Güncelleme Tarihi:
Toplam 22 kupa… Onun adı 'kupa koleksiyoncusu'.
O, Galatasaray Bayan Basketbol Takımı Antrenörü Zafer Kalaycıoğlu’ndan başkası değil.
Olaylı bir şekilde Fenerbahçe’den, Galatasaray Bayan Basketbol Takımı’na transfer olan ve kazandığı başarılara yenilerini eklemek isteyen tecrübeli çalıştırıcı, yapmak istediklerini ve yapamadıklarını hurriyet.com.tr’ye anlattı.
İşte Zafer Kalaycıoğlu ile gerçekleştirdiğimiz sohbetin detayı:
-Fenerbahçe gibi büyük bir kulüpten Galatasaray gibi yine büyük bir kulübe geçtiniz. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu çok genel bir soru oldu bir de çok geride kaldı. Gerçekten Galatasaray’a geldiğim için mutluyum. İnşallah takımımızda başarılı olmak hedefim. Şuanda oyuncularımızla iyi bir uyum yakaladık. Bizim bunları skor olarak maçlara da yansıtmamız gerekiyor. Ama şuanda henüz ligin daha çok başındayız. Bu sıralarda yukarılarda olmak değil ligin sonunda yukarıda olmak çok önemli. Sizinde bildiğiniz gibi sakatlıklar çok zorluyor yani Işıl’ın bir daha tekrarlamış olduğu sakatlığı, Tuğba’nın omzundaki yırtık nedeniyle olan sakatlığı, yine bir oyuncumuz biliyorsunuz daha henüz gelmedi. Bu hafta sonu gelecek. Ama bunlar bahane olarak sunmak değil sadece sizleri bilgilendirmek için taraftarlarımızı bilgilendirmek için söylediğimiz şeyler. Biz şuanda ligde şampiyon olmak için gerekli çalışmalarının hala yapılması aşamasındayız.
-Peki transferiniz iki kulüp arasında gerginlik yarattı mı sizce?
Sanmıyorum. Belki başta öyle bir tepki olmuştur ama ben sonuç olarak daha öncede Galatasaray’da 2 yıl çalıştım. Orda antrenörlük yaparken çok gurur duyduğum büyük başarılar var. Orda şampiyon olan takımların oyuncularının ve antrenörlerinin isimleri var, adımı orada görünce gerçekten çok duygulandım ve gururlandım.
-6. hafta karşılaşacağınız rakibiniz Fenerbahçe’nin kadrosunu çok iyi biliyorsunuz. Bu durumun karşılaşmada sizin için avantaja mı yoksa dezavantaja mı dönüşeceğiniz düşünüyorsunuz?
İnşallah onu avantaja çevirmeye çalışacağım. Oradaki oyuncuları yani 3 senedir orada olan oyuncuları iyi tanıyorum. Bunu kendi sahamızda avantaj haline getirmek en büyük amacımız. İnşallah bu avantajı en iyi şekilde kullanacağız.
-Karşımızda iki tane Zafer Kalaycıoğlu var. Bir tarafta Türkiye’de en çok kupayı kazanan bir çok başarıya imza atan, diğer taraftan Avrupa’da istediği başarıyı yakalayamayan Kalaycıoğlu. Bunun nedenleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu Türkiye’deki bayan basketbolun yeriyle ilgili. Sonuç olarak biz milli takım olarak Avrupa Şampiyona’larına katıldığımızda hem geçen İtalya’da,hem bu sene Letonya’da ikisinde de giremedik. Yani Türk bayan basketbolu Avrupa’da bir yerlere gelmeden kulüplerin o başarısını söylemek çok zor. Bence bundan sonra olabilir. Çünkü şuanda ki jenerasyon benim Ümit Milli takımında 2000 yılında çalıştırdığım ve Avrupa’da 4. olduğum jenerasyon. Bu Avrupa Şampiyonası çok büyük bir fırsattı. Bizim Avrupa dördüncülüğü kazandığımız o oyuncuların ben burada yine ilk 4’e hatta ilk 3’e gireceklerini çok umut ederek şampiyonluk elemelerine gittim ama maalesef o başarıyı göremedim. İnşallah bayanlarımız bu jenerasyonla bir madalya alacaktır. Ben buna inanıyorum. Bu da kulüplerdeki başarıyı getirecektir. Kulüplerdeki başarının olması için de kulüplerin devamlılığı önemlidir. Bunu sağladığınız takdirde bayan basketbolunda başarılı oluruz. Yani Türkiye’de de şuanda rekabet Fenerbahçe’yle Galatasaray arasında çok üst düzeyde. Bence bu rekabetin devam etmesi için Galatasaray’ın bu seneki şampiyonluğu çok önemli. İnşallah biz bunu başarırız. Başaramazsak o rekabetin biraz daha zayıflayacağını görüyor gibiyim. Amacımız bayan basketboluna hizmet ederken de bu rekabetten faydalanarak bayan basketbolunda biraz daha çıtayı yükseltecek ve sizinde dediğiniz gibi Avrupa’daki başarıyı sağlayacak kadronun, kadroların daha doğrusu oluşması.
-Geçen sene Okan Çevik öncülüğünde Eurocup’a kendi isteğiyle katıldı ve şampiyon oldu. Bu sene de Eurolig’e katılma hakkı kazandınız. Bu hakkınızı değerlendirecek misiniz?
Geçen seneki Avrupa kupasını kazanmak çok büyük bir duygu ve çok önemli bir başarı bizim için. Daha önce hiçbir Türk takımı bayanlarda bu kupayı kazanamamıştı final oynadığı halde. Ama bu yeterli değil. Eurolig çünkü çok sert bir lig. Burada bence bu sene bizim bir avantajımız olacak Eurolig’de oynamak. Şuanda iki galibiyet aldık. Eğer bu avantajımızı kullanırsak bu Eurolig’de oynadığımız sert müsabakalar mutlaka ligin sonunda bize olumlu şekilde yansıyacaktır. Bir takım olarak bence Eurolig’de oynamak bir ayrıcalıktır. Oyuncularımız da bunun farkında.
-Hem bayan basketbol hem de erkek basketbol takımlarının antrenörlüğünü yaptınız. Sizin için hangisi daha zorlayıcıydı?
Bayan basketbolu gerçekten çok daha farklı ve zorlu. Orda biraz daha sabırlı olmak gerekiyor. O sabrı gösterdiğiniz zaman da ama aldığınız sonuçlar sizi gerçekten mutlu edecek kadar önemli ve yüksek oluyor. İnşallah bu sene de başarılı olarak bu mutluluğu tekrar tadabiliriz.
-Bayan basketboluna olan ilgiden memnun musunuz?
Maalesef bayan basketboluna ilgi yok. Sadece Türkiye’de değil bayan basketboluna baktığımızda birçok ülkede basketbola yeterli ilgi gösterilmiyor. Türkiye’de hiçbir Anadolu ligi hiçbir zaman İstanbul’a gelmedi. Sadece İstanbul’da da üç büyüklerin kendi içinde yaptığı müsabakalarda birazcık fazla ilgi görülüyor. Ama seyircilerin de hakkını yememek lazım. Yani final serilerinde eğer gerçekten iyi bir kadro oluştuğuna ve iyi bir mücadele olacağına inanıyorsa eğer seyirciler o zaman destekleme geliyor. Ama bizim seyirci ve taraftarlarımızdan o mücadeleyi yapacak oraya şampiyonluğu kazanacak takıma ilgi göstermemiz gerekiyor.
-Peki bu ilgi nasıl yükseltilebilir sizce?
Şimdi burada bence Federasyon’a büyük bir görev düşüyor. Kulüpleri kendi branşları olarak düşünürsek, kulüplerin Avrupa’daki başarılarını biraz daha yüceltecek,yükseltecek şovların bence desteklenmesi lazım. Bizler şimdi süper kupaya oynadığımız zaman şunu gördük. Rusya’ya gittiğimizde Moskova Büyükşehir Belediyesi Belediye Başkanı 1 milyon dolarlık bir katkı sağlamış bu şov için ki muazzam bir şovdu gerçekten. Yani oraya katılmak gurur verici bir olaydı ama o şovu canlı olarak görmek çok önemliydi ama bir tane bile Basketbol Federasyonu’ndan bir temsilci orada bulunmadı. Bence Türk basketboluyla ilgili olarak sadece kulüplere bırakırsak kulüplerin ümitleri çok yüksek değil. Mutlaka Federasyon’un o desteği kulüplere vermesi lazım. Türkiye’de bulunan üç büyük kulübün rekabeti diğer ülkelerde yok bundan faydalanmak lazım. Federasyon’un bu avantajı kullanması lazım. Yani Fenerbahçe ile Galatasaray’ın bu kadar yukarıda rekabet halinde olduğu bir branşta Federasyon’un işin içine daha çok girip kulüplerle biraz daha yaklaşık olarak ilgilenmesinde bence yarar var.
-Ligi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Lig geçen sene zordu, bu sene daha zor. Çünkü Anadolu takımları gerçekten büyük fedakârlıklar yaparak iyi kadrolar oluşturuyorlar. Yani geçen sene Samsun normal sezonu 2. olarak bitirdi. Bu sene de iyi başladılar. Kendi sahalarında geçen sene hiçbir maçı normal ligde kaybetmemişlerdi. Bu sene de Tarsus’ta aynı şeyi görüyorum ben. Onlar da bu sene çok iyi başladılar. Mersinle ilgili bir şey söyleyeceğim size. Onlar mesela Avrupa kupasına katılmayı reddettiler sırf dört Amerikalıyla oynayabilmek için ligde. Onlar için bilmiyorum bu durum dezavantaj olarak geri döner mi sadece lig maçı yapmak. Çünkü bu takımı belli bir yere getirmiyor.
-İki senedir galibiyet alamadığınız Samsun’a geçen hafta yine mağlup oldunuz. Bu yenilginin sebebi nedir?
Samsun’a bir kere saygı duymak lazım gerçekten çünkü başarılılar. Onların hakkını yememek lazım. Onlar kazanmak için gerekli şeyleri yaptılar ve kazandılar. Ama en önemli etken orda seyircidir. Seyirci orada çok büyük bir baskı yaptı oyuncular üstünde. Sonuçta maçı biz kaybettik.
-Sakatlığı olan Işıl Alben’i tam olarak hazır buluyor musunuz?
Işıl’ın herhalde iki ayı filan daha var karşılaşmaya çıkabilmek için.
-Son olarak Galatasaray taraftarlarına söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Biz Samsun’da sadece taraftar nedeniyle kaybettik. Bizi havaalanında karşılayan çok büyük coşkulu bir Galatasaray taraftarı vardı ama sahada hiçbiri yoktu. Orada tribünlerde bizi seyirci olarak desteklemeleri gerekirdi. Oyuncularımız orda büyük bir beklenti içine girdiler çünkü taraftarlarımız orada bizimle beraber olacaklar diye.