Güncelleme Tarihi:
Hakemlerin VAR’a gidip baktıkları halde yanlış kararlar vermeleri rahatsız edici. Hakemler, taraflı değil; ama kötü ve formsuzlar. Kulüp yönetimleri de her hatayı bir sonraki hafta kendi lehine çevirmek için çok büyütüyor.
SORULAR:
1- VAR gelse de herkes yine hakemlerden şikâyetçi. VAR’a rağmen hakemler tartışılmayı nasıl başarıyor?
2- F.Bahçe camiası “Hakem kurbanı olduk” dedi. Yanal’ın tercihleri de şaşırttı. Yanal, o eski Yanal değil mi artık?
3- 11 yabancılı G.Saray’ın ilk 20 dakikalık performansı parmak ısırttı. G.Saray için “Lig şimdi başladı” demek mümkün mü?
4- Lucescu milli takımdan ayrıldı. Gözler şimdi Beşiktaş’ın hocası Şenol Güneş’te. Bundan sonra neler olacak?
5- Başakşehir, geçen sezonlarda da beklenmedik kayıplar yaşayııp zirveyi kaybetti. Yine derede mi boğulacak?
6- F.Bahçe ve G.Saray, Avrupa sınavlarına çıkıyor. Temsilcilerimizden nasıl sonuçlar bekliyorsunuz?
İBRAHİM SETEN:
Hakemlerimiz kötü; baskı altında toz şekeri gibi dağılıyor. Trabzon ve F.Bahçe aleyhine hatalarda artış var.
UĞUR MELEKE:
Tartışmalar hep kulüp odaklı olduğu için ilerleyemiyoruz. Herkes hakemden dert yanıyor. Oysa sorunumuz "hakemlik"
GÜNTEKİN ONAY:
VAR, hakemler için büyük kolaylık ve Türk futbolu için avantaj. Ama VAR'a rağmen hata olması düşündürücü.
MEHMET ARSLAN:
TFF, milyonlarca dolarlık yatırımla teknolojiyi hizmetlerine sundu; ama yönetimleri içler acısı!
İBRAHİM SETEN:
KULÜPLER, HATALARI BİLEREK BÜYÜTÜYOR
1- ARTIK herkesin kabul ettiği iki gerçek var: 1-Hakemlerimiz kötü ve baskı altında toz şekeri gibi dağılıyorlar. 2-Kulüplerimiz hatalar oyunu olan futbolda aleyhlerine gelişen her hatayı bir sonraki hafta lehlerine çevirmek için büyüterek, kamuoyu yaratıyor. Bu fasit dairede ya hakemleri geliştireceksin ya kulüplerin makyavelist zihniyetini değiştireceksin. İkisini de yapamayınca her sezon böyle anaforlar doğuyor. Bu arada klasman yaparsak, hakem hataları Trabzon ve F.Bahçe aleyhine artarak sürüyor. G.Saray ile Beşiktaş ortada. Başakşehir ise en şanslısı...
SUÇ FREY’i ALANDA, OYNATANDA DEĞiL
2- BAYILIYORSUNUZ tek maçta adam asmaya! Soldado’nun atılmasından sonra F.Bahçe açısından yokuş yukarı oynandı maç. Ancak
Jailson tek fırsatı gole çevirse maç başka türlü geçebilirdi; o da olmadı. Yanal’ı niye eleştiriyorsun, oyuna ekstra bir orta saha yerine Frey’i soktu diye.
Yani Frey’i 2.3 milyon Euro bonservis ödeyip alanların değil de oynatanın mı suçu var? F.Bahçe’nin baskı altındayken ileride top tutup takımın boyunu uzatacak bir santrfor ihtiyacı var. Ve bu eksiklik deplasmanlarda başını daha çook ağrıtır...
ŞAMPiYON OLAMAZSA BAŞARISIZLIKTIR
3- G.SARAY, devre arası transferleriyle takımın kalitesini bir gömlek yukarı taşıdı. Trabzon maçının belli bölümlerindeki futbol, G.Saray’ın
şampiyonluk yarışındaki en seçenekli kadroya sahip olduğunu gösterdi. G.Saray şuradan şampiyon olamazsa başarısızlık sayarım. Bu kadro iç sahada
puan kaybetmez, dışarıda da her ev sahibine kök söktürür. Yeter ki Avrupa ile lig rotasyonunda sorun çıkmasın ve başka faktörler devreye girmesin.
GÜNEŞ İLE ANLAŞMA SAĞLANMALI
4- ŞU an anket yapılsa, milli takımın başına geçecek isim olarak Şenol Güneş açık ara birinci çıkar. Dolayısıyla TFF’nin Güneş’i, Güneş’in de TFF’yi istemesi kadar mantıklı bir durum olamaz. Üstelik Orman milli görev söz konusu olunca iki tarafın da önünü açacak bir yaklaşım gösterdi. Lucescu gittiğine göre bundan sonra su akacak yolunu bulacak. Mart’taki iki maçı da düşünürsek; anlaşma
yakın zamanda sağlanmalı.
KONTRA TAKIMLARINA ÇÖZÜM BULMALI
5- BÜYÜK maçların en eli yüzü düzgün takımı Başakşehir, yıllardır hep küçük maçlarda zirveyi kaybetti. 2. golü bulamadıkları her küçük maçta konsantrasyon sorunu yaşıyor. Ligde de son düzlüğe girilirken küçükler oyuna daha sıkı asılıp puan kurtarmaya çalışıyor. Dolayısıyla Başakşehir’in kapanıp, ortayı kalabalık tutan ve iyi pas yaparak kontraya çıkan her takıma karşı yeni çözümler üretmesi lazım. Bu kapasiteleri var ama son hafta gerginliğini kaldırabilecekler mi, bilemiyorum...
iKiSi iÇiN DE MÜTHiŞ OLMAYACAK
6- F.BAHÇE’nin karizmayı kurtarmak için Avrupa’da bir hamle yapması şart. Ersun Yanal, iki tur geçerse gelecek sezon için de eli rahatlar. Ama geçmeleri hiç kolay değil. G.Saray ise Avrupa Ligi’nde başa güreşecek bir kadroya sahip olsa da tek kulvarda yarışan Başakşehir’e karşı önceliği Avrupa’ya değil, lige verecektir. Kafa kafaya güzel mücadeleler yaparlar ama iki takım için de Avrupa’da müthiş bir sezon öngörmüyorum...
GÜNTEKİN ONAY:
VAR’A RAĞMEN HATA YAPILMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ
1- 27 yıldır bu işi yapıyorum. Babamın mesleği dolayısıyla da yaklaşık 43 senedir futbol sahalarındayım. Tüm bu sürede şunu söyledik: “Hakem de insandır, hata yapar, göremedi, süzemedi, önü kapalıydı, pozisyonları bizim gibi farklı açılardan yavaş çekim tekrar izleme şansları yok vb.” Ama VAR’dan sonra şunları söylüyoruz: “Neden VAR’a gitmedi? Ve VAR’a gidip de seyrettiği halde nasıl bu kararı verdi?” Bence ilginç olan 2.’si. Diğer her şeyi belli ölçülerde makul karşılıyorum. Ama VAR’a gidip de verilen yanlış kararlar gerçekten rahatsız edici. Halbuki VAR, hakemler için büyük kolaylık ve Türk futbolu için büyük bir avantaj. Fakat VAR’a rağmen hata olması düşündürücü.
YANAL ASLINDA DOĞRUYU YAPTI AMA
2- F.BAHÇE, Kayseri’de çok etkisizdi ve kötü oynadı. Ersun Hoca’nın değişiklikleri de takımı geriye götürdü. Ancak teoride Ersun Hoca, aslında doğruyu yaptı. Takım 10 kişi; Tolgay, Ayew ve Ekici çok yorulmuştu. Yerlerine giren Frey, Elif ve Moses felaket bir oyun ortaya koydu. Ersun Hoca, bunu öngöremezdi. F.Bahçe’nin isyan ettiği pozisyonlar ilk yarıda üst üste geldi. Belki doğrudan skora etki eden hatalar olarak görülmeyebilir ama Isla’nın ve Tolgay’ın sarı kartları ağırdı. Mensah ve Şamil de açık sarı kartları görmedi. Bunların hepsi üst üste gelince doğal olarak bir infial oldu.
KADERİNİ DEPLASMAN BELiRLER
3- G.SARAY, ilk 20 dakika çok kararlı ve güçlüydü. Ancak yine de Trabzon’un bu kadar eksik kadrosu karşısında ben oyuna diğer bölümlerde daha fazla hükmetmesi gerektiğini düşünüyorum. Trabzon, genç kadrosuyla 1 gol attı, 4 de net pozisyon üretti. Sürekli öne doğru yüksek tempo oyunu olmaz; zaman zaman pas yaparak kontrolü elinde tutması gerekiyordu. Galatasaray’ın lig yarışındaki durumunu deplasman performansı belirleyecek.
BEŞİKTAŞ DA MAĞDUR EDİLMEMELİ
4- LUCESCU gitti. TFF ve Güneş anlaşmasını da herkes bildiğine göre yapılması gereken, işi resmiyete dökmek. Önemli olan Beşiktaş’ı mağdur etmeden çözüm bulmak. Beşiktaş’ın tavrı da çok belirleyici olacaktır. Sezon sonuna kadar Güneş’in iki takımı da çalıştırması en makulü. Beşiktaş, Haziran’dan itibaren gideceği kesin olan hocayla yarışı sürdürmek ister mi? Bu cevabı da Orman verecek.
BU LiGDE DERE YOK, NEHiRLER VAR
5- BAŞAKŞEHIR, bu sezon daha tecrübeli, daha geniş ve güçlü bir kadroya sahip. Ancak takım yaşlı ve yüksek tempo oyununda zaman zaman bocalıyor. ‘Dere’ ifadesine katılmıyorum. Bir Nil, Amazon seviyesinde olmasa da bu ligde ‘dere’ yok; irili-ufaklı nehirler var. Her rakip dişli, her maç zor.
Mücadele düzeyi çok yüksek. Öyle yürüye yürüye top oynayıp, kazanma devirleri geride kaldı.
iLK MAÇTA DENGELi BİR OYUN ŞART
6- ZENIT güçlü ama maç ritminden uzak. Nasıl
olduklarını kendileri de bu akşam ölçecek. Fenerbahçe’nin UEFA listesi, takımın tüm potansiyelini yansıtmıyor. İşi kolay olmayacak. Benfica ise,
son yılların en yüksek moral ve form grafiğini yakaladı. Son 3 lig maçında 19 gol attı. Lig ve kupadaki derbide Sporting’i 2 kez üst üste yendi. Oturmuş ve yetenekli bir takım. Kontrollü ve işi rövanşa taşıyacak skorları bulacak şekilde dengeli oynamalıyız.
MEHMET ARSLAN:
HAKEMLER İMKÂNSIZI BAŞARIYOR!
1- TÜRKIYE’de kulüpler başarısızlıklarını TFF’ye, hakemlere ve bir takım güçlere mal etmede oldukça mahir. Buna bir de hakemler üzerinde uyguladıkları baskıyı ekleyin. Buraya kadar hep hakemlerin yanında oldum. Ama bu sezon hakemler de imkânsızı başarıyor! TFF milyonlarca dolarlık yatırım yaptı. Tüm teknolojiyi hizmetlerine sundu. Ama buna rağmen yönettikleri maçlar içler acısı. Sanıyorum bunu önlemenin en anlamlı yolu yeni bir hakem değerlendirme sistemini devreye sokmak. Gözlemci raporları tek başına yeterli olmamalı. Hakemlerin antrenman sistemi dahil, maç verilmesi belirli bir kritere bağlanmalı. Ve bazı yeni yaptırımlar da hayata geçmeli.
YANAL’IN ZAMANA iHTiYACI VAR
2- FUTBOL sürekli gelişiyor ve yenileniyor. Liverpool’un taç antrenörü bile var artık. Ve taç antrenörüyle taç atışı verimliliği ve bu yolla buldukları gol pozisyonu sayısı da arttı. Doğal olarak antrenörlük de gelişiyor ve değişiyor. Bakın Mourinho’ya. Terim gibi çok baskın bir karakterdi o da. Futbolcularını baskı altına alır, psikolojik olarak baskılar ve kendi otoritesine bağlı kılardı. Ama artık dünyada bu tür teknik adamlık kalmadı. Guardiola ve Kloop, yeni bir yorum getirdi teknik adamlığa ve futbola. Çünkü oyuncu ve oyun değişti, değişiyor sürekli. Yanal’ın bu değişime ne kadar uyum sağladığını test edemedik daha. Çünkü elindeki kadronun kalitesi tartışılır halde. Hal böyle olunca Yanal’ın takımı ancak uzun süre çalışmayla bir yere gelebilir. Bunun için de yeterli zamanı yoktu. Ama Fenerbahçe’nin daha derli toplu bir takım haline geldiği de çok açık.
ARTIK ŞAMPİYONLUK ADAYIDIR
3- GALATASARAY’ın oyunundan daha ziyade, Başakşehir’in puan kaybetmesiyle lig yeniden başladı. Galatasaray’ı bu kadar iştahlı
kılan da bu puan kaybıydı. Ama 20 dakikalık o performans gerçekten çok etkileyiciydi. Bana sorarsanız da lig şimdi başladı. Ve kartlar yeniden dağıtılıyor. Artık Galatasaray şampiyonluk adayıdır.
GÜNEŞ ÇEKiNiYOR ORMAN KORKUYOR
4- · 1- Şenol Güneş, milli takımı çok istiyor. · 2- Fikret Orman ve yönetimi de Güneş’in gidişine sıcak bakıyor. · 3- Güneş, “Beşiktaş bırakıp gitti” suçlamasından çekiniyor. · 4- Orman, “Güneş’i gönderdi” suçlamasından korkuyor. · 5- İki taraftar da bunu net bir biçimde kamuoyuna açıklayamıyor. · 6- İstiyorlar ki, kendilerine hiçbir eleştiri gelmeden bu iş sonuçlansın. Bütün bu yazdıklarım benim düşüncelerim. Doğru karar ne mi? Güneş’in milli takımla anlaşması. Çünkü aklı milli takımda kalan Güneş, gelecek yıllarda Beşiktaş’ta ne kadar başarılı olur tartışılır.
BAŞAKŞEHiRLiLER “iYi OLDU” DiYOR
5- KONUŞTUĞUM pek çok Başakşehirli bu beraberliğin kendileri açısından ‘iyi’ olduğunu söyledi. “Takım çok havalandı ve nasılsa şampiyonuz havasına erken girdi” dediler. Bence de doğru bir tespit bu. Medipol Başakşehir bu gereksiz özgüveninin faturasını ödüyor. Cumartesi günkü oyunları devam ederse şampiyonluk onlar için hayal olur.
G.SARAY HAYAL KURDURUYOR
6- F.BAHÇE’nin tek hedefi Avrupa Ligi. Terim’in de en büyük hayali bu kupayı ikinci kez kazanmak. Bütün bunlar bizi umutlu olmaya itiyor. Bu maçları geçip tur atlarlarsa umudum ikiye katlanacak. Neden diye sormayın. Bu bir his. Avrupa’da atlanacak bir tur bizi bambaşka hayaller kurmaya itebilir. Bu hayalin potansiyeli özellikle Galatasaray’da fazlasıyla var.
UĞUR MELEKE:
HERKES MENFAAT PEŞİNDE
1- BU tartışmayı 50 yıldır kulüp odaklı yaptığımız için ilerleyemiyoruz. Herkes kendine menfaat, başkasına adalet istiyor. Herkes hakemden dert yanıyor, oysa sorunumuz ‘hakemlik’. Hakemlerimiz taraflı değil, sadece kötüler. Ve elbirliğiyle ‘hakemliği nasıl geliştiririz’e kafa yormalıyız. VAR’ın hayatımıza girmesiyle gözlemciliğin fonksiyonu kalmadı. Neden Murat Ilgaz’ları, Kamil Abitoğlu’ları VAR masasında kullanmıyoruz? Ya da yaşı dolunca Aydınus’u, Çakır’ı mesela? Neden erken emekli olan futbolcuları hakemliğe yönlendirmiyoruz? Sorunu herkes söylüyor, birileri de çözümden bahsetse artık!
YANAL ESKi YANAL, LiG DEĞiL
2- HAKEM özellikle ilk devre göstermediği kartlarla kontrolü kaçırdı ama Yanal’ın 45’ten itibaren yaptığı değişiklikleri de felaket. Devrede Ayew’in çıkmaması, Frey’in girişiyle orta sahanın tamamen boşaltılması feci kararlar. Yanal eski Yanal da, lig eski lig değil! Artık orta sınıfla büyükler arasındaki fark o kadar az ki, İstanbullular en ufak hatanın faturasını ağır ödüyorlar.
HERKESİ BİR ADIM İLERİ TAŞIDI
3- GOMIS’in gittiği gün Galatasaray, ‘pause’ tuşuna basmıştı, Diagne’nin başladığı gün tekrar ‘play’ dediler. Sarı kırmızılıların üçüncü bölgeye kadar olan oyununda zaten sorun yoktu, ama en uçta gerçek bir santrforları olmadığı için hep ağızda acı bir tat kalıyordu. Diagne gol atsın-atmasın, oradaki varlığı bile Galatasaray forması giyen herkesi bir adım ileri taşıdı. Galatasaray için lig de, Avrupa da şimdi başladı bence.
BU iŞ ÇOKTAN BiTMiŞ BENCE
4- 2008 sonrası 5 büyük turnuvanın 4’ünü pas geçtik; birine de mucize eseri katılıp son 16’ya kalamadık. 11 yıldır kıtanın top 16’sının dışında, teferruatız! Böyle uzun süreli bir başarısızlıkta nesil değişikliği, neşter gerekir. “Adam gibi adamlar” ekibine neşter vuruldu, dönüşüm yaşanıyor, sancı normal. Güneş de bu dönüşümü sürdürecekse, elbette faydalı olur. Zaten Orman da “Hayır, 3 yıllık kontrat teklif ettik” demediğine göre, bu iş bitmiş çoktan.
LiG BU SEZON ÇOK REKABETÇi
5- ERZURUM’u evlerinde Beşiktaş, Trabzon, F.Bahçe de yenemedi. Lig olağanüstü dengeli. Geçen hafta Alanya, G.Saray’a karşı şutlarda 11-5 üstünlük kurmuştu; bu hafta da Erzurum, Başakşehir deplasmanında şutlarda 13-9 üstün. Büyüklerle orta sınıf arasında sadece skor değil, oyun anlamında da büyük fark oluşmuyor. Bu süper rekabetçi sezonda Başakşehir’in de puanlar kaybetmesi son derece doğal.
G.SARAY’DAN UMUTLUYUM
6- F.BAHÇE, ligleri tatilken 3. kez bir Rus takımıyla karşılaşıyor. Daha önce Lokomotiv, fiziksel olarak hazır gözükmüyordu, Krasnodar’sa diriydi. 2 aydır top oynamayan, son 3 resmi maçını kaybeden, Paredes’i de Paris’e gönderen Zenit pekala geçilebilir. Ama listeye Ekici-Soldado yerine Sadık-Tolgay’ı yazan F.Bahçe’nin esas hedefinin Avrupa olduğundan şüpheliyim. Diagne’li G.Saray’dan da umutluyum. Benfica, şu galibiyet serisi içinde bile kupada Porto’ya kaybetti. Porto’dan iyi değiller ve G.Saray’ın Porto maçlarında Diagne sahada olsaydı sonuçlar farklı olurdu bence.