Hedef; 4 olimpiyat şampiyonluğu...

Güncelleme Tarihi:

Hedef; 4 olimpiyat şampiyonluğu...
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2012 11:54

Milli Modern Pentatloncu İlke Özyüksel, “Sadece 2016'da değil, kariyerim boyunca 4 olimpiyat şampiyonluğu elde ederek tarihe geçmek istiyorum” dedi.

Maddi ve manevi yardıma çok ihtiyaçları olduğunu, çok zorlandıklarını söyleyen Özyüksel, “Hedefim sadece 2016 değil, kariyerim boyunca 4 olimpiyatlara katılabileceğim. Bunların hepsinde rekorlar kırarak, altın madalya almak ve tarihe geçmek istiyorum. Türkiye'yi bu sporda unutulamayacak bir noktaya getirmeyi hedefliyorum” diye konuştu.

“Kırılmayacak bir derece yapmak istiyorum”

Yıldızlar B kategorisinde bu yıl yapacağı derecenin bir daha kolay kolay geçilemeyeceğini iddia eden Özyüksel, çalışmalarını da bu doğrultuda sürdürdüğünü belirtti.

Özyüksel ailesi, evlerinde ağırlayarak, çocukları için neler planladıklarını ve zor bir sporla uğraşan İlke'nin gündelik yaşantısını anlattı.

Gözleri görmeyen rehberlik öğretmeni annesi Gülcan Özyüksel, kızının ulaşım problemini çözmek, evde yemek dahil bütün işleri yapmak durumunda kalan işçi emeklisi baba Hakkı Özyüksel, gününün büyük bölümünü antrenmanlarla geçiren, havuzdan atletizm pistine, oradan atıcılık için poligona gidip gelen, uyumanın dışında eve çok fazla uğrayamayan İlke'nin başarısı için adeta kendilerini adamış durumdalar.

Yıldız B kategorisinde olduğu için şu an yüzme, koşu ve atıcılık branşlarında yarışan İlke, küçük yaşına karşın çok yoğun bir antrenman programının altından kalkıyor.

Çok yorulduğunu, ancak mutlu olduğunu söyleyen İlke, hedeflerini kovalayabilmek için A kategorisine geçince eklenecek eskrim ve binicilik için “antrenör yardımı” istiyor.

“Benimle antrenman yapsaydı olimpiyat şampiyonu olurdu” dediği babasının kendisine çok yardımcı olduğunu dile getiren İlke Özyüksel, gözleri görmediği için hep evde kendilerini beklemek durumunda kalan annesi için ise üzülüyor.
Modern pentatlon için 5 tane birbirinden farklı, hatta zıt branşta çalışmalar yapmak durumunda kalan İlke, hepsinde en iyi olarak tarihe geçmeyi istediğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Mesela koşuyla yüzme birbirine zıt branşlardır. Başka kaslar çalışır. Birinde hızlanırken diğerinde duraksama ya da yavaşlama yaşarsınız. İkisini hızlandırmak çok zordur ancak profesyonel antrenörlerin birbiriyle çalışması sonucunda başarıya ulaşılabilir. Yüzme, atletizm, koşu ve atıcılık antrenörlerim iyi, ancak eskrim ve binicilik antrenörüm yok. Olimpiyatları bu nedenle kaybedersem çok üzülürüm. Bana destek olunacağına inanıyorum. Başbakanımız ve bakanımızın bu durumu çözeceklerine eminim. Çünkü olimpiyat şampiyonluğu hedefliyorum. Hem de hedefim 1 tane de değil, kariyerim boyunca 4 tane olimpiyat şampiyonluğu.”

“Çocukluğundan belliydi”

Gözleri görmeyen anne Gülcan Özyüksel ise İlke'nin sporcu olacağının çocukluğundan belli olduğunu, kendisinin de en büyük desteğinin mesleği nedeniyle bunu fark etmesi olduğunu söyledi.

Psikoloji mezunu olan ve rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmenliği yapan Gülcan Özyüksel, evde kendilerini beklediği için üzülen İlke'ye, “Amacımız onun mutlu olması ve hedefine ulaşması. O istediği yere ulaşsın, ben beklemeye razıyım. Görmek isterdim ama gönül olarak ben zaten onun hep yanındayım” diye seslendi.

İlke'nin büyüdükçe akıllandığını, hedef ve hayatına sahip çıkabildiğini kaydeden Gülcan Özyüksel, “Küçüklüğünden beri amacım da buydu. Kendi işlerini görebilsin, kendi ayakları üzerinde durabilsin, kendi hayatını bir başkasına ihtiyacı olmadan halledebilsin. Ben zaten görmüyorum, sürekli anne baba desteğini arkasında hissetmeden yaşamını başarılı bir şekilde sürdürebilsin istiyordum. Kişilik olarak dışa dönük yetiştirmeyi başarabildik. Bu benim için güzel bir şey, hedeflediğim buydu, güzel bir duygu” diye konuştu.

Bebekliği sırasında rahatsızlığı nedeniyle zor zamanları olduğunu ancak artık bunların geride kaldığını ifade eden anne Özyüksel, eşi Hakkı Özyüksel içinse, “Eşim adeta servis şoförümüz” esprisini yaptı.

Baba Hakkı Özyüksel

Okulla birlikte antrenmanlara gidip gelmenin çok zor olduğunu, 1 yılda şehir içinde 30 bin kilometre yol yaptığını dile getiren Hakkı Özyüksel, “Kızımın başarılarını gördükçe yorgunluğumuz kalmıyor. Destek verilirse kızım olimpiyat rekorunu kırar. Bazı yerlere maddi manevi ulaşamıyoruz, gidemiyoruz” diyerek, güçlerinin ancak bir yere kadar yettiğini ifade etti.

Altındağ'da evlerinin salon penceresinden Spor Bakanlığı'nın yeni binasını gören Özyüksel ailesi, röportajın ardından, yalnızca kızları İlke'ye hedeflerine ulaşması için destek verilmesini isteyerek yolcu etti.

Antrenörüne kimse inanmadı

İlke'nin antrenörlüğünü yapan Süha Başer ise 2 yıl önce kürsüye çıkacağını iddia ettiği genç sporcusunun kendisini yanıltmadığını söyledi.
Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu'nda öğretim görevlisi olan ve 25 yıldır antrenörlük yapan Başer, “Bundan 2 yıl önce İlke'nin Avrupa Şampiyonası'nda kürsüye çıkacağını söylediğimde kimse inanmamıştı. Fakat İlke bu yıl Polonya ve Varşova ve Minsk'te kürsüye çıktı. Şimdi de İlke'nin Haziran ayında Nice'de 1. olacağının sözünü veriyorum” diye konuştu.
Profesyonelce çalıştıklarını, her branşta farklı antrenörlerle hazırlandıklarını, ancak sponsorları olmadığından çok zorlandıklarını kaydeden Baser, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çok masraflı bir spor, herkes bir yaparken biz 5 olimpik branşa çalışıyoruz. İlke yüzmede Türkiye'de ilk 10'da, atletizmde bin 500 metrede Türkiye şampiyonu, yaş grubunda atıcılıkta Türkiye'nin en iyi 2. atıcısı. Eskrime başlayalı 1 yıl oldu, aralıklı yapıyoruz. Yıldız B'lerde eskrim olmadığı için çalışmalarımızı bu yıl yoğunlaştırdık. Zorlanmaya başladık çünkü sadece İlke yok. Arkadan gelenlerin de önünün açmalıyız. İlke'nin Londra'da modern pentatlonda şampiyon olan sporcudan yüzmesi, koşusu ve atıcılığı çok daha iyi. Peki niçin olimpiyatlara gidemedi? Eskrimi bir şekilde halletsek de binicilik branşını halledemiyoruz. Mutlaka devletin bize sahip çıkması lazım. 15 dakikalık at binmek için 100 lira istiyorlar. Bizim bunu karşılaşma şansımız yok. Bir olimpiyat madalyasının ne kadar önemli olduğunu Londra'da gördük. 25 yıllık antrenörlük, 30 yıllık da üniversite hayatım sonucunda hedefim sadece bu çocuğu zirvede görmek. En iyi antrenörlerin biraraya gelmesiyle İlke bu duruma geldi. Bu da bize Avrupa şampiyonasındaki başarıyı getirdi. Devlet destek olursa olimpiyat başarılarının da geleceğinden şüphem yok. Sadece masraflarımızın karşılanacağı bir sistem kurulmasını ve eskrim ile binicilik hazırlıklarını yurt dışında yapmasını istiyoruz.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!