Güncelleme Tarihi:
Vallahi aferin. Sen bu kadar kaosun içinde bin tane badire atlat, ondan sonra gel, Trabzon'u hem de güzel futbol ve hırsınla ve de attığın nefis gollerle yen. Eee işte büyük Fener böyle oluyor. Yoksa metre ile mezura ile büyüklük ölçülmüyor.
Fenerbahçe oyuna özlenen tertibiyle başladı. Ogün, Rüştü'nün önünde defans emniyetini ele alıp, sağında Uche, solunda da Alpay'la bütünleşince orta saha da kendine geldi. Abdullah ve Metin'in de formda oluşu oyuna renk verdi. Bu arada Abdullah'ın şahane ortasını attığı kafa golü ile aynı güzellikte tamamlayan Oulare, hem Fener'in kötü kaderine fren yaptı, ayrıca aylar önce kendini sakatlayan şeytanın da bacağını kırmış oldu.
Erken gol Fener'i kamçıladı, sağlı sollu akınlar Trabzon'u öyle bunalttı ki, önce Abdullah'ın, sonra da Metin'in yüzde yüz pozisyonları gol olsa, maç oyunun daha 20. dakikasında farka gidiyordu. Kaçan goller bir an için ‘‘atamayan yer’’ sözcüğünü devreye soktu ama ilk yarı, Fener'in üstünlüğü ile sona erdi.
AFERİN RÜŞTÜ
Fenerbahçe, bu yarıda aslında aylardır süregelen kötü kader çizgisini de değiştirdi. Aylar sonra forvetteki yerini alan ‘‘kara hayalet Oulare’’ sanki Fener'in gol ayaklarında çilingir gibiydi. Oyunda kaldığı sürece attığı golün dışında, verdiği paslarla da göz doldurdu.
Oyunun ikinci yarısında bir an için Fenerbahçe'nin kötü talihi yine devreye girer gibi oldu. Günün bol sarı kartlı ve Fener'in bugüne kadar oynadığı bütün maçlarda aleyhine düdükler çalan hakemi Metin Tokat'ın verdiği bir yanlış faul sonucunda Trabzon beraberlik golünü buldu. Ancak ‘‘bugün ya bu maçı alırız, ya da bu Fener'den gideriz’’ diyen futbolcular Moldovan'ın ayağından ikinci golü bulundular. Maçın son saniyesinde günün adeta Fenerbahçe düşmanı ve Fener'e yönettiği bütün maçlarda sayısız tokatlar atmış Metin Tokat, bir anda penaltı yarattı. Buna, bu maçı almaya ant içmiş Fenerbahçe'nin kaptanı Rüştü, Hami'nin sert penaltı şutunu kurtararak, hem Fenerbahçe'nin tarihini değiştirdi, hem de gemisini kurtaran kaptan oldu.
Aferin bu Fener'e ve aferin bu Fener'in kaptanı Rüştü'ye.