ALP ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2011 00:00
Birkaç hafta önce kaybettik Brezilyalı futbolcu Socrates’i. Futbolculuğunun yanı sıra tıp doktorluğuyla da ilgi çekiyordu. O doktorsa bizim de profesör antrenörümüz var. Hacettepe Üniversitesi takımının antrenörü Alp Bayramoğlu bir anatomi profesörü. ıki görevi ustalıkla yürüten Bayramoğlu’nun Ankara’daki müthiş temposuna şahit olduk
Ankara Arena’dayız.
Spor salonunun pırıl pırıl tribünleri boş ama sahada basketbolcular şut antrenmanı yapıyor. Toplar çemberden geçtikçe sakin ama otoriter bir ses yükseliyor: “Bravo Murat. 25’i tutturalım. Derya kaç yaptık? 22 mi? Güzel! Daha iyisi olsun.” Elinde düdüğüyle antrenmanı yöneten kişi Hacettepe Üniversitesi basketbol takımının baş antrenörü Alp Bayramoğlu.
Dakiklik esas. Çünkü oyuncular antrenman sonrası dinlenmeye giderken Alp Bayramoğlu’nun (42) günü bir maraton şeklinde devam edecek. Çünkü aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde anatomi profesörü.
Birazdan eşofmanı çıkarıp takım elbisesini giyecek ve üniversite kampusunun yolunu tutacak. Hızlı bir öyle yemeğinden sonra öğrencileri onu bekliyor olacaklar küçük amfide. Salon, amfi, sonra laboratuvar... Bu üçgende yoğun ama dinamik bir günlük programı var Prof. Dr. Bayramoğlu’nun.
Kuşkusuz Bayramoğlu’nun sporla ilişkisi yeni değil. 1988’den 2001’e kadar Türkiye 1. ve 2. liglerinde forma giymiş üst düzey bir oyuncuydu kendisi: “Hacettepe’deki tıp öğrenimi için Zonguldak’tan Ankara’ya geldim. Mülkiye’de başladım, sonra PTT ve Kolej formalarını giydim. Benim için en kritik kararıysa 1994’te aldım. Basketbolla tıbbı bir arada götürebilmek için klinik bir uzmanlık alanı seçmedim. Bu yüzden anatomide uzmanlaştım. Daha çok araştırmayla ya da laboratuvarda geçiyor zamanım. Onkoloji gibi bir alan seçmiş olsam basketbolu profesyonel oynama imkânı kalmayacaktı.”
ANKARA’DAN AYRILAMADI
Bayramoğlu oyunculuk kariyerinde hiç Ankara’dan ayrılmadı. Bir kez Bursa Oyak Renault’dan
transfer teklifi aldı. Ama iyi transfer parasına karşın Ankara’yı bırakıp akademik kariyere ara vermeyi göze alamadı.
Bu arada geleceği düşünerek 1997’de Türkiye Basketbol Federasyonu’nun kursuna giderek antrenörlük lisansı aldı. Birkaç yıl sonra bunun iyi bir yatırım olduğu anlaşılacaktı. 2001’de askerlik sonrası basketbola döndüğünde kalçasından sakatlandı. Basketbolu bıraktı ve Büyük Kolej’de yardımcı antrenör oldu.
Sonraki birkaç sezon yine Ankara’da Kolej’de, Hacettepe Üniversitesi’nde yardımcılıkla geçti. Geçen sezonun başında takım 2. ligdeyken kulüp yönetim kurulu baş antrenörlüğü teklif etti ona. “Antrenörlük büyük sorumluluk. Hele geçen yıl 2. lig baraj maçları sonunda 1. lige yükselince sorumluluk daha da arttı. Mevcut sistemde kafamı kaşıyacak vaktim yok. Elbette derslerimi veriyorum, laboratuvar çalışmalarını aksatmıyorum. Ama artık akademik makale yazmaya vaktim yok” diye anlatıyor.
KAMPUSTA POPÜLER
Bayramoğlu’nun maratonu dersle bitmiyor. Buradan koştura koştura tıp fakültesi laboratuvarının yolunu tutuyor. Yolda bir önceki haftanın maçını soranlar da var: “Üniversitenin adını taşıyan takımın antrenörlüğünü yapmak belli bir popülarite sağlıyor; tabii, kampus içinde. Hatta geçenlerde bir öğrenci beni hoca olarak değil de antrenör olarak tanıdı. Galiba derslerimi iyi takip etmiyormuş!”
Laboratuvarda öğrencilerin çalışmalarına bir göz attıktan sonra odasına yöneliyor. Notlarını kontrol edip birkaç meslektaşıyla sohbet ediyor. Çantasını toplayıp bu kez yine kampustaki spor salonuna yöneliyor. Çünkü 17.00’de 2. lig takımı Ormanspor’la hazırlıklık maçları var: “Eve 20.30’dan önce varamıyorum. Tabii iki oğlumun sorumluluğu da biraz eşim Meral’in omuzlarında. Hafta sonu da maçlarımız var. Eğer deplasmandaysa ev keyfi yapmak da pek mümkün değil.”
LİGİN DİŞLİ TAKIMI
Hacettepe Üniversitesi, Beko Basketbol Ligi’ndeki ilk sezonunda dişli takımlardan biri haline geldi. 10. hafta sonunda dört galibiyet ve altı mağlubiyetle 12’nci sıradalar. Her maçta üniversite öğrencilerinin ağırlıkta olduğu önemli bir seyirci grubu destekliyor onları. Hatta bir ay önce Trabzonspor deplasmanına yaklaşık 400 seyircileri geldi. Hacettepe Üniversitesi Spor Kulübü’ne bağlı takımın bütçesine üniversiteden kaynak aktarılması yasak. Bu sebeple bütün kaynak sponsorlardan, iddia ve bir parça da TV yayın haklarından sağlanıyor.