HERTHAraf Sarı – Kırmızı

Teknik Direktörümüz SKIBBE ile Teknik Danışmanımız FELKAMP kendi evlerinde. Yıllarını buralarda geçirmişler. Her yer, herkes tanıdık.
 
Teknik kadro gibi, yerli yabancı futbolcularımızın büyük bir bölümünün de yolları Almanya’dan geçmiş. Yani Galatasaray kendi evinde gibi.
 
Teknik kadrosundan, futbolcusuna kadar herkes, içinde bulundukları durumun farkında olacak ki, maça oldukça istekli baÅŸladılar. Hertha Berlin tüm hücum stratejisini PANTERIC üzerine kurmuÅŸ. O da, sürekli kanat deÄŸiÅŸtirerek boÅŸ alanlar yaratarak etkili oluyordu. MIERA, PANTELIC’e yakın oynamaya baÅŸlayınca, yarattığı tehlikeler de azaldı.Â
 
Galatasaray’da ise LINCOLN, KEWELL ve BAROS oldukça hareketli. İyi pozisyonlar da buldular. LINCOLN kaleciye takıldı. BAROS’un gücü yeterli gelmiyor. Son vuruşlar zayıf ve omuz omuza mücadelelerde kolay teslim oluyor. BARIŞ defansa yardımcı oluyor. Ama, çabuk yayılan bir hastalık olan Hakeme Sürekli İtiraz, Ona da bulaşmış. İlk yarıda gözle görülür bir biçimde üstündük. Bu arada bir taraftan gözümüzde Metalist maçının skorunda. Şu ana kadar her iki maçın skorunda da bir sorun yok.
 
İkinci yarı karşılıklı ataklarla başladı. Hertha Berlin, 55. dakikadan sonra baskısını arttırıp, etkili ataklar yapmaya başlayıp gol pozisyonları buluyordu. Sıkıntıya girdiğimiz bu dönemde, hepimizi rahatlatacak bir penaltı kazanıyoruz. BAROS bunu gole çeviriyor. 0-1. Bu golle beraber, Galatasaray için tehlikeli bir bölüm başlıyordu. Sahneye çıkma zamanı DE SANCTIS ve SERVET’e gelmişti. Onlar da görevlerini yapıp, Hertha Berlin’in gollerine engel oldular. Son 10 dakika tekrar dengeyi sağlayınca, hem rakibe daha az pozisyon verdik, hem de iyi pozisyonlar bulduk. Artık Metalist maçına da bakmıyoruz.
 
Gecenin yıldızları LINCOLN ve DE SANCTIS idi.
 
UEFA Kupasında, bize bir hafta boyunca puan hesabı yaptıran Galatasaray'a kızıyor, bu galibiyeti hediye eden Galatasaray'a sevgilerimizi gönderiyoruz.