Güncelleme Tarihi:
Bold Pilot'u ilk gördüğü anı 'O zamana kadar öyle bir safkan ne gördüm, ne bindim ne de çalıştırdım' sözleriyle ifade eden Halis Karataş, hayatında önemli bir yer edinen efsaneyi anlatıyor.
Henüz 19 yaşında, umut vaat eden bir jokey olan Halis Karataş, Özdemir Atman’ın sahip olduğu Atman ekürisinde işe başladı.
Üç sene sonra yolları genç bir tay olan Bold Pilot’la kesişti. Atman, Bold Pilot henüz iki yaşında minik bir tayken, Halis Karataş’a çalıştırması için başka bir atı önerirken, Karataş, Bold Pilot’a baktı ve “İzin verin ben bu atı çalıştırayım” diyerek Türkiye’ye bir efsane kazandırmanın ilk adımını attı. Karataş, Bold Pilot’a ‘vurulma’ anını şöyle anlatıyor:
“Özdemir Atman’ın iki atına binmiştim. 1991’de ‘Asya Atçılık Konferansı’ için ‘en başarılı jokey’ olarak beni seçmişlerdi. Ve o sırada Özdemir Bey’le tanıştık, kendisiyle çalışmamı teklif etti. Bold Pilot ile de 1994’Te şubat ayının 26’sında tanıştık. Özdemir Bey yeni gelen tayları çalıştırıp, hangi atımızın iyi olduğuna dair onları sıralamamızı istedi. Dört tayın ardından sıra Bold Pilot’a geldi. Daha iki yaşında bebekti. Onda takılı kaldım. Diğer taylara hiç binmedim.”
"BİR YARIŞ ATINDAN BİR STAR DOĞMUŞTU"
Her gün Bold Pilot’ı çalıştırmaya başlayan Karataş’a göre, sadece onu görmek için hipodromları dolduran kalabalığın sevgilisi, Türkiye’nin en ünlü atının farkı, ışığıydı:
“O zamana kadar öyle bir safkan ne gördüm, ne bindim ne de çalıştırdım. İnanılmaz bir ışığı ve şampiyon edası vardı. Asildi, farklı bir ruhtu. Yarışa çıktığımızda etrafa bakmayı severdi. Her şeyi dikkatlice izler, bugün farklı bir şey var mı analiz ederdi. Duruşu özeldi, gelir gezinti yapar, bir durur etrafı dinler, kendini hazır hissetmeden antrenmana bile başlamak istemezdi. Hemen farkı görürdünüz. Atçılıkla, at yarışıyla hiç ilgisi olmayan insanların dahi ‘Bold Pilot’ dendiği zaman gözlerindeki ışıltıyı görebilirdiniz. Bir yarış atından bir star doğmuştu. O koştuğu zaman ona özel seyirci gelirdi. Sırf onu görmek için hipodroma üç kat insan dolardı. Padoğa girdiği an alkış tufanı kopardı. ‘Bold Pilot’ hemen her koşusunda startingbox’a girerken huysuzluk yapar, tehlike yaşardı. Bir süre sonra o kendini sakatlamasın diye hipodromdaki insanlar birbirlerini susturmaya başlamışlardı. Tribünlerden çıt çıkmazdı. Bold Pilot da bunu hissederdi. Böyle güçlü bir sevgi vardı takipçileriyle arasında.”
"2 YILDA 30 YARIŞ 21 GALİBİYET"
1996-98 yılları arasında Karataş ve Bold Pilot ikilisi, birlikte rekorları kırıp, şampiyonlukları göğüsledi; birlikte 30 yarış, 21 galibiyet yaşadı. Art arda birinci oldukları 11’lik seri yaptılar. Bu sırada ünlü jokeyin hayatında eşzamanlı olarak başka büyük bir fırtına koptu: Özdemir Atman’ın kızıyla olan dostluğu, aşka dönüştü...
Şöyle anlatıyor:
“Eşimle, babası Özdemir Bey’le ilk seyahatte, 1991’de Phuket’te tanıştık. Sonra aileyle görüşmeye başladım ve dost olduk. Özdemir Bey ile çalışmaya başladıktan sonra ailenin bir ferdi olmuştum. Beni yemeklere çağırırlardı. Begüm’le çok iyi anlaşırdık, yıllarca çok iyi arkadaştık. Arkadaşken de her şeyi paylaşırdık. Dertlerimizi, sıkıntılarımızı, sevinçlerimizi... Sonra arkadaşlığımız aşka döndü. Onda öyle bir yürek vardı ki, tarifi yok..”
BOLD PİLOT'TAN BÜYÜK AŞK HİKAYESİNE
Özdemir Atman’ın vefatından üç sene sonra evlenen çift, iki çocuk sahibi oldu... Çocuklarına Azra ve Özdemir adını verdiler. ‘Sihirbaz’ lakaplı Halis Karataş’ın mutluluk tablosu, 2009’da eşi Begüm Hanım’ın meme kanserine yakalanmasıyla bozuldu. Beş yıllık mücadeleden sonra, Begüm Atman Karataş, 2014’te hayatını kaybetti. Şampiyon eşi kısa bir süre atlardan uzak dursa da, eşinin anısına bir şampiyonluk kazanmaya daha söz verdi. Başardı da: Gazi Kupası’nı bu kez eşinin anısına kaldırdı.
İşte, Halis Karataş'ın Bold Pilot hakkında aktardıkları;
6 Gazi Koşusu kazanmışsınız. 1996’da Bold Pilot ile pist rekoru kırmışsınız ve o rekor daha kırılamamış. Bunlar içinde sizin için en önemli başarı hangisiydi?
- 1996’da Enternasyonal Boğaziçi Koşusu Alman atı Galtee’ya karşıydı. O zaman Almanların en önemli atlarından bir tanesiydi. Bold Pilot’ın sevmediği, çimin yağmurdan ağırlaştığı bir yarış günüydü. Başlarda yarışa hâkimdim, sonra rakibim önüme geçti. Finişe doğru tekrar onu yakalayıp yarışı kazandık. Çok heyecanlı ve çok özel bir andı.
25 bine yakın ata binmişsiniz... İçlerinde en özeli Bold Pilot mıydı?
- Onun yeri başkaydı.
1998’de rahatsızlandı ama 2015’te öldü. Arada geçen bu zamanda, Bold Pilot neler yaptı, dostluğunuz nasıl ilerledi?
- Atman Harası’nda bakmaya devam ettik. O, benim için dosttan öteydi. Görmediğim zaman rahat etmiyordum. Bırakıp tatile bile gidemezdim. Şimdi çocuklarım var ve anlıyorum ki Bold Pilot da benim çocuğum gibiydi. O koşuyu bıraktıktan sonra sevenleri tekrar görmek istedi. 2013’te, 15 sene sonra haradan çıkararak jübile yaptık. O gün pistte binlerce kişi onu alkışlıyordu. Ve sanki o her şeyin farkındaydı.
Ve iki sene sonra hayatını kaybetti... Bold Pilot’ı kaybedince, bu durum nasıl etkiledi?
- Çok üzülüyorsunuz ama doğanın kanunu bu. Biz elimizden geldiğince ona en iyi şekilde baktık, gözettik. Şimdi mezarı haramızın içinde.
Bold Pilot’tan size kalan huylar var mı?
- Evet. Yağmur sevmezdi. Birçok koşusu da yağmurlu havalara denk gelmiştir. O yüzden hâlâ uyandığım an gider hemen pencereye yağmur yağıyor mu diye bakarım.
İkinizin de burun kemiği yamukmuş...
- “Jokeyimin burnu yamuk, ben de yamultayım, senkronize olalım bir ömür” demiş. (Gülüyor) Doğduğunda kayan ahır kapısını açayım da çıkayım diye uğraşıp kafasını arasına sıkıştırıyor. Burun kemiği yamuluyor.
Onu yeniden görseniz ne söylemek isterdiniz?
- Seni tanıdığım için çok mutluyum. İyi ki seninle birlikte olduk, yarıştık ve iyi ki seninle dertleştik.