Güncelleme Tarihi:
Motosiklet sporuyla 4,5 yaşında tanışan ve kısa zamanda önemli başarılara imza atan 14 yaşındaki sporcu, yarışlara, tasarımını kendisinin yaptığı karavanıyla, anne ve babasının eşliğinde gidiyor. "Çekirdek aile"den oluşan takımın antrenörlüğünü, mekanikerliğini ve şoförlüğünü baba Mümtaz Pak, fotoğrafçılığını, psikolojik danışmanlığını ve aşçılığını ise anne Gülten Pak yapıyor.
Asrın Rodi Pak, yaptığı açıklamada, bu sporla annesi sayesinde tanıştığını belirterek, "4,5 yaşındayken annem motor eğitimi alıyordu. Onu görüp heveslendim ve ilk olarak scooter ile başladım. Birkaç ay sonra tek başıma binmeye başladım. Türkiye ve Avrupa şampiyonluklarım var. Spora ne kadar genç yaşta başlanırsa, başarı o kadar artıyor" dedi.
Günde 5 kilometre koşu, 25 kilometre bisiklet
İlk zamanlarda motora binerken korktuğunu, zamanla alıştığını kaydeden Pak, "Artık her şey refleks şeklinde devam ediyor. Çok çalışıyorum. Hafta içi 07.00'de kalkıp okula gidiyorum. Akşam 18.00'de gelip 5 kilometre koşuyor, 25 kilometre bisiklete biniyorum. Ardından fitness çalışıp 23.00 gibi yatıyorum. Hafta sonları ise günde 8 saat motor üstündeyim" diye konuştu.
Evde ders çalışmaya vakti olmadığını dile getiren Pak, "Dersi derste öğreniyorum. Not ortalamam yüksek. Sınav stresi yaşayan gençlere bu sporu öneririm. Bu adrenalini bir kere tadınca sizi başka hiçbir şey heyecanlandıramıyor" ifadelerini kullandı. Yarışlarda hep yaşının bir üst grubunda yarıştığını ve hepsinde de şampiyonluğu bulunduğunu anlatan Pak, şöyle devam etti:
"Geçen yıl motokros 250 cc'de Türkiye ve Avrupa şampiyonu oldum, genel klasmanda ise 250 cc ile 450 cc'leri geçerek birinci geldim. 2012'de 85 cc'de Doğu Avrupa birinciliği ve üçüncülüğüm var. Yurt dışında çok tanınıyor ve seviliyorum. Avrupa'da herkes beni daha iyiye taşımak için çaba gösteriyor ama Türkiye'de bunu göremiyorum."
"Yarıştan önce aklımda pisti 10 kez turlarım"
Yarışlarda stresli olmanın büyük dezavantaj olduğunu dile getiren Pak, "Soğukkanlılığımı korumaya çalışıyorum. Çok iyi konsantre olmam gerekiyor. Yarıştan önce gözlerimi kapatıp aklımda pisti 10 kez turlarım" dedi. Son yarışın ilk turunda tulumuna böcek girdiğini anlatan Pak, "Bö beni birçok yerimden soktu ama ikinci turda toparladım. Bazen böyle aksilikler olabiliyor. Bir kere başımın üzerinden motor geçti. Bir kez de köprücük kemiğimi kırdım. Bir kez düşünce korku kalmıyor. Düştüğüm zaman ne olabileceğini biliyorum" ifadelerini kullandı.
Motokros ve süpermotoda dünya şampiyonluğunu hedeflediğini söyleyen genç sporcu, bu sporun fiziği çok güçlendirdiğini ve disiplin getirdiğini belirterek, "Yaptığım sporu herkese öneririm. Hayat boyunca bir spor dalını, amatörün bir üst seviyesinde yapmak çok önemli" diye konuştu.
Mümtaz Pak: "Televizyonumuzu satıp yarışa gittiğimiz oldu"
Motor sporunu destek görmeden, tamamen kendi çabalarıyla yaptıklarını kaydeden baba Mümtaz Pak, Rodi'nin spora başlarken bu noktalara kadar geleceğini tahmin etmediklerini, maddi ve manevi açıdan oldukça zorlu dönemler geçirdiklerini söyledi.
"Babalığın yanı sıra takımda neye ihtiyaç varsa, o oluyorum" diyen Pak, şöyle devam etti:
"Yurt dışında sporcuların 10 kişilik ekipleri var. Biz ise en kısası bin 700 kilometreden başlayan mesafelere kendi karavanımızla gidip geliyoruz. Başlangıç olarak 20-25 bin liralık yatırım gerekiyor. Kıyafetinden motoruna, ulaşımdan konaklamaya tüm masraflarımızı kendimiz karşılıyoruz. Televizyonumuzu satıp yarışa gittiğimiz oldu. Yarışların ardından yabancı sporcuların kullanmadığı lastikleri topluyor ve antrenmanları onlarla yapıyoruz."
"Rodi artık bizden çıktı"
Mümtaz Pak, bu işi severek yaptıklarını ancak zorlanıp tıkandıkları çok zaman olduğunu belirterek, " Türkiye'de maalesef ilgi ve destek yok. Rodi artık bizden çıktı. Yurt dışında Türk bayrağını göndere çektiriyor, İstiklal Marşı'nı okutuyor. Türkiye'ye hep ilkleri yaşatıyor. Ne zaman ki biz Rodi'nin anne ve babası olarak onu tribünden izleriz, o zaman bu iş olmuş demektir" diye konuştu.
Mümtaz Pak, Avrupa'da çok büyük ilgi gören Rodi içen bir firmanın da özel kask ürettiğini anlatarak, "Geçen yıl süpermotoda 14 olan yaş sınırını sırf Rodi katılabilsin diye 13'e çektiler. O yarışta birinci olan Rodi'yi 'harika çocuk' diye çağırıyorlar. Umarım bir gün ülkemizde de bu kadar tanınırız. Rodi, bu sporu yapmak istediği sürece biz onun yanındayız. Gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz" dedi.
Anne Gülten Pak: "Motosiklet trafikte tehlikeli"
Anne Gülten Pak, motor sporunun oğluna çok olumlu katkıları olduğunu belirterek, "Genelde insanlar bu spordan korkuyor, oysa ki çok güzel bir spor. Motor, trafikte tehlikeli. Gençleri pistlere çekebilirsek, bu ön yargıyı yıkarız. Gençlerin trafikte hız yapmak yerine, bunu spor olarak yapmaları gerek. Motoru adrenalin aracı olarak, bilinçsiz bir şekilde kullanıyorlar. Motora asla alkollü ve uykusuz binmemelisiniz. Kurallara uymak çok önemli " ifadelerini kullandı.
"Bu spor çocuklara hızlı düşünme, karar verme ve kararını anında uygulayabilme özelliği kazandırıyor" diyen Pak, şunları söyledi:
"Biz yarış anında sadece rampadan atlayan bir çocuk görüyoruz. Oysa Rodi o anda o kadar çok şeyle uğraşıyor ki gazı, freni, pedalı, zeminin durumu, havanın durumu, rakibinin yeri, hepsini aynı anda görüp, hızlı karar vermek zorunda. Bu da onun hayatta daha güçlü olmasını sağlıyor. Hayat disiplini veriyor. Sabah 5'te yoldan gelip, iki saat uykuyla sınava gidip çok yüksek bir not alabiliyor. Bu spor, çocuklarda dikkat dağınıklığı, hiperaktivite gibi sorunların önüne geçiyor. Hatta Romanya'da otistik bir yarışçı vardı. Çok hoşumuza gitti."