Güncelleme Tarihi:
2-2'lik Herta maçı sonrası açık açık söylüyordu
RÖVANŞ 25 Ağustos'ta İstanbul'da oynanacaktır. Ancak o yine de temkinlidir. Rüyalarını yine kimselere anlatamaz.
Henüz yolun başındadır. Rapid maçı sonrası tüm Türkiye deprem felaketiyle sarsılır. Bir karabasan gibi çöker deprem gecemize. Ancak bu kabustan sıyrılan yine Lider'dir. Terim tüm takımı Antalya'ya kampa götürür.
Gencecik bedenleri, ruhları bu felaketten arındırmaya çalışır. Rapid depremi bahane eder, maçın İstanbul dışında oynanmasını ister. Ancak UEFA buna karşı çıkar.
Maçın oynanacağı 25 Ağustos akşamı futbolcuları ile soyunma odasında başbaşa kalır. Şampiyonlar Ligi'ne adım atmaya sadece 90 dakika kalmıştır.
DEVLERLE MÜCADELE
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde H grubunda, Chelsea, Hertha Berlin ve Milan ile eşleşir.
İlk maç İstanbul'da, Alman temsilcisi Hertha Berlin ile oynanır. H. Berlin 13 dakikada 2 gol bulur. Bu tüm hesapları alt üst eder. Tüm takıma bir karamsarlık çökmüştür. Bu tam anlamıyla bir kriz anıdır.
Ve o kriz anında ruhunda fırtınalar kopsada, soğukkanlıdır. Çünkü bir takımın birçok elleri ama tek bir beyni vardır. Bunu tüm takım hisseder. İlk yarının ardından soyunma odasında takım tertibini değiştirir. Maç 2-2 berabere biter. Karşılaşma sonrası ise söyledikleri ilginçtir.
Türk ve Alman gazetecilerin bulunduğu basın toplantısında söze ‘‘ Hata yaptım’’ diye başlar, ardından anlatır;
‘‘Bruno'da hata yaptım. Onu ilk onbirde oynatmam hataydı. Onu Şampiyonlar Ligi için aldık. Yanlış seçim yaptım. Ancak bu oyuncuyu Chelsea yada Milan maçlarında oynatamazdım. Geriye bir tek bu maç kalıyordu. Bende bu maçta denedim. Hatalıyım.’’
Galatasaray bu maçı kaybetmiş gibi üzülürken, Alman basını beraberliği zafer gibi duyuruyor, ‘‘2-2 kazandık’’ diye manşetler atıyordu. Bir şeyler değişmeye başlamıştı. Galatasaray ikinci maçta Avrupa'nın devi Milan ile oynuyordu. Tıpkı ilk maçta olduğu gibi iki talihsiz golle ilk yarıyı 2-0 yenik kapadı. Ancak ikinci yarıda herşey birden tersine döndü. Cimbom bastırdıkça bastırıyor ancak bir golden ötesini bulamıyordu.
Bu maç Terim'i karamsarlığa itmişti. Kazanmak için herşeyi yapmıştı. Ama yenilgiyi yine de engelleyememişti.
‘‘Bir insan inşaat yaparken elindeki en iyi malzemeyi kullanır. Bende gelecek sarsıntıları önlemek için en iyi malzemiyi kullandım. Ama takım içindeki mimarlar hata yaptı. Neticede benim ekibim 13, Milan 133 milyon dolarlık bir takım’’ diyordu.
MÜKEMMELİ ARAYAN ADAM
‘‘Bu iki maçta hesapta olmayan kayıplar Terim'i agresifleştirdi’’ yorumları İngiltere'deki Chelsea maçından önce yoğunlaştı. Çünkü İmparator bu maç öncesi öfke saçıyor, İngilizleri suçluyordu. Londra'da küstahça karşılandıklarını, İngiliz polisi ve Chelsea'nin Galatasaray'a zorluk çıkarmak için herşeyi yaptıklarını söylüyordu.
Ancak bu çıkışları eleştirenler yanılıyorlardı. Çünkü Terim mükemmeli arıyor onu yakalamaya çalışıyordu.
Nitekim Chelsea maçında da Galatasaray mükemmel oynuyordu. Ancak talihsizlik yine peşini bırakmıyordu. Taffarel kırmızı kartla oyun dışı kalıyor, çizgiyi geçen bir topa hakem devam diyor ve Chelsea'ye talihsiz bir golle teslim oluyordu Cimbom.
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk 3 maçta sadece 1 puan toplayabilmişti. 4. maç İstanbul'da oynanacaktı. Ve rakip Chelsea'ydi.
YÜREĞİNİZİ KOYUN
Çöküş diye yorumlanan bu maç aslında herşeyin başlangıcı oldu. Chelsea önünde Galatasaray darmadağın oldu. Tam 5 gol yedi sarı kırmızılı takım.
Maçın bitiş düdüğü ile birlikte kulübeden ayrılan Terim futbolcularına öfke saçıyordu.
Yenilgi değildi hazmedemediği. O, talihsizlik gibi, şanssızlık gibi kavramlara da inanmıyordu. Soyunma odasına daldı:
- ‘‘Yüreğinizi ortaya koymadınız’’ diye bağırdı.
Sonra bağıra bağıra konuşmaya devam etti:
‘‘Uluslararası vizyona sahip bir takım böyle goller yemez. Yiyemez. Yürekli değildiniz. Yürekli oynayıp 10-0 yenilseniz hepenizi alnınızdan öperdim. Ve onun hesabını ben verirdim.’’
Sonra sustu. Sinirliydi. Odada bir tur attı ve sonra devam etti:
‘‘Bazı şeyler değişecek. Değişme zamanı geldi. Bazı arkadaşlar Bursa maçına gelmeyecek.’’
Eşimle tavla oynarken bile hırslıyım
Toplantı odasına girdiğinde tüm takım hazır bekliyordu. Lafı hiç uzatmadı:
‘‘Yaptım, yine yapacağım’’ dedi.
- ‘‘Geçen hafta bazı arkadaşlarımızı dinlendirdiğim için eleştirildim. Bu haftada aynı şeyi yapacağım. Bakalım ne diyecekler. Bu takımda kararları ben veririm. Yanlışı da doğruyu da ben yaparım.’’
Terim sözlerinin burasında durakladı, ‘‘Size Hertha Berlin maçı için bir şey tek bir şey söyleyeceğim’’ dedi.
- ‘‘Ben eşimle tavla oynarken bile kazanmayı düşünürüm. Sizden de bunu istiyorum. Hertha maçını kazanacaksınız. KA-ZA-NA-CAK-SI-NIZ...’’
Ve Hertha Berlin maçında Galatasaray bir destan yazar. Aslan Hertha'ya öyle bir kükrer ki, sahadan gol şovuyla 4-1 galip ayrılır. Bu tarihi başarının mimarları 2 gol atan Hakan Şükür ile Tugay ve Okan'dır.
Beni ben
yapan başarılarım değil yenilgilerim olmuştur
SOYUNMA odasından çıkarken, kendi kendine söyleniyordu hala;
‘‘Gol yendi diye konsantrasyon bozulmaz. Böyle bir şey olmaz’’
Evinin yolunu tuttu. Rüyalarını paylaştığı canyoldaşına koştu. Kaybediyordu. Bir yolunu bulmalıydı. Korkularını, endişelerini, rüyalarını paylaştığı eşini görünce rahatladı.
Sevgili eşi onu yıllar öncesine götürdü. Milli Takımı Avrupa Şampiyonası finallerine taşıdığı yıllara... O büyük rüyayı görmeye başladığı yıllara...
Gecelerce nasıl da çalışırdı. Yazlıkta, herkesin vur patlasın çal oynasın sabahladığı gecelerde, çalışma odasının ışığı gün ağarıncaya kadar açık kalırdı. Yurt dışından getirttiği kitaplara gömülür, kasetleri izlerdi saatlerce.
Başarı elbet kolay gelmeyecekti. Ve eşi onun kulaklarına şu sözü fısıldadı;
‘‘Beni güçlendiren başarılarım değil yenilgilerim olmuştur.’’
GELİYORUZ
Terim ve Galatasaray yeni bir sayfa açıyordu. İmparator geleceğe inanıyordu. Rüyalarını tüm dünya ile paylaşmak istiyor ama bunu dizginliyordu.
Hertha Berlin maçından 2 gün önce yardımcılarını topladı. Bu maç varolma savaşıydı. Kazanırlarsa nehri tersine akıtacağına inanıyordu.
Onlara, ‘‘Benim silahım orta saham’’ dedi. Sonra devam etti;
- ‘‘Ben adam markajı yaptırmam. Orta sahadaki futbolcularım önce çok koşan, hücuma destek veren ve defansta ilk topu kesen bir görüntü sergileyecek. Top bizdeyken hücum, rakipteyken defans yapacağız’’
5-0'lık Chelsea maçı sonrası bazı futbolcuları dinlendirme kararı eleştiri almıştı. Yardımcılarına, ‘‘Akşama Hertha maçının son konuşmasını yapacağız. Futbolcuları saat 19.00'da idman sonrası
toplantı odasında bekliyorum’’ dedi.