Güncelleme Tarihi:
Soyunma odasına yılda 1 kez, takımı tebrik etmek için inerim.
DAVETİYE 13 Mayıs 2011 tarihini taşıyordu.
14 Mayıs’ta sarı kırmızılı kulübün genel kurulu vardı. Ve seçim sonucu yeni başkanı belirleyecekti.
Ünal Aysal, Turgay Kıran ve Mehmet Helvacı’dan biri başkan olacaktı.
13 Mayıs’ta davet elime ulaştı.
Davetiye büyük bir nezaketle kaleme alınmıştı.
“Seçim sonucu ne olursa olsun, bu dönemdeki yakınlığımız çok hoş bir anı olarak hafızamdan hiç silinmeyecek. 15 Mayıs Pazar günü brunch’ta birlikte olmak ve dönemin sohbetini yapmaktan ayrı bir mutluluk duyacağım.
Sevgi ve saygılarımla”
Ünal Aysal
Az sonra okuyacaklarınızı Sayın Aysal’a verdiğimiz söz gereği o günlerde yazmadık.
Sadece ben değil, o davete katılan gazetelerin tüm spor müdürleri. Aysal 24 Mayıs tarihine kadar konuşulanların yazılmamasını istedi.
Süre doldu. Ve ben de kaleme sarıldım.
Son derece akıllı
Önce Aysal hakkındaki izlenimlerimi aktarayım.
Son derece zeki bir başkan.
Kararlarına duyguları değil, aklı ve mantığı yön veriyor. Konuştukça bunun ipuçlarını yakalıyorsunuz.
Her adımında, her sözcüğünde profesyonelliğinden izler var.
Son derece enerjik. Spor yaptığı her halinden belli. Haftanın 5 günü en az 1 saati spor salonunda geçiyor.
Kolay sinirlenen biri değil. Ama otoritesini daha ilk el sıkışmada size hissettiriyor.
Sınırları o çiziyor
Ama konuştukça ne kadar içten olduğunu algılıyorsunuz.
Ve ilk bakıştaki o önyargınız birkaç dakikada dağılıveriyor.
Şimdi dilerseniz sözü Ünal Aysal’a bırakalım.
Soyunma odasına inmem
Hayır ben Aziz Yıldırım ile “kanka” olmam. O tür bir ilişki içine girmem. Sayın Polat’ın, -ki o da bu bu ilişkide Galatasaray’ın menfaatlerini gözetti- Aziz Yıldırım ile ilişkisi başka benim ilişkim başka olacaktır. Hayır soyunma odasına da inmem. Galatasaray Başkanı olarak belki senede bir gün inerim. O da takımı tebrik etmek için.
Arda’yı tutamayız
Arda gitmeyi istiyor. Gitmek için de ayağa kalkmış. Böyle düşünen birini tutabilir miyiz. Konuşacağız. Önce teknik direktör, gerekirse sonra da ben. Takımdan 8-9 oyuncu gidecek. Ama bu oyuncular kötü diye değil, duygusal hasarlı diye gidecek.
Şiddeti körüklemem
Ben demeçlerimle şiddeti körüklemem. Galatasaray’ın haklarını korumak için dahi o tür gergin açıklamalar yapmam. Fenerbahçe’ye bakıyorum, ya da diğer takımlara saha içinde birbirlerine sarılıp kenetleniyorlar. Bu takımlar winner takımlar. Yani kazanan takımlar. G.Saray’da da bu oluşacak.
3 yıl için geldim
Ben 3 yıl için geldim, yaşım 70. İlerisini düşünmüyorum. Bu benim avantajım. Geleceğe dönük kişisel yatırım yapmam.
Borca karşılık bankalar 1.1 milyar TL temlik koymuş
Galatasaray’ın banka borcu 120 milyon dolar. Bu borca karşılık bankaların koyduğu temlik 1.1 milyar Türk Lirası. Bu olmaz. Ama olmuş. Eğer banka ile masaya oturursanız, banka masadaki her şeyi ister. Eliniz zayıfsa siz de kabul edersiniz. Şimdi biz bankalarla oturup konuşacağız. Çünkü dünyanın her yerinde teminat 1’e 2’dir. Burada adaletsiz bir durum söz konusu. Eğer bu durum düzelmezse biz de yurt dışından bu işe bir çözüm üretiriz.
Hisseleri Turgay Ciner alacaktı
AIG’deki hisseleri G.Saray adına aldım. Yoksa Beşiktaşlı, Turgay Ciner satın alacaktı
AIG’deki o hisseleri ben G.Saray adına aldım. AIG C grubu hisselere de sahipti. Bu şu demek, G.Saray, o senetler AIG’nin elinde olduğu sürece hiçbir karar alamazdı. 9 milyon doları C grubuna olmak üzere ben 32.5 milyon dolara o hisseleri aldım. G.Saray 1 yıl sonra hisseleri benden alacaktı. Ama para olmadığı için alamadı. Aradan 2 yıl geçti. Özhan Canaydın geldi ve bana o hisseleri -ki o zaman hisselerin piyasa değeri 37 milyon dolara yükselmişti- Turgay Ciner’in alacağını söyledi. “Biz sonra kendisinden alacağız” dedi. Hayır dedim satmadım. Ciner, Beşiktaşlı ve başarılı bir işadamı, çok karlı bir yatırım olacaktı onun için. O hisseler için sadece yasal temettü aldım. Ve hisselerden G.Saray ayrıca 5 milyon dolardan fazla para kazandı.
Biz Mircea Lucescu’ya kelek attık
Lucescu ile ben konuştum. O da G.Saray’a gelmeyi çok istedi. 1 yıl daha sözleşmesi var ve o sözleşmeyi feshetmesi büyük mali külfet getiriyor. Niye Lucescu ile konuştum? Birincisi başarılı bir teknik adam. İkincisi ben çalışacağım, profesyonelin kartvizine bakarım önce ne kadar başarılı diye. Lucescu başarılı. Ayrıca biz ona (G.Saray) kelek attık.
3 yıl Türkiye’de yaşayacağım
3 yıl boyunca yani başkanlık süresi boyunca Türkiye’de yaşayacağım. Benim tercihim hep aynı. Forma konusunda tavrım belli. Ben parçalı formanın hayranıyım. O formanın giyilmesini isterim.