriyet Gazetesi Spor Servisi
‘‘YETER SÖZ TARAFTARIN’’ köşesi
Güneşli- İstanbul (34544)
Fax: 0 212 677 04 00 E-mail: Hilgun&hurriyet.com.tr