Güncelleme Tarihi:
EZELİ ve ebedi rekabet yalnız sahada olmuyor kardeşler. Fenerbahçe'de yönetim mi karıştı, al sana Galatasaray'da da koskoca bir kaos. Ve de hedef daima Başkan Faruk Süren. Üstelik 4 yıllık iktidarında 14 şampiyonluk kazanmış sayın Süren.
Muhaliflere göre ‘‘Cep delik, cepken delik, kasada yok metelik’’ misali harçtan borçtan, adeta batağa saplanan yönetim, kongre kararı alınca ortalık bir anda toz duman oluverdi.
Taraftarlar da durur mu, her zamanki gibi almışlar ellerine kalemi, yazmışlar akıllarına geleni.
İşte İstanbul Nişantaşı'ndan Fehmi Eralp ve arkadaşlarının uyarıları. ‘‘Beyefendi nedir bu başımıza gelenler? Kapımıza gelmiş icra dayanmış, bilet hasılatına el konmuş!. Galatasaray'ımıza yakışıyor mu böyle şeyler? Suçlusu kimse lütfen bir an önce bulunsun ve olay halledilsin. Yoksa Cimbom'a yazık olacak. Haksız mıyız’’
Ne haksızı kardeşler. Hem de yerden göğe haklısınız. Ben de büyük bir merakla ‘‘ Temmuz Kongresini bekliyor, daha sonra yine görüşürüz’’ diyorum.
Sıkıntıdan dişim şişti
Şiştiyse şişti ne yapalım’’ demeyin, neden şiştiğini anlatayım da dinleyin
Fenerbahçemiz şampiyonluk yolunda bildiğiniz gibi, ligin son saniyelerine kadar ‘‘Ha oldum, ha oluyorum’’ dedikçe sıktım dişimi, sıktım dişimi sonunda şampiyon olunca rahatladım
Ama nerdeee, ‘‘Tam rahatladım şöyle ağız tadıyla şampiyonluğun tadını çıkarayım’’ derken, al sana Başkanın istifası.
Haydaaa, gelsin telefonlarınız, gitsin fakslar ve mektuplarınız.
Bu defa‘‘Ha bugün vazgeçer, ha yarın döner, dönmezse bu stat nasıl biter, takımın transferlerini kim idare eder, trilyonlarını bu işlere kim hibe eder’’ diye düşünürken, yine sıkıntıdan sıktım dişimi, sıktım dişimi.
Ve sonunda bir sabah kalktım, aynaya baktım, karşımda yabancı bir adam. Uyku sersemliği ile ‘‘Ulan kim bu deyyus’’ derken, al sana şişmiş yanağımla bambaşka bir Hulki.
Görün işte, sözüm ona şurda dört yılın sonunda şampiyon olduk derken başıma gelenlere bakın.
Hatırlarsınız sevgili Ali Şen'le de şampiyon olduğumuzda, Oğuz ve Aykut'umuz ‘‘izin’’e çıkınca böyle olmuştuk.
Eee ne diyeceksiniz, her zaman şampiyon F.Bahçe'li olmak kolay değil derim ya. İnşallah sayın Başkanımız Aziz Yıldırım ‘‘Tövbe’’ eder de başkanlığına döner, böylece benim de çilem biter.
Suçlu kim?
MİLLİ maçtaki protokol kavgasını takiben taraftarlardan büyük eleştiriler aldım.
Bir kısmı ‘‘Devlet ve dolayısıyla Bakan haklı’’ derken, bir kısmı da ‘‘FİFA ve UEFA kanunları gereği, o tür maçlarda stadın sahibi Futbol Federasyonu'dur’’ diyor.
Bana da size göre ‘‘Olayın suçlusu kim’’ diye soruyorlar? Arkadaşlar, dedelerimiz ‘‘Kabahat samur kürk olsa kimseler alıp giymez’’ demişler. Çok da güzel söylemişler.
Siz ona buna bakacağınıza öncelikle o ‘‘Şeref Tribünü’’ nedir, ne değildir ona bir bakın. Gerçek suçlular, bir asırdır oturmaması gerektiği halde o koltuklara, gömülürek oturanlardır.
Merhaba basketbol
KİTABIN ismi bile ne güzel değil mi? Yazıp hazırlayan ve Ülker sponsorluğunda sporcu gençliğe, hem de bedelsiz olarak armağan eden Hakan Artış kardeşime tebriklerimi sunuyorum.
Hakan Artış bildiğiniz gibi, bir anlamda hayatını potalara armağan eden benim katıksız Fenerbahçeli kardeşimdir.
Basketbola gönül veren yavrularımız için güzel ve çağdaş olarak hazırladığı Merhaba Basketbol isimli eğitim kitabını bütün yavrularımıza öneriyorum. Ülker bayilerinden ücretsiz olarak alabilirsiniz.
Kayseri ve Altay’ın çilesi...
ANTALYA'daki süper lige terfi maçlarında, Kayseri ve Altay'ın başına gelenler, vallahi de billahi de pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.
Kayseri'liler verilmeyen penaltılarına yanarken, Altay'lılar da haksız olarak verilen bir penaltı nedeniyle mağlup olup elenince, adeta yer yerinden oynadı. Taraftarlarda durur mu, şikayet dolu sayısız telefon ve fakslarıyla düşüncemi sordular.
Önce Kayseri için görüşümü söyliyeyim. Tamam, hakem bir değil belki de iki tane yüzde yüz penaltınızı vermedi. Ama İsmail'in de kaçırdığı o en azından 5-6 tane gole ne demeli kardeşler.
İsmail çenesindeki o çevre sakalıyla uğraşacağına, kaçırdığı golleri atsaydı daha iyi olmazmıydı? Altay'a gelince, gerçekten insafsızca verilen bir penaltı yüzünden süper lige çıkamadılar. Başta Zorlu ailesi, sevgili Rıdvan'ım ve Altay'lı taraftarlar adına çok üzüldüm.
Ancak Ege adına Göztepe'nin gelişi de hepimizi çok sevindirdi. İnşallah seneye Altay'da çıkar, süper ligimiz daha da renklenir.
Daum’a güveniyoruz
BEŞİKTAŞ'ımız sezonu başarısız bitirip Avrupa Kupaları'na veda edince, taraftarlarını da aldı bir telaş.
Gelen yazılar ve yakınmaları görseniz en az benim kadar üzülürsünüz.
İşte Ayvalık Sarmısaklı’da Tunan Motel’den Hayrettin Gencel ve İstanbul Pendik'ten Latif Türkol'un değerlendirmesi...
‘‘Sezona iyi girmiştik. Barcelona ve Fener'e de 3 çakınca kendimizi şampiyon gibi gördük sonra, birden çöktük.’’
Sevgili ağabeyimiz, biz büyük hatayı Brigel'i göndermekle yaptık. Genç ve tecrübesiz yöneticilerimiz sezon ortasında sudan bir sebeple, Scalayı'da atıp, yerine Daum'u getirmekle hata üstüne hata yaptılar. Sonunda da mükafatını aldılar. Şimdi Daum'la yeni sezona giriyoruz. Hiç değilse bundan sonra, yeni yanlışlar yapmayalım ve Daum'un gösterdiği yoldan sapmayalım.
Daum'a güveniyor ve dileğimizi başta Başkanımız Sayın Bilgili olmak üzere ilgililere iletmenizi rica ediyoruz.''
Rica ne demek arkadaşlar, emriniz olur. Bu haklı ve güzel uyarınız da inşallah Beşiktaş camiasına hayırlı ve uğurlu olur.