Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL Kadıköy'den Coşkun Erbayık, ‘‘Milli maçlar nedeni ile zaten felç olan ligimizde sıra tam Cimbom'la hesaplaşmaya gelmişti. Biz Fenerbahçeliler bu maça aylardır kafamızı takmış ve talihimizin döneceğine inanmıştık. Ancak, bir gece yarısı operasyonu ile çılgınlara döndük. G.Saray'ına can veren Haluk efendi, bu defa da aldığı keyfi bir kararla maçımızı yıl sonuna attı. Kimdir bu adam. Nasıl hesabını verecek bu kararın?’’ diyor.
Vallahi, senin gibi sayısız Fenerbahçeli bir yanda telefon bir yanda da faksımı adeta kilitlediler. Ben de şaşkınım. Nitekim, Fenerbahçe yönetimi de isyan etti. Kararın düzelmeyeceğini bile bile Tahkim'e gitti. Sonuç malum... Çünkü, Tahkim'in başında da G.Saray'ın geçmiş yönetim kurulu üyesi Türker Aslan var. Ehhh... Pardon yani. Daha ne söyleyeyim... Bana göre, olayın temelinde milli zaferlerin şımarıklığı yatıyor. Allah korusun, ters bir sonuçta Haluk efendi böyle bir kararı kolay kolay veremezdi. Ayrıca, Fenerbahçe ve de Galatasaray kulüplerinin bu tehirle ilgili müracaatları da yoktu. Sadece, Fenerbahçe yönetimi, Mustafa Denizli ile özel görüşmüş, milli maçlar nedeni ile kendilerine yardımcı olacaklarını söylemişti. Gerçek bu... Ancak, alınan karar çok keyfi ve saçma. Aslında, bu federasyonun kuruluşu da aceleye getirilmiş ama yapılacak bir şey yok. Beni telefonla arayanlara, ‘‘Anamız ve kadı’’ hikayesini anlatıyorum. Kimi kime şikayet edeceğimizi ben de bilmiyorum.
YİNE O ADAM...
MİLLİ maçın ertesi sabahı servise faks yağdı. Ne duygular, ne mutluluklar ve ne gözyaşları... Görseniz aklınız dururdu. Bu arada, bazıları da özellikle bir konuda dikkatimi çekip, uyarıda bulundular. Hele içlerinde İstanbul Beşiktaş'tan Erdem Sokulluoğlu ve Ankara Çankaya'dan Vural Tüten'in satırları çok ilginç. Bakın neler söylüyorlar: ‘‘Milli maç arefesinde artık herkesin ismini ve cismini çok iyi tanıdığı birisi şimdiye kadar Fatih Terim'e yağdırdığı hakaretler yetmiyormuş gibi, bu defa da Mustafa Denizli hocamıza akla hayale gelmeyecek saçma eleştirilerde bulundu. Hem Denizli'nin, hem de aslan parçası evlatlarımızın asabını bozmaya gayret etti. Ancak, başta hocamız olmak üzere, evlatları bu çirkinliğe sahada cevap verdiler. Hulki abiciğim, sen de şunun ağzının payını versene.’’
Öncelikle hepinizin milli duygularınızı kutluyorum, sevgili okurlarım benim... Ancak, yakın bir geçmişte de hatırlarsanız aynı konuda böyle bir faksa cevap verdim ve dedim ki: ‘‘Bu şahıs kim ise, lütfen bana ismini yazın. Hatta, eşkali konusunda da uyarıp, sakallı mı sakalsız mı, gözlüklü mü, gözlüksüz mü, güzel mi, çirkin mi, dişleri sağlam mı, yoksa protez ya da takma mı, Fenerli mi, değil mi, espriye mi gülüyor, yoksa lüzumlu lüzumsuz herşeye mi. Gülerken karga gibi mi ötüyor. Hepsini yazıp belirtin de, ona göre bu adamın ya da adamların kim olduğunu anlayıp, cevap yazıp ağzının payını vereyim. Anlaştık mı...’’
Gurbetçinin
feryadı
ALMANYA Frankfurt'tan Bilal Can ve Orhan Atasoy ile Bursa Tofaş'tan Bülent Kuldan milli maçın devlet televizyonundan verilmeyişine ateş püskürüp soruyorlar: ‘‘Yurt içinde de, dışında da olsa, milyonlarca insanımız Türkoğlu Türk... Ve Türkiye'mizde sözüm ona bir futbol federasyonu var. Gelgelim, bunların gözlerini para hırsı bürümüş. Milli maçlarda yayın hakları paralar karşılığında özel TV'lere pazarlanıyor. Bizler de buralarda kahroluyoruz. Unutulmasın, Münih'te Almanya maçında tribünleri dolduran 50 bin kişi bizlerdik... Ve Türkiye'mizi nasıl temsil ettiğimizi bütün Avrupa ve dünya seyretti. O halde, Haluk Ulusoy federasyonunun milli duygularımızla oynamaya hakkı var mı?’’
Saygıdeğer Can, Atasoy ve Kuldan kardeşlerim. Sizlerin ve özellikle yurt dışındaki milyonlarca Türk insanının adına haklı isyanınıza katılıyorum. Bu adamlar böyle kardeşler. Öyle bir özel kanunla koltuklarına yapışmışlar ki, emin olun, tutkal bunların yanında hap kalır. Türkiye'mizde iktidarlar değişir, Haluk Ulusoy ve takımına kimseler dokunamaz. Çok acı ama gerçek bu.
Clinton da Fenerli
İZMİT'ten Hamdi Pınarlı, ‘‘Hulki abiciğim, başımızdan geçen deprem felaketi için hepimize geçmiş olsun diyorum. Bu arada, Clinton'un ilimizi ziyareti emin olun hepimizi çok duygulandırdı. Clinton, sanki Amerika değil de, Türkiye'mizin Cumhurbaşkanı gibiydi. Öylesine duygulu, öylesine bir aslan parçası. Daha sonraki günlerde medyada bir de baktım, F.Bahçe'mizin ünlü başkanı Ali Şen ile Clinton birarada ve Fenerbahçe'mizi konuşuyorlar. Hatta, Ali Şen, G.Saray maçından bahsediyor ve parmakları ile işaret edip, ‘‘Fenerbahçe 4-0 kazanacak’’ diyor. Sen bilirsin abiciğim. Clinton gerçekten Fenerli mi? Yoksa oldu mu, açıklarsan hepimizi mutlu edersin.’’
Sevgili Pınarlı kardeşim. Ulusça acısını hiçbir zaman unutamayacağımız deprem felaketinden sonra, senin gibi bir depremzededen böylesine sporla ilgili satırlar almam çok duygulandırdı beni. Özellikle Clinton ve Fenerbahçe aşığı olduğun için daha da sevdim seni... Sevgili Ali Şen'in Clinton'la ilgili olayını ben de izledim. Hatta, eliyle 4 işaretine de çok güldüm. Eğri veya doğru, ne olursa olsun, olay önce Ali Şen'e daha sonra da Fenerbahçe'mize çok yakıştı değil mi? Üstelik, Clinton, Fenerbahçe'mize ne güzel başkan olur, ne dersin...
UYANIK KARTAL
BALIKESİR'den Suphi Tezeren koyu bir Beşiktaşlı. Faksında sevinçten adeta göklere uçtuğunu belirtiyor. Ve şunları söylüyor: ‘‘Aferin bizim yönetime. Yazın abi yazın. Durdular durdular ama turnaları gözünden vurdular. Bayram, Halilagiç ve Murat'ın transferleri ile Beşiktaş'ımız bu yıl garanti şampiyon. Öteki takımlar birbirlerini yiye dursunlar, Kartal'ımız bütün kupaların sahibi olur. Sonra da bize uyuyor diyorlardı. Ne demek abi, Kartal'ımız uyanıktır uyanık...’’
Gelin de hak vermeyin bu Beşiktaşlı kardeşimize. Duygularına ilave edecek bir tek kelime bulamıyor, başta Süleyman ağabeyimiz olmak üzere tüm yönetimi kutluyorum. Sadece ‘‘Şampiyonluk için telaş etmeyin, daha çok erken’’ diyorum.