Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2006 00:00
Mark Cuban herhangi bir takım sahibi ve kulüp başkanı gibi değil. 47 yaşındaki ABD’li işadamı, takımı Dallas Mavericks’in maçlarını tam bir fanatik seyirci gibi hoplayıp zıplayarak izliyor. Hatta oyunun parçası olmak istiyor. Hakemlerin haksız bir düdük çaldığını görürse Dallas yedek bankının arkasındaki koltuğundan fırlıyor ve sahaya dalıyor. Çünkü Mavericks’i şampiyon görmek istiyor.
Dallas Mavericks 1990’lı yıllarda NBA’in en çok dalga geçilen takımlarından biriydi. Bırakın playoff’a girmeyi, ligi en kötü galibiyet yüzdesiyle bitiriyorlardı. Seyircileri salona çekecek yıldız oyuncuları yoktu. Her sezon oyuncuların yarısı değişiyor, sezon ortasında diğer takımlardan takas yoluyla
transfer yapılıyordu.
Bu sıradan takımın kaderi 2000 yılının 14 Ocak günü değişti. Mavericks’in başta Ross Perot Jr. olmak üzere hissedarları 285 milyon dolara takımı işadamı Mark Cuban’a sattılar. O günden beri Dallas, NBA’in en renkli takımlarından birine dönüştü.
Kim bu Mark Cuban ve Dallas’ı nasıl değiştirdi? Cuban aslında Pittsburgh’lu. Indiana Üniversitesi’nde iş idaresi okuduktan sonra Teksas Eyaleti’nde Dallas’a yerleşti. Ne kadar parlak bir müteşebbis olduğu da yine Dallas’ta ortaya çıktı. Örneğin ilk kurduğu Microsolutions isimli bilişim şirketiyle IBM, Apple gibi önemli müşteriler edindi. 1990’da bu şirketi 6 milyon dolara CompuServe’e sattı.
Aynı zamanda üniversite yıllarından beri bir basketbol hastasıydı. Bu yüzden maçları internette yayınlayan broadcast.com’u kurdu. Bu yeni şirket öylesine çabuk büyüdü ve değer kazandı ki Cuban 1999’da hisselerini 5,7 milyar dolara Yahoo’ya devretti.
Elindeki bu para da taraftarı olduğu Mavericks’i satın almaya yetecekti. Cuban hemen Dallas’ı değiştirmek için kolları sıvadı. Seyirciyi eğlendirecek her türlü faaliyeti salona taşıdı. Binlerce tavsiye ve eleştiri mesajına bizzat e-postayla cevap verdi. 2001’de takım yeni salonu American Airlines Arena’ya taşınınca arzuladığı eğlence ortamı oluştu.
CEZA ÜSTÜNE CEZAAncak, Cuban’ı ön plana çıkaran asıl özelliği maçları saha kenarında kendi oynuyormuş gibi izlemesi. Takımının attığı basketlere yumruğunu havaya kaldırarak seviniyor, yıldız oyuncusu Dirk Nowitzki faul atarken nefesini tutup topun çemberden geçişini izliyor.
Hele bir de işler kötüye gitsin. Asıl yüzü ortaya çıkıyor Cuban’ın: Kaybetmeyi hiç ama hiç sevmiyor. Hatalı gördüğü hakem kararlarına sahanın içine kadar girerek itiraz ediyor. Hakemleri taciz etmekten de geri kalmıyor. Bu fevri hareketleri yüzünden bugüne kadar NBA yönetimi tarafından toplam 1 milyon dolar para cezasına çarptırıldı.
Ama Mark Cuban bu sezon gene de mutlu görünüyor. Çünkü Mavericks sahada başarılı sonuçlar alıyor. Belki de beş sezondur kovaladıkları NBA şampiyonluğuna bu sezon ulaşacaklar. O zaman değmeyin Cuban’ın keyfine.