Hiç akranım yok, canım sıkılıyor

Güncelleme Tarihi:

Hiç akranım yok, canım sıkılıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 2000 00:00

Haberin Devamı

Tam 16'sına kadar Selanik'in Drama'sında Yunan baskısına karşı bir çığlık... 17'sinden 25'ine kadar ise Selanik'ten Adapazarı'na, Akhisar'a, İskenderun'a göçmen bir kuş... Akhisar'da tütüne bulanan elleri, daha sonra İskenderun'da at kokularına karışacak, Akhisar'da hızarda parmakları uçacaktır. Ta ki 1963 yılında o Denizli horozunu satın alıncaya kadar. Sonra çalışacak, yılmayacak, büyüyecek ve büyüyecektir. Onun adı İsmail Keskinoğlu... Akhisar'ın dünkü ‘‘Arabacı’’ ya da ‘‘Cambaz İsmail’’i bugün Türkiye'nin tavuk ve yumurta imparatorlarından biri. O şimdi son model siyah Lincoln'ü ile dolaşıyor. Ve 17 Haziranı iple çekiyor. Çünkü Keskinoğlu, o gün 100'uncü doğum gününü kutlayacak.

Dedeağaç'tan İstanbul'a 20 gün yürüyerek geldim

Türkiye'ye geldiğimde 20 yaşındaydım. Dedeağaç'tan İstanbul'a kadar 20 günde yürüyerek geldim. İstanbul o zamancık köy gibiydi, şimdicek dolmuş saraylar. Türkiye binlerce defa ilerledi. Türk milleti hep gözü yumulu yürüdü, mektepler açtı gözümüzü. Turgut Özal'ın kabadayılığını çok ararsınız, ama bulamazsınız. Buraya kaç defa geldi, ‘‘Ben bu adamı değil, yaptığı işi severim. Bu adam günde 5 bin yumurta çıkarır, 5 bin vatandaş birer yumurta yer, senin 5 yudum su verdiğin var mı’’ dedi...

Akhisar'ın Kayalıoğlu kasabasındaki dev tesislerinde gün boyu gezdik, dolaştık, konuştuk İsmail Keskinoğlu ve ailesiyle. Ofislerden yatak odasına, ceketinin yakasına kadar her yerde Atatürk vardı. Genel müdürlük binasının girişinde ise büyük ve özenli bir Atatürk köşesi. Atatürk deyince asırlık Keskinoğlu heyecanlanıyor, ayağa fırlıyor, gözleri buğulu anlatıyor. Hemşerisinin Akhisar'a gelişinde onunla tokalaşması ise en büyük mirası... 100 koca yıl, dile bile kolay değil hani...

İNSAN ÖLÜMÜ BEKLİYOR

- 100 yaşında olmak iyi iş değil. İnsan hep ölümü bekliyor, kıymetin kalmıyor. Hiç akranım yok, canım sıkılıyor, sıfır kaldık senin anlayacağın. Hanım da çok iyi, emsalleri yürüyemiyor ama, Züleyha onların yanında kız gibi. O 83 yaşında, aramızda 17 yaş fark var. Ben gençlere hep evlenmek tavsiye ederim. Oğlan çocuğu 20 yaşını geçmeyecek. Ben hiç hovardalık yapmadım gençliğimde ama, şimdi isterim torunlarım yapsın. Ben onların yerinde olsam çok yaparım, yapmazlarsa aptallar.

ÜZERİME GÜNEŞ DOĞMAZ

Sonra da merak ederiz bu kadar uzun yaşamanın sırlarını. Sanki sihirli bir reçetesi varmış gibi.

- Hayatımda hiç bir gün üzerime güneş doğmadı. Akşamları 10'da yatıyorum, 2'de kalkıyorum çişe, gene gidip uyuyorum, sabah 5'te kalkıyorum. Kalktığımda elektrikliyle tıraşımı olurum. Aynaya bakmam, elim ayna olmuş. Bak elimin parmaklarını hızara kaptırdım, yarıları uçtu. Doktora filan gitmezdim. Üzerlerine biraz yağı sürdüm, çektim kanyağı tamam. Hayatımda aspirin bile içmezdim ama, şimdi doktora çok meraklı oldum. Geçen aylarda kalbim durmuş, doktorlar masaj yapıp beni iyileştirmiş, İzmir'e götürmüşler, benim haberim yok. Öte tarafa gidip gelmişim.

YAPMADIĞIM İŞ YOK

Asırlık Keskinoğlu'nun Türkiye'ye adım attığından beri neler yapmış neler. Kahvecilik, bıçak sapı imalatçılığı, at arabacılığı, kerestecilik ve hatta definecilik.

- Ben neler yapmadım yahu, yapmadığım şey beş vakit namaz. Yunanistan'dayken eğlence diye eşin dostun tavuklarını, danalarını çalardık. Sonra geldim Adapazarı'na, oradan da Akhisar'a. Burada iflas ettim 1936'da. Gittim İskenderun'a, altı sene sonra 400 sarı lirayla döndüm. Bu dağlarda çok define aradık, hocaların sözüyle. Hoca gelir buraya, ‘‘Şurada bir kuyu var, içinde para var’’ der. Kuyunun içi su dolu, giremezsin. Ararız, para filan yok. Olmadık yerler kazarız, yok. O cahil kafalı hocalardan neler çekti bu memleket, hálá da çekiyor. Gözleri bağlı yürüyorlar, dünyadan haberleri yok. Okul yaptırdım, yine yaptırırım ama, cami yapımına beş kuruş vermiyorum. Bana diyorlar ki ‘‘Dinsiz misin, cehenneme gideceksin.’’ Cehennemde gene faydam olur, ben yanarım, onlar ısınır.

100 yaşındaki yumurta imparatoru

Asırlık çınarın 100 yaş reçetesi

Her gün mutlaka bir tane haşlanmış yumurta yerim.

Tavuğun göğsünü haşlatır, suyuna bol ekmek doğrarım.

Rakı içerken mutlaka kanat ızgara yaptırırım.

Hálá her akşam mutlaka bir duble rakımı içerim, bazen öğlenleri de kaçıyor.

Hayatımda ağzıma soğan, sarımsak girmedi, bunları getireni kovarım. Faydası olduğu yalan, belki de onları yemediğim için ömrüm bu kadar uzun oldu.

Günde bir iki bardak çay içerim, kahve içmem. Ömrümde perhiz yapmadım.

Öğle yemeklerinden sonra mutlaka birkaç saat uyurum.

Sabahları tarhana çorbası içerim.

Bol meyve yerim.

Balık o kadar çok sevmem, kurtları (karides) daha çok seviyorum.

Sigarayı 35 sene önce bıraktım. Kereste biçerken sigara hep yapışır, dudağımı yakardı. Hiç ağzım boş kalmadan Gelincik içerdim.

Ne kadar hasta olursam olayım hastayım demem, hiç somurtuk durmam. Hep gülerim, somurtuk neye durayım? Mutlaka güleceğim, yüreğimden çıkan hep öyle.

Kin yapmam, ağzıma geleni söylerim, hiç karnımda tutmam. Her şeyi içine atıp, dert yaparsan ömrün kısa olur.

YARIN: Nasıl imparator oldu

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!