Güncelleme Tarihi:
Ulusoy, federasyon başkanının sürekli gazetelerde ve televizyonlarda olmaması gerektiğini vurgulayarak, "Burada her konuşulana, her yazılana cevap vermek için oturmuyorum. Bir sene önce aday olduğumda neler yaşandığını herkes biliyor. Biz konuşmadıkça konuşanlar oldu. Biz hep kaos ve gerginlikten kaçtık. Ama kaos ve gerginlik yaratanlar oldu" dedi.
ŞENES BEY'E 32 OY ALDIRDIK
Haluk Ulusoy, UEFA seçimleri öncesi 3 ay boyunca çalıştıklarını ifade ederek, "30'a yakın ülke dolaştık. Şenes Bey'in tekrar seçilmesi için girişimlerde bulunduk. Ancak UEFA Başkanlık seçimi için 2 aday vardı. İki adayın olduğu bir seçimde kimi destekleyeceğimiz son ana kadar saklanmalıydı. Çünkü birini destekleyeceğimizi açıklasak, diğer taraf Şenes Bey'e tavır alabilirdi. Biz başından beri Platini'yi destekliyorduk, ama bu hep gizli kaldı. Tavrımda ve tarzımda hiçbir zaman oynama olmadı. Platini ile aramızda 10 yıldır dostluk var. Kendisine inanıyoruz ve destek veriyoruz. Ancak neden destek verdiğimi soracaksınız, burada açıklamayacağım. UEFA'da yaşanan bazı olaylar var. Şu anda da Şenes Bey UEFA'da görev alıyor. Kendisinini zor duruma düşmesini istemeyiz. Benimle beraber olan ve 12 yıldır dostum olanlar var. Federasyon başkanlarıyla zaten söz birliği yapmıştık. Fransa'nın Lequipe gazetesine inadılar, bana inanmadılar. Bu beni üzdü. Platini'ye rey verdim. Başka destekte de bulundum kendisine. Barna seçimden dakikalar önce sonuç ne olur diye sordular, ben de Platini 4 oy farkla alır dedim. Seçimin neticesini bildik. UEFA Başkanlık seçimlerinde Türkiye Futbol Federasyonu rol oynadı. Şenes Bey'e 32 oy aldırdık. 27 Federasyon ile Romanya'da bir araya geldik ve söz birliği yaptık" şeklinde açıklamalarda bulundu.
"SİZ Mİ ŞİKAYET ETTİNİZ?"
FIFA'nın Türkiye Futbol Federasyonu ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı'nı toplantıya çağırmasıyla ilgili olarak, "Bakanlığı FIFA'ya siz mi şikayet ettiniz" sorusuna ise Başkanvekili Kemal Kapulluoğlu cevap verdi. Kapulloğlu, FIFA ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında çok sık yazışmalar olduğunu belirterek şunları söyledi: "FIFA'dan bir mektup aldık ve bunu kamuoyuna açıkladık. Ancak biz TFF olarak FIFA'ya "Bize müdahale ediyorlar, bizi kurtarın" diye bir mektup yazmadık. Hiçbir sözlü ve yazılı talebimiz olmadı. Biz özerk bir Federasyonuz. Ancak uluslararası bir alanda FIFA ve UEFA'ya bağlıyız. FIFA bir takım ilkeler belirledi ve ilkelerin uygun olmadığı konularnda da birçok ükeyle yazışmalarda bulundu. Sonuç olarak FIFA'ya kesinlikle Bakanlığımızla ilgili bir şikayette bulunmadık."
FIFA, Türk futbolunda yaşanan gerilim ortamı ve olağanütü genel kurul isteğiyle toplanan imzaların ardından FIFA, UEFA, Federasyon ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın katılacağı bir toplantı kararı almıştı.
"SİYASET KARIŞIYOR"
Haluk Ulusoy, federasyon başkan vekilleri Affan Keçeci ve Kemal Kapulluoğlu ile birlikte, Mövenpick Oteli'nde, basın toplantısının ardından medya kuruluşlarının temsilcileriyle sohbet toplantısı yaptı.
Yaklaşık 3,5 saat süren ve sadece başında ve sonunda fotoğraf ve görüntü alınmasına izin verilen toplantıda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Ulusoy, "Siyaset karışıyor mu" sorusuna, "Bunun yanıtını hepiniz biliyorsunuz. Büyük baskılar var. Bir sene evvel seçimle göreve geldim. Ne değişti de şimdi genel kurula gitmek için imzalar toplanıyor? Nasıl, kimler değiştirdi" dedi.
Haluk Ulusoy, Kulüpler Birliği Vakfı toplantısından önce Konyaspor Kulübü Başkanı'nın kendisiyle görüştüğünü ve "Biz sizin yanınızdayız" dediğini, ama ertesi gün "Genel kurul yapalım" denildiğini ifade etti.
"KOLTUK SEVDALISI OLSAYDIM..."
Ulusoy, "Devlet Bakanı'nın bu tavrı kişisel mi" sorusu üzerine, "Girmediğim seçimde önümün kesildiğini biliyorsunuz. Seçimden evvel Bakanımızla Sakaryaspor'un bir derdini görüştüğümde bana, yoluma devam etmem gerektiğini söyleyen kişi kendisiydi. Bu sözleri söyledikten sonra ne değişti de ben seçime giremedim. Benim önüme tablo konuldu, gece Ankara'da toplantıya çağırdılar. Murat Aksu, Hasan Doğan ve Hüsnü Hayali gibi isimler vardı. Biri konuşuyor, biri liste yapıyordu. Bir kağıdı bana uzattılar, 'Bunlar şu bakanın, bunlar şu bakanın istediği kişiler' diye söylediler. Kağıdı nezaketen aldım, ama masaya attım. 'Kendi yönetim kurulumu yapmadan başkan olmam' dedim. Koltuk sevdalısı olsaydım, onların istediği 8-9 kişiyi listeye alıp devam ederdim. Ben kendim bıraktım, 18 ay köşeme çekildim. Başa Levent Bıçakcı'nın adını yazıp, 14 ismi yazdılar. Hatta kurullara bile isimleri kendileri yazdılar ve Levent Bıçakcı bunu kabul etti. Bu 18 ayda da 'şike, teşvik' dediler. Bunları kimse yazmıyor. Nedense sadece Ulusoy geldiğinde bunlar konuşuluyor. Bu olaylar 40 senedir var, bu zihniyet değişmedikçe 40 sene daha devam eder. Şike, teşvik, İddaa olayları konuşulurken, 15. dakikada nereden talimat geldiyse, 'Kayserispor'un alakası yoktur' diye basına açıklama yaptılar. Sonuçta ne oldu? Dünya şampiyonluğuna gidecektik, rezillikler oldu. Organize edilmiş bir şekilde Türkiye'yi dünyaya rezil ettiler. Organize edenler de belli, ama hala bu ülkede baştacı ediliyor. Ben demokratik hakkımı kullandım" yorumunu yaptı.
"TEHDİT ALDIM"
Ulusoy, 18 ay sonra demokratik hakkını kullanarak seçime girdiğini belirterek, "Ne şartlarda seçimlere girdiğimi herkes biliyor. Bana 'Girme' diye tehdit geldi" dedi.
Ulusoy, tehditlere rağmen seçimlere girdiğini ifade ederek, "(Girme, çok kötü şeyler olur) dediler. Ölümden öte köy yok. Bin gün ölmektense adam gibi bir gün ölürüm. 109 oy aldım. Seçimlere müdahale olmasa 226 oydan 200'ünü alırdım. Bütün Türkiye, Ayhan Bermek seçilsin diye ayağa kalkmıştı. Seçimlere iki gün kala Sayın Bakan, 'Haluk Ulusoy'u mahkemeye verdim' diye açıklama yapıyor. 18 ay Haluk Ulusoy görevde yoktu, neredeydiniz? Genel kurul üyeleri mahkemeye verildiğimi bile bile beni seçti. Seçildiğimin birinci günü Sayın Bakan başladı. Türk sporunu bu ortama getirenler hesabını verecektir. Sayın Bakan, 12 defa genel kurul çağrısı yaptı. 'Görevde kalması sakıncalıdır' diye teftiş kurulunun yazısı geldi' diyor. 420 sayfalık raporda bu ifade yok. Eğer ifade varsa Bakan beni görevden almalıydı veya genel kurulu çağırmalıydı. Sayın Bakanın elinde böyle bir rapor yok. Bu baskılar olmasa bu imza toplanması neden olsun?" şeklinde konuştu.
Haluk Ulusoy, "Devletten mi tehdit aldınız" sorusuna karşılık, "Devletten bir tehdit asla yok. Yakınlarım vasıtasıyla gelen tehdit var. Tabii ki yüzüme söylemeye cesaretleri ve yürekleri yok. Ortak dostumuz olan, kardeşim gibi olan birine söylendi. Benim karşıma çıkıp söyleyecek bir delikanlı yok. Devletten en ufak bir tehdit olmadı" diye konuştu.
"HAZİRANDA KONGRE ÜYELERİ SEÇİM DERSE, BEN YOKUM"
Haluk Ulusoy, seçim olup olmayacağını şu anda söylemesinin mümkün olmadığını kaydederek, "Teftiş Kurulu'nun yazısı bize gelmedi. Sayın Bakan 'Genel Kurul üyelerine yollayacağız' dedi. Hukuki prosedür devam ediyor. Herkes hak hukuktan bahsediyor. Hazirandan evvel genel kurul ortamı olursa seçime girip girmeyeceğime karar vermiş değilim. Haziranda mali genel kurulunda seçim yapılsın mı, yapılmasın mı' maddesini koyduracağız. Eğer Haziran ayında seçim isterlerse ben bir daha bu işin içinde olmam. Çünkü ne şartlar altında seçim istiyoruz dediklerini biliyorum. Onların hayatlarında zorluklar yaşamalarını istemiyorum. Türk futbolunun kötü olmasını istemem" dedi.
"SİYASETLE GELMEDİM"
Haluk Ulusoy, bulunduğu yere siyasetle değil, tırnaklarıyla kazıyarak, kademe kademe geldiğini belirterek, "Geçmişte çok konuşmuştum, ama bu dönemde ortam gerilmesin, kaos olmasın diye konuşmadım, hep kendimden verdim. Bizim bu tavrımızı kulüp başkanları, yöneticiler devam ettirsinler dedim, ama bu olmadı. Bir yıl önce göreve geldikten sonra nelerin yaşandığını bilmeyen yok. O günden bugüne 'seçim' denildi, Bakan da dedi, ama biz konuşmadık. Kaos sebebi biz olmayalım dedik, kaos ortamı yaratanlar oldu. Bir yıldır gerginlikten, kaostan kaçındık, ama şimdi Türk kamouyunu aydınlatmak için sizlerle bir araya geldik" diye konuştu.
"MESUT YILMAZ'IN SEÇİMLERE MÜDAHALESİ OLMADI"
Şenes Erzik döneminde de 1995 yılında yine genel kurul için imza toplandığını hatırlatan Ulusoy, "Ben o zaman gece yollara düştüm, Mersin'den başlayıp, Ege, Orta Anadolu, İstanbul'u gezdim, verilen imzaların 14'ünü geri aldırdım ve genel kurul düştü. Şenes Erzik ile 6 yıl görev yaptım. Abdullah Kiğılı başkan olduğu dönemde 'Başkan olarak seni görmek istiyoruz' dedim. Kendim aday olsam kazanırdım, ama Kiğılı'nın başkan vekili oldum. Nasıl oldum, onu da anlatayım. Kiğılı'ya 'başkan vekili olmak istemiyorum' dedim. O da 'Sağol, beni rahatlattın, Ayhan Bermek olursa iyi olur. Konuştum, nazlanıyor' dedi. Ben devreye girdim, Bermek kabul etti. Bildirmemiz gereken gün Bermek ortada yok. Saat 5'e çeyrek var, Bermek 'Hiçbir adayın yanında görev almak istemiyorum' diye faks çekmiş. Ben 5'e 5 kala başkan vekili olarak bildirildim. Siyasetle bir yere gelmedim. Kiğılı'nın 1. başkan vekili bendim. Daha sonra çok yalvardım, ama Abdullah ağabeyi tutamadım. Abdullah Kiğılı, beni aradı 'istifamı verdim, çoluk çocuğum var, ben gidiyorum. Bu işi bir tek sen başarırsın' dedi. Kalması için mücadele ettim, kimsenin arkasından iş yapmadım, ama istifası kabul edildi. Bu kararı Başbakan Mesut Yılmaz vermiş ve seçimlere kadar ben başkan oldum. Mesut Yılmaz'ın seçimlere müdahalesi olmadı, Yılmaz'ın 1 adamını bile almadım. Hangi siyasetle gelmişim? Benim mücadelem, hizmetlerim nerede?" dedi.
"TÜRK FUTBOLU BİRÇOK ÜLKE FUTBOLUNDAN TEMİZDİR"
Haluk Ulusoy, hep kendi döneminde şike, şaibe olduğu söylendiğini belirterek, “40 yıl önce de bunlar konuşuluyordu. Şenes Bey, Abdullah Bey, Levent Bey döneminde olmadı mı şike, şaibe iddiaları” dedi.
“Türkiye'de şike olduğunu gözümle görmedim” diyen Ulusoy, “İddialar üzerine Şike Tahkik Kurulu kuruldu. Bu kurula 'evet şike vardır' diye bir yazı gelmedi. 30 yıldır futbolun içindeyim, belgeyle tespit edilmiş pek fazla bir şey yok. Bence Türk futbolu, dünyadaki birçok ülke futbolundan daha temizdir. Eğer belgesi olan varsa ortaya koysun, gereğini yapamıyorsam bu koltukta olmam. Bazı şeyler oluyordur belki, ama konuşanlar Şike Tahkik Kurulu'na çağrıldığında orada konuşmuyor. Belge yoksa, hangi vicdanla, kanunla, dedikodular yüzünden bir kulübü düşürebiliriz” diye konuştu.
"LEVENT KIZIL'DA NE DEĞİŞTİ?"
Haluk Ulusoy, Bursaspor Kulübü Başkanı Levent Kızıl ile geçmişte kader birliği yaptığını, Kızıl'ı listeye yazdığında arkadaşlarının karşı çıktığını kaydederek, "Ben onu listeye yazarken, Kızıl için arkadaşlarım 'Bu adamı koyma, karakteri belli, Şenes Erzik'e de kötülük yapmıştı. Yarın size de yapar' dedi. Ben o günkü safiyane düşüncelerimle 'Bu kardeşimiz gençtir, Türk futboluna hizmet versin, içimize alalım' dedim. Murat Aksu da vardı. Diyarbakır heyeti kesinlikle alınmasını istemiyordu. Gençtir, ülke futboluna hizmet eder diye aldım. Sonra Levent Kızıl, benim yanımı terk ederek, başkasının yanında yer aldı. Ardından çok kişiyi araya koyup, özür diledi. Ben onu affettim. 'Allah'tan sonra senden başka kimse yok, senin bana desteğini hiç unutmayacağım. Ölüm döşeğinde olsam arkanda ben varım' diyen biriydi Levent Kızıl. Ne değişti? Ulusoy'da hiçbir şey değişmedi. Son seçimde 'Haluk Ulusoy'un yanında yer almam gerekiyor diye' imzalı yazısı var. Bu nasıl adamlıktır. Murat Aksu, Beşiktaş yönetimine girmek için benden izin istedi. Ben de 'madem çok istiyorsun, tamam' dedim. Sonra Murat'tan bir kötülük görmedim. Babasının konumu itibariyle iki arada kaldığı kesin. Hala sevdiğim biridir” dedi.
"ALİ KIRAN, BAŞ KESEN DEĞİLİM"
Haluk Ulusoy, bir soru üzerine, “Ali Kıran, baş kesen değilim. Ülkemizin futbolunu hak, hukuk ve kanunlarla yönetiyorum” dedi.
“Özerk bir federasyon nasıl yönetiliyorsa öyle yönetiyorum” diyen Ulusoy, ”Makam peşinde değilim. Benim bir imparatorluğum var, makamım var. Gidip başına otururum. 1992'den beri Türk futbolunun peşinde hiçbir menfaat gözetmeksizin görev yaptım, yapıyorum. Ali Kıran, baş kesen değilim, hakkımı, hukukumu arıyorum. Genel kurul üyeleri 'Tamam Ulusoy, hizmetin bu kadar' derse tamam derim. Babam 1. günden beri istemiyor, ama ben seviyorum ve futbola hizmet etmek istiyorum. En ufak bir şeyim olsa burada oturmaya devam eder miyim" şeklinde konuştu.
"BAZI BELGELERİ TEFTİŞ KURULUNA VERMEDİLER"
Haluk Ulusoy, teftiş kuruluna bazı belgelerin verilmediğini ileri sürerek, ”Bir otelde hiç teklif almadan kaldığımız söyleniyor. 4-5 yerden teklif aldık. Bunları ortadan kaldırıp, teftiş kuruluna vermediler. Ben tekrar göreve geldiğimde hepsini Riva'daki arşivden çıkarttırdım. 423 sayfalık raporda '19 bin YTL Ulusoy zimmetine para geçirdi' diyorlar. 7 yılda federasyondan 1 milyar 400 milyon dolar para geçmiş. 19 bin YTL'den Ulusoy yargılanıyor” dedi.
Herkesin kaçtığı bir dönemde göreve geldiğini anlatan Haluk Ulusoy, şöyle devam etti:
"Havuzu yaptık, kulüplere oluk gibi para aktı. Federasyona 12 tane sponsor bulduk. Uluslararası başarılar var. O günlerde bu insanlar neredeydi? Biz 30 senemizi verdik. Ulusoy gitsin, kim gelsin? Atamayla, Türk futboluna hiç hizmet vermemiş, federasyonun önünden hiç geçmemiş birini getirecekler. O zaman özerkliği kaldıralım, atamayla getirelim. 18 ay kendi adamları federasyondaydı, 18 ayda futbolun her tarafı darmadağın oldu ve çekip gittiler. Bıraktığımda UEFA'da 3., FIFA'da 5. sıradaydık. Türk futboluna ne oldu da 17.-18. sıraya düştü. Madem demokrasiyle yönetiliyoruz, 4 yıllığına görev gelmişim, bırakın da görevimi yapayım.
Geldiğimizde turnuvalardan atılmıştık. Gittik, 6 maç ceza oldu, bununla da yetinmedik 3 maça düşürttük. Şimdi 3 maç sonunda grup lideriyiz. Ne istiyorsunuz? 'Hayır yok, sen gideceksin, müteahhit bir arkadaş gelecek.' Ben burada özerkliğin mücadelesini veriyorum. Yeniden bir 18 ay yaşanmasın diye mücadele veriyorum. Ben gideyim sorun değil, ama rahat bırakın kararı delegeler versin. Bugün Ulusoy, böyle giderse yarın gelecek iktidarlar da o gelenleri öyle gönderirler. Bunun önünü açmayın.
Ben çok rahatım. Hak, hukuk, kanun ne gerektiriyorsa son güne kadar mücadelemi vereceğim. Tarih herkesi yazacaktır. Ben tarihte adamlıktan feragat etmemiş imajı bırakmak istiyorum."
"SİYASETİ HİÇ DÜŞÜNMEDİM
Ulusoy, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal ile bayramda görüştüğünü ifade ederek, “Sadece bayramını kutladım. Ulaşabildiğim tüm büyüklerimin bayramını kutladım” dedi.
Ulusoy, siyasete girmeyi hiç düşünmediğini ifade ederek, “Sayın Bakan, 'Bakın takip edin milletvekilliğine oynuyor' diyor. Ben siyaseti hiç düşünmedim. Eğer Dünya üçüncüsü olduğumuzda gelen teklifleri kabul etseydim, 140 bin oyla baraja takılan parti şimdi meclisteydi ve belki de ben spor bakanıydım. Bana başbakan yardımcılığı teklif edilmişti, ben kabul etmedim. Şimdi de siyaseti düşünmüyorum" diye konuştu.
"YILDIRIM'A KIRGINLIĞIM YOK"
Aziz Yıldırım ile aralarında bir saygısızlık olmadığını belirten Ulusoy, ”Müsait olursam, Fenerbahçe'nin AZ Alkmaar ile yapacağı UEFA Kupası maçına gideceğim. Kendilerinin bize karşı kırgınlığı var herhalde, benim yok. Yıldızlarımız barışmadı. Stada gittiğimde Aziz başkan kendisine yakışanı yapacaktır. Federasyon başkanına 'hoş geldiniz' der ve oturup maçı izleriz" dedi.
"CANAYDIN VE KULÜP BAŞKANLARIYLA EVİMDE TOPLANDIK"
Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın ile Kulüpler Birliği Vakfı toplantısından bir gece önce kendi evinde görüştüklerini anlatan Ulusoy, "Canaydın'ın isteği üzerine kulüp başkanı arkadaşları da çağırdık. 'Yarın toplantıda seçimle ilgili yol haritanız nedir' diye sorduk. Kendisi gündeme bile almayacağını, dilek ve görüşler bölümünde 2-3 dakika açıp, toplantıyı kapatacağını söyledi. 'Toplantıdan sonra açıklamayı nasıl yaparız' dedik. Kaleme alındı, okundu. Cemal Aydın, Canaydın'a 'Bizim rengimiz belli, sizin renginiz nedir' dedi. Canaydın, 'Gecenin bu saatinde burada olduğumuza göre rengimiz belli' dedi. Gece 3-4 gibi herkesi yolcu ederken, Özhan Canaydın 'Gazamız mübarek olsun' dedi ve ayrıldı, ama Kulüpler Birliği toplantısında gündemin 1. maddesi 'seçim olsun mu olmasın mı?' oldu. Oylamaya sundu. 16 kişi oyunu belli etti, 9'a 7 çıktı. 'Benim oyuma gerek kalmadı' dedi ve oy kullanmadı. Basın açıklamasını da kafasına göre yaptı ve 'Her ne kadar 9'a 7 çıktıysa da seçim kaçınılmaz' dedi. Sonraki Kulüpler Birliği toplantısında 9'a 7 aleyhimize seçim olsun diye çıktı. Özhan Canaydın, 10. kişi olarak oyunu kullandı. Bunları yaşadık. Mersin'de bana 'Gel seçimi haziranda yapalım' demiş. Orada kalabalık bir toplantıda gürültü içinde söyledi. Ben de 'Özhan ağabey İstanbul'da bunu konuşalım. Türk futbolu için ne gerekiyorsa yapalım' dedim. Ağzına doladığı haziran bu" dedi.
"FIFA YAKINDAN TAKİP EDİYOR"
Haluk Ulusoy, FIFA, toplantı için ne zaman çağırırsa, o zaman gideceklerini söyledi.
Gelişmeleri, FIFA'nın yakından takip ettiğini kaydeden Ulusoy, “FIFA'nın bir basın bürosu var. Dünyada çıkan haberleri takip ediyorlar. UEFA seçimlerine gittik, herkes bizi soruyor. Makedonya'nın federasyon başkanı, yurt dışına çıkış yasağı olduğu için seçimlere gelemiyordu. Sonradan geldi. O da bize 'Ne farkımız var. Türkiye'de size olanlar bizde de oluyor' dedi. FIFA iki şeyi vurguluyor, 'Irkçılık ve siyaset istemiyoruz' diyor" diye konuştu.
"BAŞBAKAN İLE NEDEN BİR ARAYA GELMEK İSTEMEYEYİM?"
Ulusoy, Gürcistan'daki milli maçta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmediği şeklindeki çıkan haberlere çok üzüldüğünü ifade ederek, "Ülkede herhangi biri, ülkenin başbakanına nasıl tavır koyar. Böyle bir düşünce olur mu? O da seçilmiş biri, benim de başbakanım. Sayın Başbakanın yoğun bir programı vardı, maça bile gelemedi. Keşke gelseydi de 'hoş geldiniz' deseydim. Aynı otelde kalıyoruz, ama Başbakan çok yoğun. Başbakan benimle bir araya gelmek istediğini söylese, ben hemen emir telakki eder giderim. Orada hava alanını yapan müteahhit Hamdi Akın. Başbakan oraya o hava alanının açılışını yapmaya gelmiş, onunla olması çok doğal" şeklinde konuştu.
"TRABZONSPOR'UN YANIMDA OLMASI GÜZEL BİR MESAJDIR"
Haluk Ulusoy, başbakana yakın olan Trabzonspor Kulübü Başkanı Nuri Albayrak'ın kendisini desteklemesiyle ilgili, "Ben Trabzon'dan çıktım. Trabzonspor beni desteklemese, Ulusoy'un yanında olmasa ben kimseye 'benim yanımda ol' diyemem" dedi.
Bir gazetecinin, "Ulusoy ailesinin desteğiyle Trabzon'da CHP'nin kazandığı iddiasına ne diyorsunuz?” şeklindeki sorusu üzerine Ulusoy, "İlk defa böyle bir şey duyuyorum. Ulusoy ailesi hiçbir seçimde tavır koymamıştır, bire bir siyasetin içinde olmamıştır. Hele ki Trabzon'da" dedi.
Haluk Ulusoy, Melih Gökçek'in desteğini çekmesiyle ilgili bir soru üzerine ise “Seçimlerde benim yanımdaydı, ama sonra bir televizyon kanalında 'Başbakanımız ne derse öyle yaparım' dedi ve sonra desteğini çektiğini söyledi” açıklamasını yaptı.
YUNANİSTAN VE NORVEÇ MAÇLARI
Haluk Ulusoy, bir soru üzerine, "Yunanistan ve Norveç maçında biz oynamayacağız, ama biz bir ekibiz. Takımı Terim yapar, biz elimizden geleni yaparız. Yunanistan ve Norveç'i yenip, grup lideri olarak yola devam edeceğimize inanıyorum" dedi.
"ŞİKE İDDİALARINDA, HUKUK NE DİYORSA ONU YAPTIK"
Ulusoy, Fenerbahçe'nin 2001 yılındaki şampiyonluğuyla ilgili, bir kişinin, bir televizyon programında iddialarda bulunduğu hatırlatılarak, "Neden bu konuda bir şey yapmadınız?" şeklinde kendisine yöneltilen soruya, "Biz, hukuk ne diyorsa onu yapıyoruz. 'Fenerbahçe ile aramızdaki gerginlikten dolayı bir şey yapamadık' diye bir şey yok. Talimatlarımız var, süre aşımı var. Fenerbahçe'ye 'Süre aşımı var, incelememizi istiyorsanız bize yazı yazın, biz gerekeni yaparız' dedik. Fenerbahçe'den gelen bir şey yok" yanıtını verdi.
"KİMİN ŞAMPİYON OLACAĞINI BİLEMEM"
Haluk Ulusoy, “Bu sene kim şampiyon olur?” şeklindeki soru üzerine, "Kimin şampiyon olacağını bilmem mümkün değil. Fenerbahçe bu sezon 7 puan önde. İnşallah böyle devam ettirirler, performanslarını böyle devam ettirirlerse şampiyon olurlar. Eğer bu performansı devam ettiremezlerse, arkadan gelen takım geçer" yorumunu yaptı.
KAPULLUOĞLU: "59 TANE USULÜNE UYGUN TEBLİGAT VAR"
Futbol Federasyonu Başkan Vekili Kemal Kapulluoğlu, federasyonun genel kurula gitmesi için şu anda 80 tane doğrudan tebligat olduğunu, bunların 59 tanesinin usulüne uygun geldiğini açıkladı.
Hukuki süreç konusunda hem federasyonun hukuk kurulundan, hem hukuk kurulundaki akademik üyeden, hem de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden bir profesörden, birbirlerinden haberleri olmadan görüş istediklerini ifade eden Kemal Kapulluoğlu, "8 Ocakta Levent Kızıl, 106 tane fotokopi imza getirdi. Fotokopi, hukukta belge niteliği taşımaz. Kızıl, 9 Ocakta bir kez daha getirdi. Levent Kızıl tarafından 2 ihtarname de hukuki değil. Noter kanalıyla olması gerekiyordu. Onun dışında 80 tane doğrudan tebligat var. En sonunu 31 Ocakta aldık. Tebligatların 4 tanesi noter kanalıyla değil, 9 tanesi fotokopi, 8 tanesinde de delegelik hakkı olmayan kişilerin imzası var. Şu anda 59 tane usulüne uygun tebligat var. Bunların içinde de 2 tane geri çekilen var" şeklinde konuştu.