CUMARTESİ gecesi yaşanan mücadeleye sadece “usta-çırak” savaşı diye bakarsak haksızlık olur. Mourinho’nun, eski ustası Van Gaal’i devirişiyle aslında kazanan daha büyük bir şey vardı
futbol ve medya adına; gelenekten ilham alıp çağın futbol anlayışını yaratan kesim. Ona kibarca “Benim çömezim” diyen Van Gaal’i daha 90 dakika bitmeden, tebrik eden Portekizli yine mesaj veriyordu dünyaya; “Ben her zaman maç bitmeden kazanırım...”
İzleyerek öğrenen dahiSatranç ustası Capablanca, satrancı hiç oynamadan sadece izleyerek öğrenmişti. 12 yaşındayken Küba Şampiyonu Corzo’yu yenen Capablanca’nın yeşil sahadaki ikizi Mourinho da, “İyi bir futbolcu değildim ve diğerleri gibi arkamda yaslanabileceğim bu tür bir gücüm yoktu” diyor. Capablanca gibi izleyerek öğrenen Mourinho için de rakibin olası hamlelerini maç öncesinden analiz edip her şeyi bu yolla başarıyor denilebilir. Ama eksik kalır. Çünkü Jose’nin ifadelerine bakınca ondaki 5 temel taşı farkederiz;
1- Metodolojinin önemi.
2- Antrenmanlar başta olmak üzere her zaman oyuncularından önce “sahaya çıkması.”
3- Rotasyon ve duygu yönetimi.
4- Ekibinde yer alan herkesin aynı felsefeye inanması.
5- Yaptığı hataları asla tekrarlamaması.
Ben bir şampiyonum sizin neyiniz var? MOURINHO’nun dünya futboluna diz çöktürmesindeki en büyük etken duygu yönetimidir. Çünkü özellikle Porto, Chelsea ve Inter’le başardıklarının ortak noktası, kimin neresine vurursa daha fazla verim alabileceğini çok iyi bilmesi oldu. Porto’nun UEFA Kupası’nı kaldırışından bir sene sonra yaşanan rehaveti verdiği ani cezalarla yok edip o yıl da Şampiyonlar Ligi Kupası’nı getiren Mourinho, bu stratejisini tek bir cümleyle özetliyordu; “Duygusal tepkilerini ölçmek istedim ve sonuç verdi.”
Asker, ordu ve savaşChelsea’ye geldiğinde ise, ilk söylediği sözlerden biri, “Ben bir UEFA bir de Şampiyonlar Ligi Kupası’na sahibim, sizin neyiniz var?” oldu. Chelsea’deki hiçbir oyuncuyu para gibi maddi hedeflerle ateşleyemeyeceğini bilen Jose, onların “egolarına” basıyordu. Kısacası, ceza ve ödülleri hep olumlu kullandı, eski yeni her oyuncusu da onun hakkında iyi konuştu. Mourinho’ya bu konuda da ünlü filozof Sun Tzu, “Savaş Sanatı” adlı kitabıyla büyük ilham vermiş olmalı. Oyuncularından “askerlerim” ve “ordum”, maçlardan ise “savaş” diye bahseden ve “Savaşa yalnız güvendiğim adamlarla girerim” diyen Portekizli için, Sun Tzu’nun şu sözü özet gibi; “Askerlerinizi çocuklarınız gibi görürseniz sizi en derin vadilerde bile takip edeceklerdir.
Onları biricik evlatlarınız gibi seyrederseniz de ölüme giderken bile yanınızda olacaklardır.”
2. sınıf futbolcularla 1 numarayı kazandıMOURINHO’nun, Avrupa’nın en zengin kulüplerinin beğenmediği oyuncularla Inter’i Şampiyonlar Ligi şampiyonu yapması, onun bu başarısını daha anlamlı kılıyor. Herkesin de bildiği üzere dünyanın en pahalı futbolcuları Barcelona, Real Madrid, Manchester United ve Chelsea’de forma giyiyor. Inter ise, ancak bu ekiplerin beğenmeyip almadığı ya da kapı önüne koyduğu oyuncularla yoluna devam ediyor. Kadrosundaki futbolcuların değeri 361.7 milyon Euro olan Inter, yarı finalde elediği Barcelona’dan 150 milyon Euro daha ucuza kurulmuş bir takım. İtalyan ekibinin Bayern Münih’i 2-0 yendiği maçta ilk 11’de forma giyen futbolculardan 3’ü Real Madrid’in (Samuel, Cambiasso, Sneijder), biri de Barcelona’nın (Eto’o) ‘yetersiz’ diyerek gönderdiği isimler.
40 milyon Euro’luk imzaINTER’den aldığı yıllık 11.7 milyon Euro’luk ücretle dünyanın en çok kazanan teknik direktörü olan Jose Mourinho, daha az bir paraya Real Madrid’e
transfer olacak. İspanya basını, Portekizli teknik direktörün Real Madrid ile 4 yıllık sözleşme imzalayacağını ve yılda 10 milyon Euro alacağını ileri sürdü. AS ve Marca gazeteleri, Real Madrid Başkanı Florentino Perez ile Mourinho’nun önceki gün anlaşmaya vardığını yazdı.
Papa Mourinho!
ROBSON, Van Gaal, işsizlik, Benfica, Leiria, Porto, Chelsea ve Inter... Ve Jose, şimdi en görkemli giysilerden birini giymeye hazır. Ama yıldız toplamak yerine her zaman “yıldız takım” yaratan Mourinho için her şey yeni başlıyor diyebiliriz. Çünkü önünde aşılması güç bir engel var bu kez; Real’in şöhret geleneği. Fakat muhtemelen, Real Madrid’in bu geleneğini de törpüleyip gerçek bir takım oluşturacak ve tarihe esas bu başarısıyla geçecektir. Cumartesi gecesi tribünlerde Papa figürü olarak gösterilen bir pankart açılmıştı Mourinho için. Ve o kutsal savaşçı, Franco’nun takımına devrim yapmaya gidiyor şimdi... Real Madridli oyuncuların karşısına ilk çıktığında ne söyleyeceği de az buçuk ortada; “Bana buraya gelmem için yıllık 10 milyon Euro verdiler. Ama bununla bir Şampiyonlar Ligi Kupası alamam. Tıpkı sizin başaramadığınız gibi...”
Kusursuzluğun zaferiİTALYA: Corriere dello Sport: 45 yıllık hasret sona erdi. Kusursuzluk kazandı.
La Gazzetta dello Sport: Sadece Inter. Prens Milito Bayern’i tek başına devirdi.
Corriere della Sera: Ağlayan Mourinho yeni maceralar için Milano’yu terk ediyor.
La Stampa: İtalya Mourinho’ya minnettar. Almanlar sahada yok gibiydi.
SKY TV: Mou kusursuzluğun mimarı.
ALMANYA: BILD: Yazık, Milito Bayern Münih’in üç kupa hayalini çaldı.
FAZ: Bayern Münih’in üç kupa kazanarak hayatının en başarılı sezon geçirme hayalini Inter, Milito’yla bitirdi.
8 yılda 3 takıma 16 kupa getirdiPORTO (2002-2004)
Portekiz Ligi (2003, 2004), Portekiz Kupası (2003), UEFA Kupası (2003), Şampiyonlar Ligi (2004)
CHELSEA (2004-2007)
İngiltere Premier Ligi (2005, 2006), Lig Kupası (2005, 2007), Community Shield (2005), FA Cup (2007)
INTER (2008-?)
İtalya Ligi (2009, 2010), İtalya Süper Kupası (2008), İtalya Kupası (2010), Şampiyonlar Ligi (2010)
Bu son maçımdı Real’e gidiyorumJOSE Mourinho Şampiyonlar Ligi finali sonrası Alman SAT1 Televizyonu’na, “Bu Inter ile son maçımdı.Yaşım daha çok genç ve önümde uzun yıllar var. Real Madrid’e gidiyorum. Şampiyonlar Ligi’ni üçüncü bir kulüple kazanmak istiyorum” dedi.
Sadece Barca yenebildiINTER, Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı 13 maçta sadece Barcelona’ya yenildi. Barça’ya grupta 2-0, yarı finalin ikinci maçında 1-0 boyun eğen mavi siyahlılar, diğer 11 karşılaşmada 9 galibiyet, 2 beraberlik aldı.
Artist ve röntgenciAYNI zamanda bir polemik üstadı olan Jose Mourinho’nun dilinden ne Sir Alex Ferguson ne Messi ne de Wenger kurtulabildi.
Arsene Wenger’e:
“Onun röntgenci olduğunu düşünüyorum. Böyle tipler vardır; evde otururken teleskopla başka evlerin içinde başkalarının neler yaptıklarını izlerler... O da Chelsea hakkında konuşuyor, konuşuyor...”
Lionel Messi’ye:
“Barcelona, muhteşem tiyatrolarıyla bir kültür kenti. Bu çocuk da artistliği iyi öğrenmiş.
Ricardo Carvalho’ya:
“Ricardo, bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyor gibi. Bir IQ testi yaptırmasında, ya da ne bileyim, bir akıl hastanesine başvurmasında fayda olabilir.”
Manchester United’a:
“Kuş gribinden bile Manchester’dan fazla korkuyorum.”
Frank Rijkaard’a:
“Benim teknik direktörlük kariyerimde kupalar varken, Rijkaard’ın elinde koca bir sıfır var.
Sir Alex Ferguson’a:
“Ben hakemlerle konuşmam ve başka menajerlerin de bunu yapmasını istemem...”
Claudio Ranieri’ye:
“İngiltere’de kaldı sadece günaydın ve iyi günler demeyi öğrendi; başka kelime öğrenemedi.”