Güncelleme Tarihi:
Genç teknik adam, takımının 13 haftalık performansı, Türk Milli Takımı, Trabzonspor macerası ve birçok konuda ilginç açıklamalarda bulundu.
''13 HAFTADA SERGİLEDİĞİMİZ PERFORMANS BAŞARI SAYILMAZ''
Kısa zamanda alınan başarıyı başarı olarak görmediğini belirterek sözlerine başlayan Kayserispor Teknik Direktörü Şota Arveladze, ''Biz şimdi takım olmaya çalışıyoruz. Saha dışında da bazı kuralları yerine oturtmaya çalışıyorum. Diğer antrenörler de beni anlayacaktır umarım. Mesela en son Galatasaray maçında bir oyuncu oyundan çıktıktan sonra soyunma odasına gidiyordu ama Hagi buna izin vermedi ve yedek kulübesine oturtarak maçı izlemesini istedi. Ben bu kadar yıllık futbol hayatımda hiçbir zaman direk soyunma odasına gitmedim. İşte önemli olan saha içinde ve dışında takım olabilmek. Tabiki bir oyuncunun kalitesi çok önemlidir ama bir takım sadece bir oyuncuya bağlı kalırsa başarılı olması çok zordur'' ifadelerini kullandı.
''BAŞARILI OLACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORDUM AMA BU KADARINI DEĞİL''
Süper Lig'in 14. haftasına girerken elde ettiği 8 galibiyet, 4 beraberlik ve 1 mağlubiyet sonucunda 28 puan ile 3. sırada bulunan ve adından sürekli söz ettiren Kayserispor'un performansına değinen genç teknik adam Arveladze, ''Her işe başlarken bir ümit beslemek gerekir. Realistik düşünmek gerekirse tabiki iyi bir performans sergilemesini bekliyordum takımımın ama şu anda düşündüğüm yerin biraz daha önündeyiz. Futbolda bunlar olabilir ama biz çalışıyoruz, bize kimse bu puanları hediye etmiyor. Çalışmadan hiçbir başarının kazanılamayacağını düşünüyorum'' diye konuştu.
''BENİM TAKIMIMDA ÇALIŞMAYAN FUTBOLCU FORMA GİYEMEZ...''
Sahip olduğu ve ligde mücadele ettiği kadroyu değerlendiren Gürcü çalıştırıcı, ''Yeterli ve eksiksiz bir kadro bence dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Barcelona'nın hocasına sorsan o bile kadrosunun yeterli olduğunu düşünmüyordur. Benim kadromda çalışan herkes formayı kapabilir. Bu futbolcular için büyük avantajdır. Ben oyuncularımla ilk geldiğim gün konuştum. Burada bir yarış olacak ve yarışta yer almak istemeyen şimdi çantasını toplayıp gitsin dedim. Takım içerisinde kimse %100 formayı kapabileceğini ve her maçta ilk 11'de yer alabileceğini düşünmesin. Kadroda yarış oldukça mücadele gücü artacaktır. Eğer bir futbolcu oynamak istiyorsa ve bu işin devamını istiyorsa mücadele etmek zorundadır. Yıldız futbolcuları düşünelim. Ronaldinho belli bir süre sonra Barcelona'da yeterli performansı sergileyemediği için forma şansı bulamadı. Kilo aldığını da gördüm'' dedi.
Her antrenörün gerektiği zaman transfer yapmak isteyeceğini vurgulayan Şota sözlerini şöyle sürdürdü:
''Genel Menajer Süleyman Hurma ile aynı anlayış içerisindeyiz. Ne gerekiyorsa onu yapacağız. Şu anda sakatlarımız var ve onlar geri dönecek. Ben sezon başında biraz geç kaldım. Tolunay Kafkas'ın bıraktığı sezon sonunda belli olmuştu. Benim de gelmem 8 hafta sonra belli oldu. Bu zaman içerisinde takımın transfer yapması gerekiyordu ve bunları Süleyman Hurma gerçekleştirdi. Ben geldikten sonra da birlikte hareket ettik.''
''GENÇ FUTBOLCULARA GÜVENİYORUM ÇÜNKÜ VERDİĞİM BİLGİYİ HEMEN KAPIYORLAR''
Sarı kırmızılı takımda genç futbolculara şans vermesi ve onlara beslediği güven ile dikkat çeken Arveladze, ''Eğer yokluktan genç oyuncuları oynatmış olsam böyle bir sonuç elde edemezdik ve onların da takıma belli bir süre sonra faydası olmaz. Bir süre sonra milli takıma da çağırılacaklardır. Bence futbolda yaşın çok fazla önemi yok. Önemli olan kafalarının rahat olması. Ben tabiki tecürbeye de bakarım ama genç futbolculara verdiğin bilgiyi hemen kapıyorlar. Şu anda alt yapıdan 2 futbolcuyu aldım ve bizimle çalışıyorlar. Gelecek için onları hazırlıyorum. Ben hazır olduğunu düşündüğüm an kendilerini hazır hissetmeyebilirler. Hepsine aynı taktik ve tekniği öğretiyoruz.'' şeklinde konuştu.
''KAYSERİ HALKI ÇOK ÇALIŞKAN VE TAKIMI DA ÇOK SEVİYORLAR''
Kayserispor taraftarı ve yöre halkının takıma bakış açısı hakkında açıklamalarda bulunan Şota, ''Trabzon'da da futbol oynadım ve orası çok farklı. Türkiye'nin değişik bir şehri. Küçük bir il ve herkes birbirini tanıyor. Hala Şota'nın evinde saat 2'ye kadar ışık yanıyor derler. Burada ise çok turist var ve kalabalık bir şehir. Herkesin işi var ve işlerine konsantre olmuş durumdalar. Boş oturan ve rahat insan yok. Takıma bakış açıları da çok iyi. Takımı beğeniyorlar ve bizi sürekli tebrik ediyorlar.'' dedi.
''TEKNİK DİREKTÖR OLARAK BENİ İLK İSTEYEN KAYSERİSPOR OLDU, BEN DE GELDİM''
Hollanda geçmişinden sonra tekrar Türkiye'ye gelmesinin nedenlerini söyleyen Kayserispor teknik direktörü, ''Ben Türkiye'yi seçmedim. Hollanda'da yardımcı antrenörlük yapıyordum. İlk olarak teknik direktörlük teklifini Kayserispor'da Süleyman Hurma'dan aldım. Bu teklifi vermek te kolay değil onların açısından. Beni istediklerini söylediler. İstendiğin yere gitmekte kolay ve sorumluluk gerektiren birşeydir. Sorumluluk almak istemezsen hedefsiz yaşamaya mahkumsundur. Sürekli gezerek tozarak hayat geçmez. Uzun bir süre konuştuk ve sonucunda buraya geldim'' değerlendirmelerinde bulundu.
''TRABZONSPOR'A KAFAMIZ RAHAT GELDİK, BAŞARILI OLDUK AMA KÖTÜ AYRILDIK''
Trabzonspor macerasına değinen başarılı teknik adam şöyle konuştu:
''Dinamo Tiflis benim Gürcistan'da en sevdiğim takımdır. Sovyetler zamanında büyüdük. Bu takımdan başka iyi bir takım yoktu. Artık bir süre sonra Avrupaya transfer olmamız gerekiyordu. 19 yaşında Arçil ile evden ayrıldık ve Türkiye'ye, Tranzonspor'a geldik. Önce ne istediğimizi düşündük. Eğer başaramazsak geri dönebileceğimiz bir evimiz vardı. Trabzon'a geldik ve buraya çok ısındık, yöre halkı da bizi çok sevdi. Tam işler iyi gidiyor derken Arçil sakatlandı ve ben çok zorlandım. Sadece beni veya Arçil'i transfer etmek istediler ama kabul etmedik. Bunca senedir beraber yaşadık. Bundan ziyade takım çok iyiydi ve arkadaşlıklar güçlüydü. Tabiki kötü günlerimiz ve kavgalarımız oldu ama hepsini atlatmayı bildik. Kafamız rahat geldik Trabzon'a ve ne olacağını biliyorduk. Gol kralı oldum ama hayatın zor olduğunu biliyordum. Hollanda'ya gitme kararını verirken zorlanmadım çünkü Trabzonspor'dan çok kötü ayrıldık. Yönetim kötü oldu, Faruk Nafiz Özak gitti ve bizim için birçok şey bitti. Akabinde eve döndüm ama 1 hafta sonra Ajax'dan teklif geldi. Ben de kabul ettim ve imza attım. İmza attıktan hemen sonra Faruk Nafiz Özak geri dönmem için beni aradı ama ben imza attığım için geri dönemeyeceğimi söyledim. O da benim için çok sevindiğini söyledi. Bana yaptığı iyilikleri hala unutmuyorum."
''BUNDAN 15 YIL ÖNCESİNE ORANLA ANADOLU KULÜPLERİ ÇOK DAHA GÜÇLÜ''
Trabzonspor'da futbol oynadığı zaman ile şu anda teknik direktörlük kariyerini sürdürdüğü Spor Toto Süper Lig'inde geçen süre zarfında futbol kalitesi olarak artı ve eksilerin sorulması üzerine Şota, ''Trabzonspor'da oynarken asansör takımlar vardı. Hiçbir takımı küçümsemiyorum ama ligde kalmaları başarı sayılan bazı takımlar vardı. Bu düşünce bence şu anda yok. Eskiden iyi oynamadığın maçlar tabiki oluyordu ama güç farkı vardı. Bu güç farkı şimdi çok fazla yok. Gazetelerde artık bütün takım haberleri yer alıyor. Çünkü artık anadolu kulüpleri de para kazanmaya başladı. Bursaspor'da şampiyon olan 5. takım olarak tarihe geçti. Bundan dolayı gazetelerde daha fazla yer almaya başladı'' cevabını verdi.
''BÜYÜK TAKIMLAR GİBİ TRİBÜNDE OTURTMAK İÇİN YILDIZ FUTBOLCU TRANSFER ETMEM''
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un transfer politikasını değerlendiren Gürcü teknik adam, ''Benim anlattığım olay zaten bu lig. Brezilya Milli Takım'dan futbolcu getirmek önemli değil. Çünkü gelen futbol burada aynı performansı gösteremiyor. Geldiği yerdeki çalışma temposunu burada bulamayabilir. Büyük takımlar yıldız futbolcu alıyor ama nasıl aldıklarını bilmiyorum. Bizim takımdaki santraforlardan daha iyi oyuncular var ama biz almayacağız. Eğer alırsak gelen oyuncu takım oyununu bozacaktır. Süleyman Hurma ile aynı görüşü paylaşıyoruz bu konuda. Diğer takımlar yabancı futbolcuyu transfer ediyor ama tribünde oturtturuyor. Ben oturtturacağım futbolcuyu neden transfer edeyim ki. İyi oyuncu almak var bir de ihtiyacın olan bölgeye futbolcu almak var. Benim o kadar fazla tecrübem yok. Gelen futbolcunun oynama şansının yüzde 50'si kendi elinde olsun. Oynamayan futbolcunun antrenman kalitesi de iyi olmaz'' dedi.
''13 HAFTADA SERGİLEDİĞİMİZ PERFORMANS İLE ŞAMPİYONLUK KELİMESİNİ TELAFFUZ EDEMEYİZ''
13. hafta itibariyle Bursaspor ve Trabzonspor ile ligin ilk 3 sırasında yer almalarını değerlendiren Arveladze, ''Bizim gösterdiğimiz performans şu anda abartılmamalı çünkü 13 haftalık bir performans bu. Şu anda şampiyon olacağız diyemeyiz. Bu karakter, sabır, kalite meselesidir. Acaba şans mı var bu işte. Biz çok çalışıyoruz ama bunu kimse görmüyor. Başarı geldikçe takımın kendine güveni de geliyor. Güven geldikçe de başarının devamı geliyor'' diye konuştu.
''TÜRK FUTBOLUNDA EN BÜYÜK SIKINTI ALTYAPI EĞİTİMİ''
Teknik Direktör Guss Hiddink yönetimindeki A Milli Takım ve Türk futboluna da değinen Şota şu ifadeleri kullandı:
''Milli takımın başında tabiki çok kaliteli bir teknik direktör var. Son oynadığı maçı düşünürsek kadroda formda olmayan oyuncu yoktu. Sürekli eski oyuncuların neden olmadığı tartışılıyor ve devamının gelmediği. Neden 2. Hakan Şükür yetiştirilmedi deniliyor. Hakan Şükür bir tanedir ve tektir. 10 tane Hakan Şükür olmaz. Bakın Arjantin'e, Maradona gitti yerine Messi geldi. Türkiye'nin de bunu gerçekleştirmesi gerekli. Yeni bir futbolcu kendi kalitesiyle birlikte gelsin. Zaten Hiddink bu işi dünyada en iyi bilen bir teknik adam. Alınan sonuçlar da zamanla daha da iyi olacaktır. Sadece biraz sabretmek lazım. Bu konuda asıl tartışılması gereken olan altyapı eğitimi. Bir futbolcunun yetişmesi için yetenekli olması yetmez. O zaten yeteneklidir. Biz Gürcistan'da yeteneğe çok çabuk bakıyoruz. İki kişiye çalım atıyorsa yetenekli diyoruz. Bu yanlış bir düşünce. Çalım attıktan sonra ne yapacağını bilmiyor. Çalım atarken topu kaptırıyor, gol yeniyor. Önemli olan defans ve orta saha oyuncusu yetiştirmek. Pas nasıl veril, defans nasıl yapılır bunları öğretmek lazım. Arda ve Emre'yi keşfetmek kolay. Onları kimse keşfetmedi çünkü yeteneklilerdi ve gol atıp çalım atıyorlardı. Kendi kendilerini yetiştirdiler. Bence Türk futbolunda en büyük sıkıntı altyapı eğitimi.''
''HEDEFİM BARCELONA, REAL MADRİD VEYA BAYERN MÜNİH'DE GÖREV ALMAK''
Teknik direktörlük kariyerinde ileride hangi takımın başında olmak istediği yönünde sorulan bir soruya Arveladze şu yanıtı verdi:
''Trabzonspor'un başında başarılı, tecürebeli ve yerini bilen bir teknik adam yani Şenol Güneş var. Alex Ferguson Manchester United ile 25 sene çalışabiliyorsa, Arsene Wenger Arsenal'de uzun bir süre çalışabiliyorsa devamlı başarı gelir. Benim istediğim şeyler de var tabiki. Sabretmek lazım sadece. Bir başarının gelebilmesi için uzun vadeli çalışmak gerekir. Şenol Güneş'ten iyi bir hoca var mı şu anda? Benim ilerideki hedefim Barcelona, Real Madrid ve Bayern Münih takımlarından birinde görev almak. Geçmiş zamanda iki Gürcü oyuncu Ajax'ta top oynadı. Bunu daha öncesinde Gürcistan'da söyleseler sana deli derlerdi. Ben çalışıyorum ve bu yönde bir fırsat gelirse mutlu olur ve değerlendiririm. Daha fazla kendimi geliştirmem gerekiyor. Ben 13 maçlık bir antrenörüm. Göreve başlamadan önce kaybettiğim maçım yoktu çünkü teknik direktörlük yapmıyordum. Şimdi yaptığım için var ama geçmişe göre daha iyi bir teknik adamım.''
''NASIL KOYDU AYKUT KOCAMAN, KOCAMAN, KOCAMAN...''
Trabzonspor'da futbol oynadığı dönemde başından geçen ve unutamadığı bir olayı anlatan Şota, ''Çok güzel günlerimiz geçti ve bunların hiçbirisini unutamayız. Bu kadar başarılı olduğum iyi hatıralarımı unutamadığım gibi, kötü anılarımı da unutamam. Fenerbahçe'ye kaybettiğimiz maçtan sonra televizyonda rakibin soyunma odasının görüntülerini gördüm. O zaman başkan Alişen ve futbolcular maçtan sonra hep bir ağızdan ''Nasıl koydu Aykut Kocaman, Kocaman...'' diye tezahürat yapıyorlardı. Bu tezahüratı asla unutmuyorum. Bu tezahüratı başka hiçbir yerde duymadım. Fenerbahçe'nin adını duyduğum her yerde bu tezahürat aklıma geliyor'' ifadelerini kullandı.
Bu arada çocukları özlediğini dile getiren Şota, ailesinin kendisini ne kadar çok desteklediğini bildiğini ve her an yanlarındaymış gibi hissettiğini, bir süre sonra tekrar bir araya geleceklerini belirtti.
Son sözünü söyleyen Kayserispor Teknik Direktörü Şota Arveladze, ''Son sözüm son olmasın'' dedi.