Güncelleme Tarihi:
Ben işte bu oynu seviyorum. Top bir o kalede, bir diğer kalede. Her dakika coşku, her dakika tribünler ayakta. Herkesin kuşkulu gözlerle baktığı Fevzi, yediği golde hatalıydı ama iki net gole de ‘‘hayır’’ dedi. Keza Volkan defalarca libero gibi ileri çıkıp tehlikeleri büyümeden önledi.
Direklerden dönen toplar vardı. Mükemmel organizasyonlarla gol arayışları vardı. Sayısız pozisyonlar vardı. Ölümüne bir mücadele ve fizik bir futbol vardı.
Şimdi akla şu soru gelebilir, ‘‘Bu kadar çok gol pozisyonuna girilmesinde defanstaki görevlilerin suçu büyük müydü?’’ Hayır değil, kesinlikle değil. Savunma adamları son derece dikkatliydi. Ama karşılarındaki hücum oyuncuları inanılmaz bir futbol oynama arzusuyla doluydular. Onları durdurmak hemen hemen olanaksızdı. Ayrıca G.Saray yenilgiden kurtulmak için tüm gücüyle saldırıyor, Beşiktaş gol sayısını artırıp işi garantiye almaya çalışıyordu. Futbolu güzelleştiren de işte bu pozitif düşünceydi. Beşiktaş'ta tek aksayan bölge, sağ kulvardı... Ve bir de Oktay yetersizdi. Bunun dışında herkes mükemmele yakındı. Hepsi birer Kartal'dı. Yankov, Rahim harikaydı. Mehmet, Recep, Alpay, Serdar, Amokachi, Tayfur, hepsi mükemmele yakındı. Kartal iyiydi, çok iyiydi. Galibiyet için şartlanmıştı, bunu da gerçekleştirdi. Hakem berbattı. Her iki takım için de inanılmaz yanlış kararlar verdi. Galatasaray’ın bir de penaltısını resmen gaspetti.