Güncelleme Tarihi:
MAÇ bitmişti...
Gazeteyle telefonla konuşurken sordum, ‘‘Çocuklar ne başlık attınız?’’
‘‘Fenerbahçe gitti geldi’’ yanıtını verdiler...
F.Bahçe'nin galibiyetini bundan daha güzel anlatan bir başlık olmazdı... Fener hakikaten gidip gelmişti...
Eğer Murat 85. dakikada kendi kalesine golü atmasa, sarı kanaryalar Yozgat'ta büyük bir çelme yiyeceklerdi.
Oysa Fenerbahçe maça çok iyi başlamıştı. Sahanın en iyisi Johnson ile golü bulmuş, tribünler ikinci golü bekliyordu.
Ama sahneye Rüştü çıktı. Topa SMAÇ vurdu.
Evet evet, yanlış okumadınız... Kolayca bloke edeceği topa resmen SMAÇ vurdu ve rakibe beraberlik golünü armağan etti. Bu gol uyuyan Yozgat'ı uyandırdı, cesaretlendirdi. Burada bir parantez açalım. Rüştü bu hatayı yaptı ama oyunun son bölümündeki kurtarışlarıyla da bu hatasını affettirdi.
İşte bu dakikadan sonra bir büyük yanlış da Denizli'den geldi. Mustafa hoca, Yusuf'u oyundan almayı akıl edemedi. Oysa Yusuf ayağındaki her topu eziyor, girdiği her ikili mücadeleyi kaybediyordu. Orta alanda kaybedilen tüm toplar, Ayew ve Preko gibi iki hızlı adamla tehlikeli Yozgat atağına dönüşüyordu. Tüm bunlar olurken, Denizli, duran topların usta ayağı Baliç'i ısrarla kulübede tutuyordu.
Denizli'yi bu uykudan Yozgat'ın ikinci golü uyandırdı. Ogün ile Yusuf'u sahadan alıp Baliç ve Ali Güneş'i sürdü. Bu değişiklerden sonra F.Bahçe oyunu kanatlara daha çok yaydı. Kanat akınları oyunu dar alanda sıkıştıran Yozgat defansının tüm dengesini alt üst etti.
Nitekim beraberlik golü de Baliç'in ayağından geldi. Bu kez sarsılma sırası Yozgat'taydı. Maç 85. dakikaya kadar karşılıklı bir düelloya dönüştü. Ve bu düellonun galibini Murat'ın kendi kalesine attığı kafa golü tayin etti.
F.Bahçe bayram armağını kapmıştı...