Kaynak: www.innovations-report.de, www.heisse.de, www.wissenschaft.de, www1.wfubmc.edu/News
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2006 00:00
Laboratuvarda, hastaların kendi hücrelerinden üretildikten sonra bedenlerine aktarılan idrar keseleri ilk klinik deneylerde başarılı sonuçlar verdi. Wake Forest Tıp Okulu’nda Anthony Atala ile çalışan araştırmacılar böylece ilk kez tüm bir organ ürettikten sonra hastaya aktaran ilk ekip oldu.
Wake Forest Üniversitesi Tıp Okulu’na bağlı Rejeneratif Tıp Enstitüsü bilim adamları, yedi çocuk ve gence dört yıl kadar önce ilk kez kendi hücreleriyle laboratuvarda üretilen idrar keseleri nakletmişlerdi. Araştırmacılar şimdi The Lancet dergisinde, hastalara aktarılan organların hiçbir komplikasyona yol açmadığını ve mesanelerin gayet iyi çalıştığını yazıyorlar.
Başarı, on altı yıllık çalışmanın bir ürünü. Atala şu sıralar meslektaşlarıyla birlikte kalp ve pankreas üretimi üzerinde çalışıyor.
Tıpta önemli bir adım sayılan laboratuvarda sidik torbası üretimi, organ nakli sorunu olduğu kadar etik açıdan tartışmalı olan embriyonik kök hücre kullanımı için de bir çözüm olabilir.
Hastadan alınan mesane hücrelerinin, biyolojik olarak indirgenebilen bir gövde üzerinde yetiştirilmesiyle elde edilen yapay organlar, bağışçı organ naklinde olduğu gibi bağışıklık reaksiyonuna neden olmuyorlar.
Mesane sorunları
Atala’nın araştırmasına yaşları 4-19 arasında değişen ve sırt omuriliklerinde "spina bifida" bozukluğu olan çocuklar ve gençler katılmış. Bu kalıtsal bozukluğa bağlı olarak sinir sisteminde meydana gelen komplikasyonlar, mesanenin boşaltılmasında yaşanan zorluklarla birlikte böbreklerde de önemli hasarlara yol açabiliyor.
Mesane dokusundaki elastikiye eksikliği böbreklere baskı yaptığı için, hastalar idrar tutma sorunu yaşıyordu. Ayrıca böbreklerde bozukluk riski de büyüktü. Aslında bu durumlarda hasar gören sidik torbası, damardan veya mideden alınan doku nakliyle onarılabilmekte. Ancak bu operasyon, semptomlarda önemli bir iyileşme sağlasa da ciddi yan etkiler de beraberinde getirmekte.
Hastalarda metabolizma bozuklukları ve böbrek taşları oluşmakta. Mesanede aşırı mukoza üretimi hastalara rahatsızlık vermekte. Dahası, kötü huylu hastalık riski de yükseliyor.
Nasıl yapıldı?
İşte bilim adamları bu nedenle halihazırdaki tedavi yöntemine alternatif olabilecek yedek doku üretim yöntemleri arıyorlardı. Wake Forest Üniversitesi araştırmacıları tarafından elde edilen başarılı sonuçlar iyi bir alternatif olabilecek nitelikte.
Araştırmacılar ilk adım olarak hastalardan, biyopsi yoluyla mesaneden hücreler almışlar. Yapay sidik torbası üç farklı hücre tipinden üretilmiş. Dışta kas hücreleri, içte ürotelyum ve arada bağdokusu bulunuyor.
Kas hücreleri ve ürotelyum hücreleri önce besleyici dokularda ayrı ayrı çoğaltıldıktan sonra, her hastaya özel olarak polimer ve bağdokusundan tasarlanan bir gövde üzerine aktarılmışlar.
Hücrelerin bu gövdeyle "birleşmesi" için bilim adamları iki ay kadar beklemişler. Bu şekilde hazırlanan organlar, yaşları dört ila on dokuz arasında değişen yedi hastaya aktarıldıktan sonra hastaların durumu dört yıl boyu takip edilmiş.
Yan etki yok
Yapay mesaneler, damar dokusuyla onarılanlar kadar iyi işliyor, ama buna karşın hiçbir yan etki göstermemişler bugüne kadar. İdrar kaçırma ve böbrekler üzerindeki baskı iki ila dört yıl içinde önemli ölçüde azaldı, diyor araştırmacılar.
Bununla birlikte sinir sistemindeki bozukluk yüzünden yeni mesanelerin de bir sondayla günde birkaç kez boşaltılması gerekiyor. Ama en azından hasarlı organdan daha elastikler ve idrarı daha iyi tutabiliyorlar.
Yapay mesane nakliyle elde edilen sonuçlar, standart cerrahi girişimlerle edilenler kadar başarılı. Ama yeni yöntem ayrıca damardan ve mideden doku alımını gereksiz kıldığı için bu organlar hasar görmemekte.
Illinois Üroloji Enstitüsü’nden Steve Chung, The Lancet dergisinde, Atala’nın meslektaşlarıyla birlikte tıp araştırmalarında önemli bir adım attığını söylüyor.
Önemli adım
Ancak Atala’nın araştırmasına katılanlar çocuk ve gençlerden oluştuğu için, yaşlı hastalardan alınan mesane hücrelerinin de beden dışında bu kadar iyi büyüyüp büyümeyecekleri bilinmiyor henüz.
Kanserli organdan alınan hücrelerin laboratuvarda çoğaltılmasının mantıklı olup olmayacağı da tartışılması gereken diğer bir konu.
Ve tüm bunların dışında yeni organda sinirlerin ne şekilde çoğaltılacağı da çözülmüş değil henüz. Sidik torbası göreceli olarak basit bir organ. Fakat Atala buna rağmen mesane naklini, rejeneratif tıbbın geleceğini kanıtlayan önemli bir adım olarak görmekte.
Kaynak bol
Sonuçta bugüne kadarki en başarılı organ nakli sayılan bu çalışma, çok sayıda organ ve doku üretimine izin vererek, özellikle de uzun süre organ nakli için sırada bekleyen hastaların yaşamın kurtarabilecek.
Atala aynı zamanda Amerikan Ulusal Rejeneratif Tıp Vakfı’nın yöneticisi. Vakıf, askerlerdeki yanıkların tedavisini ve yeni uzuvların yetiştirilmesini araştıracak, Askeri Tedavi ve Rejenerasyon Konsorsiyumu kurmak için hükümetten bir milyon Dolarlık ödenek aldı.
Atala, yapay mesane araştırmasının başarısına rağmen, yöntemin yaygın olarak kullanılabilmesi için yeni araştırmaların yapılması gerektiğini söylüyor. Bundan sonra gerçekleştirilecek klinik testler için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden onay alınacak.