Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2004 21:17
Almanya’da Nürnberg Deneme Müzesi’nde şu sıralar sergilenen yeni biçim ve ölçüleriyle sergilenen Homunkulus, beynimizdeki beden haritasını yansıtıyor. Bu harita aslında insandan insana farklılık gösteriyor.
İri dudakları ve abartılı organlarına rağmen ufak tefek görünen figür aslında kaba hatlarıyla 1950 yılından beri bilinmekte. Kanadalı nöroloji cerrahı Wilder Penfield o tarihlerde hastalarının beyinlerine zayıf elektrik akımı vererek bu uyarımların belli başlı organlarda etkili olduğunu saptamış ve organlarımızı temsil eden beyin bölgelerinin gelişigüzel dağılmadığını, bir harita içinde düzenlendiğini görmüştü.
Dudak, cinsel organ, göz ve el gibi daha hassas olan beden kısımları daha büyük beyin bölgeleriyle temsil edilirken, kol bacak ve sırt gibi daha az duyarlı olan beden kısımlarımızın beyindeki bölgeleri daha küçüktü. Penfield bu bilgilerden yola çıkarak bir figür yaratınca ilk duyusal Homunkulus (Lat. küçük adam) doğmuştu.
Modern görüntü teknikleri sayesinde beynimizdeki beden haritamızla ilgili kesin verilere ulaşmak artık daha kolay.
Organlar uyarılıyor
Bilim adamları bugün doğrudan doğruya beyni uyarmak yerine, organlarımızı uyararak beyin etkinliklerini izliyorlar. Bu amaçta örneğin işlevsel manyetik rezonans tomografisinden, fMRT yararlanıyorlar. Homunkulus için yayımlanmış literatüre göre, en önemli yöntemler çok kanallı EEG, manyeto-ensefalegrafi ve fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleri. fMRT yöntemi, etkin beyin bölgelerinde daha fazla enerji tüketilmesinden yararlanır.
Yoğun enerji tüketimi aktif bölgelere neden daha yoğun oksijenli kanın aktığını açıklıyor. Yoğun oksijenli kan, düşük oksijenli kandan farklı manyetik özelliklere sahip olduğu için de fMRT, kan akışındaki bölgesel farklılıkları görünür kılabiliyor.
Literatürden topladıkları bu tür güncel verilerle Bochum Ruhr Üniversitesi nöro-bilişim uzmanı Hubert Dinse ve ‘Turm der Sinne’ müzesinden Rainer Rosenzweig, Barbara Ripper ve Nicola Neuman yeni Homunkulus’un ölçülerini bir araya getirdiler.
Homunkulus şimdi gerçek boyutlarda Nürnberg Deneme Müzesi’nde sergilenmekte. Ayrıca İnternette de canlı yani dans eden, koşan, şakalaşan vb tür hareketler yapan bir versiyonunu da izlemek mümkün (www.turmdersinne.de).
Herkeste farklı
Elbette ki Homunkulus sadece ortalama verilerle ortaya çıkan bir tip. Normalde her küçük adam ya da küçük kadın farklı görünür. Homunkulus’un organları kişisel donanımlara ve özgeçmişe göre büyür veya küçülür. Hatta yaralanmalar ve fiziksel bozukluklar bile Homunkulus üzerinde etkilidir ve yaşam sürecince değişikliklere yol açarlar. Örneğin gözleri görmeyenlerde işaret parmağının beyinde daha büyük bir alanda temsil edildiği anlaşılmış.
Araştırmacı Dinse, yeni bulgular ışığında ellerin ve parmakların 50’li yıllardaki Homunkulus figüründe olduğu kadar abartılı tasarlanmadığını ama bunun yerine baş ve dudakları daha büyük yaptıklarını söylüyor.
Ayrıca cinsel organlar da 1950 yılındakine göre daha büyük. Yeni bilgilerle ayrıca sağ elini kullananların sağ elinin sol elinden daha büyük olduğunu da göstermiş (www.ruhr-uni-bochum.de/ruben).
Peki Homunkulus neden erkek? Bilim adamları kadınlara ve erkeklere ait verilerle çalışmalarına rağmen kadınlara ait verilerin eksik olması nedeniyle mesela memeleri temsil eden beyin bölgesiyle ilgili verilere ulaşamadıkları için erkek figürde karar kılmışlar. Fakat Dinse, yakında bu bölgenin de araştırılacağını sanıyor.