Celal DEMİRBİLEK
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2008 00:00
12 yaşın altındaki miniklerin mücadele verdiği organizasyonda, gençlerin gelecekte mükemmel birer sporcu olabilmeleri için birbirinden ilginç eğitim metodları uygulanıyor.
BU lig, başka lig... Yenen, ’kazandım’ diye gururlanmıyor. Yenilen ’kaybettim’ diye üzülmüyor. Herkes sahadan mutlu ayrılıyor. Galipler, mağlupların ayağına gidiyor. Bu ligde sporculara ve ailelerine sportif eğitim veriliyor, antrenörler geliştiriliyor. Dahası nasıl sporcu annesi, babası olunur, nasıl maç izlenir, kazanan çocuk maçtan sonra nasıl ödüllendirilir, kaybeden çocuk nasıl morallendirilir? İşte hepsine burada rastlayabilirsiniz.
Ay yıldızın alt yapısı12 yaş altı çocukların mücadele ettiği bu ligin adı kağıt üzerinde
"JUNIOR LİG" ama bu organizasyonun oyuncuları ve aileleri arasında
"ÇOCUK NBA"i olarak anılıyor. Basketbol Milli Takımı’nın altyapısı da işte buradan oluşuyor. Basketbolun tüm güzelliklerinin yaşandığı bu lig izleyenlere büyük keyif veriyor.
Kurucu üyeliklerini
Murat Özgül, İbrahim Kutluay, Devrim Kıvanç ve
Ercüment Ülker’in yaptığı
MVP Sportif Organizasyonu’nun düzenlediği bu ligde 64 takımda toplam 1500 sporcu mücadele ediyor. Ayrıca yüze yakın
koç da mesleklerini uygulama ve geliştirme fırsatı buluyor. Geçen yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde başlayan ve 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda bitecek ligin koordinatörlüğünü
Özlem Kutluay yapıyor. Bu çok özel ligde kurallar da profesyonel basketbola göre biraz farklı. Bir kere maçlar iki hakemle 8’er dakikalık 4 periyotta oynanıyor. 24 saniye kuralının geçerli olmadığı ligde kronometre ise hiç durmuyor. İlk iki periyot zorunlu olarak farklı beşlerle oynanıyor. Bu periyotlarda birer oyuncu değişikliği yapılabiliyor. Bu oyuncular daha önce oyuna girmemiş oyunculardan oluşuyor. Üçüncü ve dördüncü periyotlarda ise oyuncu değişiklikleri serbest bırakılıyor. Pota yüksekliklerinde ise bir değişiklik olmuyor. Ayrıca; MVP komitesi, antrenör ve velilerden tarafsızlık ilkesinde
’sıfır torpille’ seçilen bir
All Star maçı oynanması da ihmal edilmiyor. Bununla birlikte yetenek ve üç sayı yarışmaları da yapılıyor.
Sponsorsuz olmazMurat Özgül: "20 bini aşkın çocukla 2 binden fazla maçın oynandığı, 1 milyon kişinin izlediği bir lig hedefliyoruz. Ancak bunun için bir ana sponsora ihtiyacımız olacak".
AMAÇLARININ bu organizasyonu ülke geneline yaymak olduğunu ve bu ligin ilk yılında oynayan çocuklardan 21’inin bugün Yıldız Milli Takımı’nın kadrosunu oluşturduğunu belirten
Murat Özgül, "Junior Lig, Türk basketboluna bir istihdam yaratıyor. 2010 yılında basketbol ülkemizde çok konuşulacağı için Junior Lig’in 2 binden fazla maçın oynandığı 20 binden fazla çocuğun katıldığı ve 1 milyon kişinin izlediği bir lig olmasını istiyoruz. Ancak bu hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için bu ligi kucaklayacak ve ileriki yıllara taşıyacak bir ana sponsora ihtiyaç olacak.
Bu ligde çocuklara basketbol eğitimi ve sevgisi verilirken, gelecekte basketbolcu olmasalar da iyi birbasketbol seyircisi olmaları için çaba harcıyoruz. Bu ligi İstanbul dışına da taşımak Ankara ve diğer illerimizin de bu organizasyonun içinde olmalarını çok arzuluyoruz. Ancak sponsor sıkıntısından bu hedefimizi gerçekleştirmekte zorlanıyoruz" dedi.
Burada hakem antipatisi yok
BU ligin en önemli özelliği ise hakemlerin oyunculara saha içerisinde bir eğitmen gibi davranması. Federasyonun destek verdiği ligin maçlarını yöneten elit hakemler zaman zaman karşılaşmayı durdurup, sporcuları eğitebiliyor. Bu yüzden çocuklarda küçük yaşta hakem fobisi gelişmiyor. Hakemlerin kendilerini yargılayan ve düdükleri ile cezalandıran kişiler olmadıklarını görüp öğreniyorlar. Hakemleri kuralları öğreten, eşit şartlarda maç yaptıran kişiler olarak tanıyorlar. Böylece bu ligde oynayan sporcular arasında hakem antipatisi de ortadan kalkmış oluyor.