Güncelleme Tarihi:
Sadece Türkiye’nin değil dünyanın konuştuğu hakem Halil Umut Meler, Hürriyet Spor Müdürü Mehmet Arslan’a konuştu. Meler, Ankaragücü-Rize maçında yaşanan olayların başkent ekibinin teknik direktörü Emre Belözoğlu’nun provokasyonu ile başladığını söyledi. O gece ve sonrasında neler yaşandı. Bundan sonra ne yapacak? İşte noktasına virgülüne dokunmadan Halil Umut Meler’in açıklamaları...
MAÇ İÇİNDE HİÇBİR SIKINTI YOKTU
· Maç bitti, düdüğü çaldın, o andan itibaren ne oldu?
· Aslında bunu en baştan anlatmak lazım. Normal, çok da güzel bir maç oldu. Kora kor bir mücadele vardı. Bizim hakemlik anlamında, teknik anlamında oyunu, oyun yönetimini etkileyecek kötü yönetim sergilediğimiz bir ortam oluşmadı. Tribünlerden yana da çok büyük sıkıntılar oluşmadı. Ama şimdi hep düşünüyorum. Ekstra bir durum 90+6’da bir gol oldu. Sadece 1-0’ken 1-1 bitti. Sonuçta paylaşılan bir puan oldu. Oyunculardan herhangi bir protesto yoktu. Çünkü yedikleri gol öncesi tartışmalı pozisyon da olmadı son dakika. Normaldi.
YUMRUK SONRASINI HATIRLAMIYORUM
· Maçtan sonra düdüğü çaldıktan sonra oyuncular teşekküre ve tebrik etmeye geldi. Ki bu da görünüyor zaten ekranlarda. O arada Emre Belözoğlu’nun elini, kollarını gördüm. O arada rakip teknik direktör İlhan Palut onu tuttu. Tam biz ne oluyor, ne bitiyor, neler deniyor diye oraya odaklandığımızda eylemi yapan şahıs sol tarafımdan yumruğu vurdu. Ondan sonrasını hatırlıyor muyum, hatırlamıyorum. Çünkü yerde darbe yiyordum. Zaten polis de temsilciler de bunu beklemiyordu. Beklenmeyen bir durum, çünkü oluşabilecek hiçbir hadise yoktu. Sadece bu durumu provoke eden teknik direktördü. Başka hiç kimse değildi.
BENİMLE İLGİLİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜ SÜRÜYOR
· Emre Belözoğlu mu provoke etti?
· Evet bu alenen gözüken bir şey. Maç içerisinde desin ki ‘Bana bu hatayı yaptın, ben senin yüzünden gol yedim.’ Yok. Ankaragücü Spor Kulübü ya da taraftarlarının da bir şeyi yok. Normal bir aksiyonu var. Ya bunu öncesinde planladı. Çünkü biliyorsunuz 2018 yılında benimle ilgili şahsi bir görüşü vardı. Bu şahsi görüşün devam ettiğini düşünüyorum ben de şu an.
EMRE BELÖZOĞLU ÜZGÜN AMA NEYE ÜZGÜN?
· Sakatlandığımda gülüyordu’ demişti...
· Darbe yediğinde ben ona gülmüşüm. ‘Güldüğümü ispatlasın, tamam’ dedim ben. Benim için problem değil. Ben bunu hiçbir zaman şahsileştirmedim. Onun görüşüydü. Ama şu güne geldiğimizde beni üzen konu şu; bana o eylemi yapan kişi, yumruk atan kişi benden ve ailemden yazılı olarak özür dilemesine rağmen kendisi özür dilemedi. Emre Belözoğlu özür dilemedi. Varsa ispatlayın, yaptı deyin, ‘mesaj attım’ desin... Ama şu ana kadar, farkındaysanız 2 gün öncesinde verdiği röportajda da herhangi bir şey yok. Üzgün olduğunu söylüyor ama neye üzgün? Şiddeti yapanın şu durumda olduğuna mı üzgün? Yoksa bu duruma kendisi getirdiği için mi üzgün? Yoksa ben darbe yediğim için mi üzgün?
MEHMET ARSLAN’IN NOTU
· Emre Belözoğlu bir röportajında “Hayatımda hiçbir hakemin, ben tekme yerken güldüğünü görmedim. Halil Umut Meler’i hayatım boyunca unutmayacağım. O da bunu iyi bilsin” demişti.
FARUK KOCA’YI AFFETMEDiM ASLA AFFETMEYECEĞiM
· Hukuksal olarak sürecin takipçisi olacağını söyledin peki vicdanen affettin mi Faruk Koca’yı?
· Hayır affetmedim, affetmeyeceğim. Bunu özellikle bir çok yerde söyledim bunu yapan kendisi bir yumruk attı, yıkıldım ve yere düştüm. Ama asıl yerdeyken vurulanlar benim hayatım boyunca unutamayacağım bir durum olacak. O yüzden vicdanen asla affetmeyeceğim. Hiçbir şekilde affetmeyeceğim, yapanları da bunu tahrik edenleri de asla affetmeyeceğim. Bunu özellikle söylüyorum tahrik edeni de edenleri de affetmeyeceğim.
ASLA BiR CAMiAYA MAL ETMiYORUM
Bunu kimse kesinlikle ama kesinlikle bir camiaya mal ettiğimi düşünmesin. Bir kişinin veya birkaç kişinin yaptığı bir şeyi asla koca bir camiaya mal etmem. Bu konuda herkesin gönlü rahat olsun. Hakem arkadaşlarımın da bundan sonra gideceği müsabakalarda sahada gördüklerini çalacaklarından hiç şüphem yok. Kulağıma bazı şeyler geliyor bu konuyla ilgili. O olacak bu olacak şeklinde.
HAKEM ARKADAŞLARIM ÇIKIP GÖRDÜĞÜNÜ ÇALACAK
· ‘Hakemler Ankaragücü’nü cezalandıracak’ iddiaları için ne dersin?
· Hayır asla böyle bir şey yok. Benim hakem arkadaşım gidecek gördüğünü çalacak bu kadar. Kimsenin bu konuda gözü arkada kalmasın. Herkes bundan sonra işine ve futboluna odaklansın. Ama şahsi olarak eylemi gerçekleştiren ve buna çanak tutanları asla affetmeyeceğim.
CUMHURBAŞKANIMIZ BANA ÇOK BÜYÜK DESTEK VERDI
· “O eylemler gerçekleştikten sonra ben orada bir duruş sergiledim. Mesajım şuydu; biliyorsunuz ki 2024-2026 (Avrupa Şampiyonası-Dünya Kupası) belki de kariyerimize başladığımızda en büyük hedeflerimizden biridir. Ve buna en büyük adaylardan biriyken, ben şu kararı verdim orada: Bu şiddet devam ettiği sürece ben yokum. Akabinde hastaneye gitme, hastane süreçlerinden sonra gelişen olaylarda sayın Cumhurbaşkanımızın çok büyük desteği ile sayın bakanlarımızın çok büyük destekleri ile birlikte çok hızlı bir reaksiyon alındı. Bu süreç içerisinde arayan, soran, döndüğüm dönemediğim herkesten çok olumlu tepkiler aldım. Zaten herkes bu şiddete karşı. Ve süreç artık çok hızlı bir şekilde sürdüğü ve devletin kontrolünde olduğu için şu anda sadece düşünme aşamasındayım.
GÖRÜNTÜLERi iZLEMEDiM iZLEMEYECEĞiM DE
· O görüntüleri izledin mi?
· Hayır hiç izlemedim. İzlemeyi de düşünmüyorum. Birinci sınıfa giden oğlum var. Bütün okul bu konuyu konuşuyor. Öğretmenlere de çok teşekkür ediyorum çünkü okulda bu konuyu konuşmayı yasaklamışlar. Onlar yasakladığı için bizim evde de konuşmak yasak.
· Oğlun hiç sormadı mı?
· Ne oldu dedi, çarpışma oldu sadece dedim.
BU PSiKOLOJi iLE SÜPER KUPA’YI YÖNETEMEM
· Hayalinde hangi maçı yönetmek var?
· Dünya Kupası finali. Olur, olmaz hiçbir şey söylemiyorum. Vardı ve olacak.
· Riyad'da Süper Kupa finali var. Yönet deseler bugün yönetebilir misin?
· Hayır yönetemem.
· Neden?
· Psikolojik olarak hazır değilim. Çünkü o maçlar özel maçlar. Her maça gerekli özenin gerekli hassasiyetin gösterilerek en şeffaf şekilde psikolojik olarak kendini hazırlayarak gitmen gerekiyor. Emek harcayarak gitmen gerekiyor. Ondan dolayı hazır değilim.
iLHAN PALUT ONU TUTMASA NE OLACAKTI?
· Oradaki tavırları mı başkanı tahrik etti diyorsunuz? Yoksa önceden planlanmış bir şey var mı diye düşünüyorsunuz?
· Şimdi baktığımız zaman 2018’de böyle bir beyanı var. Var mı röportajlarında, var. Şimdi bakıyorum benden özür dilemiyor. Ne düşünürsünüz? Beni bırakın ailemden özür dilemiyor. Benim 95 yaşındaki anneannem İzmir’den kalktı geldi ağlaya ağlaya. Benim 10 günlük çocuğum var.
SiZ NE DÜŞÜNÜRSÜNÜZ?
· Anlatabildim mi demek istediğimi? Bakın bu eylemi yapan kişi, yumruğu atan kişi benden ve ailemden özür dilemesine rağmen kendisi özür dilemedi. Buradan yola çıkarak söyleyeyim; siz ne düşünürsünüz? Soruyorum şimdi aleni bir şekilde; rakip teknik direktör İlhan Palut onu tutmasaydı ne olacaktı?
· Sözlerini duyabildiniz mi?
· Hiç duyamadım. Ellerini, kollarını görüyorsunuz ama sözleri ne olduğunu duymuyorsunuz. Temsilcilerden de bir şey gelmedi. Burada hastanede, okulda, trafikte, sosyal bir ortamda biz şiddete tepki göstermeye çalışırken kendisinin özür dilemeyişi hâlâ kafamda soru işareti.
DÖNÜŞÜME AİLEM KARAR VERECEK
Eşinin, annenin, babanın, büyükannenin reaksiyonları, tepkileri ne oldu?
· Nasıl olabilir? Bunun olmaması lazımdı. Ailemin bu duruma düşürülmemesi lazımdı. Sonuç itibariyle bir aileyiz biz. Benim en çok üzüldüğüm onlar oldu. Şu anda zaten onların vereceği karar benim için daha önemli. Onların söylemleri ile bir şekilde yoluma devam edeceğim.
EŞiM GÜÇLÜ DURUYOR AMA HALEN ŞOKTA
· Eşinin tavrını merak ediyorum?
· Eşim şu anda güçlü duruyor. Ama o bir anne. Bana hissettirmiyor ama yalnız kaldığında çok şeyler düşünüyor. Şu anda hala olayın şokunda. Çocuklara karşı da pozitif olması gerekiyor ve dışarıya karşı çok güçlü bir duruş sergiliyor. Soyunma odasına gider gitmez de eşimle, anne ve babamla konuşup iyi olduğumu bilsinler istedim. Sonrasında da kimseyle konuşmadım. Ailem hastaneye gelmek istedi ama özellikle ben gelmelerini istemedim.
İnanıyorum ki artık yalnız olmayacağız
· O yumruk sana atıldı ama bir sporsever olarak senin şahsında o yumruğu hepimiz yedik. Ne kadar yalnızsınız hakem olarak?
· Çok yalnızız. Ama bu saatten sonra bu durumdan sonra yalnız olmayacağımızı, olunmayacağını düşünüyorum. Çünkü bu durumun artık olumlu olacağını düşünüyorum.
ÖDÜN VEREREK GELDiK
· Yalnızlığı tarif eder misin?
· Yalnızlık; bireysellikten ötedir aslında. Biz bireysel gibi gideriz. Herkes dost gibi, arkadaş gibi, destekçiniz gibi görünür ama maalesef bir karardan sonra sanki dünya değişir. Değiştiği zaman zaten insanların yüzünü görürsünüz.
Burada önemli olan verdiğimiz-vermediğimiz, yendi-yenmedi, oldu-olmadı, rengi, osu-busu değildir.
Biz bütün hakem arkadaşlarla birlikte o zamana kadar aslında ailesel olarak birçok şeyden ödün vererek geldik.
Biz bir babayız, kardeşiz, evladız
· Sadece sahanın içinde forma ile görünen bir yüz değiliz biz. Biz normal sosyal alanda eşimizin, dostumuzun, sevenimizin, sevmeyenimizin olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Sadece kamuoyunun önünde farklı gösteriliyoruz. Ve biz tanınmıyoruz, bilinmiyoruz. En büyük yalnızlığımız da bu. Biz sadece formayı giyip, sahaya çıkıp evet bu sarı kart, bu penaltıydı, doğruydu, yanlıştı değiliz.
Biz bir babayız, abiyiz, kardeşiz, evladız. Aslında bunun bilinmesi gerekiyor. Bu sürece kadar bu insanların nasıl geldiğini, nerelerde okuduğunu, nasıl hedeflerle geldiğini, neden geldiğini, ne yaptığını kimse bilmiyor.
SORUN İLETİŞİM EKSİKLİĞİ
· Sence o sorun ne?
· İletişim... İletişim eksikliği...
· Kulüplere hakemler mi? Hakemlerle teknik direktörler mi? Belki de hepsi diyeceksin.
· Hepsi. Çünkü biz paydaşız. Bu işin içerisinde iki takım olması gerekiyor.
· Peki kulüplerin başarısızlıklarını hakemlere yüklediğini düşünüyor musun?
· Ben bunu başarısızlık olarak görmüyorum. Başarısızlık farklı bir şey. Başarılı olmak farklı bir şey ama sadece hakemlik bir problem var demek çok farklı bir şey. Burada oturup tartışıldığında neyin ne olduğu konularının, aslında hakemliğin ne olduğunun, ne eğitimler alındığının, eğitim alındıktan sonra yapılan açıklamaların ne yönde yapıldığını anlamak gerekir. Paydaşlar olarak ne olduğunu oturup konuşacağız, sonra hep beraber çözeceğiz.
FEDERASYON BENi HiÇ YALNIZ BIRAKMADI
· Peki federasyonun desteğini hissettin mi? Son dönemde hakem camiasının TFF’ye yönelik sitemleri vardı...
· Ben o demeçleri bir ağızdan duymadım öncelikle bunu söyleyeyim. TFF yönetimi maçları erteleyerek arkamızda olduğunu gösterdi. Sürekli arayıp sordular beni. O süreçte hiç yalnız bırakmadılar. Sadece TFF değil aynı zamanda devletimiz, siyasi partiler, STK’lar, Kulüpler Birliği geldi... Kulüpler Birliği Başkanı Sayın Ali Koç ve diğer başkanlar ziyarette bulundu. Birçok mesaj ve telefon aldım.
FIFA ve UEFA’dan destek mesajları geldi. Artık her şey geçmişte kaldı. Artık her şey güzel olacak. Buradan dersler çıkarılacağını büyük adımlar atılacağını herkes biliyor. Artık TFF’nin çalışacağını, adil olacağını biliyorum. Ben inanılmaz pozitif yaklaşımlarını gördüm.
ARTIK HAKEMLER DAHA iYi OLACAK
· Hakem arkadaşlarımızın da bundan böyle daha iyi performans sergileyeceğini düşünüyorum. Bence bu bir milat oldu. Ama lütfen görevlerini yaparken kimse onları rencide etmesin. Kimse provoke etmesin. Herkes orada işini yapıyor. Deniyor ki sorun eğitim eksikliği. Hayır, kurumsal firmalarda olmayan eğitim hakemlikte var. Bu nedenle hakemlerin cesaretlendirilmeleri gerektiğini düşünüyorum. Onların da bazı şeylerden yorulduğunu düşünüyorum. Hep diyoruz ya baskı baskı... Sadece ben değil onların da birer ailesi var.
HAKEM ARKADAŞLARIM EYLEMiBENiMiÇiNDEĞiL HAKEMLiK iÇiN YAPTILAR
· Hakem arkadaşlarının o gece o yumruk sonrası tavrını nasıl değerlendirdin?
O gece FYS sistemine 25 hakemin birden mazeret girmesi sana neler hissettirdi? · HABERİM yoktu. Onlar da bir eylem gerçekleştirdiler. Bunu benim için değil hakemlik için yaptılar. Birlik olabileceğimizi gösterdiler. Tüm spor kamuoyuna ‘biz de futbolun bir paydaşıyız’ mesajı verdiler. Nasıl ki bir futbolcu olmadan müsabaka oynanmıyorsa bir hakem olmadan müsabaka oynanmaz. Bakın sahanın içindeyiz biz. Ben o arkadaşlarıma çok teşekkür ettim. O desteği bana hissettirdiler. Hastanede onları görünce moralim yükseldi. O desteklerini hayatımın sonuna kadar unutamayacağım.
‘ŞU TAKIMI ŞAMPiYON YAPACAK’LAR SÖYLEMi KÜLLiYEN YALAN
· ‘Hakemler bu sene falanca takımı şampiyon yapacaklar’ ya da ‘İzmir’de bir hakem çetesi var’ gibi komplo teorileri hakkında ne söylersin?
· Külliyen yalan. 9 yıldır Süper Lig’deyim ve Avrupa’ya geçtim. 9 yıl amatörde hakemlik yaptım. Bilen biliyor açsın baksın. Orada da aynı şeyler vardı. Bu şampiyon olacak, şu şampiyon olacak diye. Süper Lig’e geldim yine aynısı. Bu sefer sahadaki oyuncunun emeğini yok sayıyorlar. İşe biraz da bu yönden baksınlar. Şimdi biz mi oyunun kaderini belirliyoruz yoksa oyuncular mı?
FUTBOLCULARA DA TAKTiĞE DE ÇALIŞIRIZ
· Maç öncesi oyunculara çalışır mısın?
· Kesinlikle çalışırım. Bu bizim işimiz. Oyuncular kadar taktiklere de çalışıyoruz. Hangi sistemle sahaya çıkıyor, hangi oyuncu hangi oyuncuyla eşleşebilir. Neden sürekli sarı kart görmüş, nasıl görmüş, kırmızı kart olayı ne kadar çok görülüyor, bir takım ne kadar çok sarı-kırmızı kart görüyor. Bunları çalışıyoruz.
KULÜPLER BiRLiĞi’NE ÇOK TEŞEKKÜR EDERiM
· Kulüp başkanları ne söyledi. Seni duygulandıran ne oldu bu ziyaretlerde?
· Hepsine tek tek teşekkür ediyorum. Kulüpler Birliği Başkanı Sayın Ali Koç ve nezdinde gelen, telefonla arayan, selamlarını gönderen ve desteklerini gösteren tüm başkanlara tekrar teşekkür ediyorum. Bugüne kadar bir hakem evine kulüp yetkilileri gelmemiştir ama bu durum farklı. Buradan çıkaracağımız en önemli ve en pozitif yön bundan sonra bir şeylerin değişeceğini ve milat olacağının kanıtı olarak görüyorum.
HAKEME SAYGI DUYULMUYOR
· Türkiye’de hakem sorunu mu, hakeme bakış açısı sorunu mu var?
· Hakeme bakış açısı sorunu var. Tanımıyoruz. Tanımamız gerekiyor, bilmemiz gerekiyor. Beden dilimizden bizim karakterimizi çıkarmış gibi lanse ediyorlar. Biz o anlattıkları kişi değiliz. Bizi sosyal hayat içinde tanımaları gerekiyor.
· Türk toplumu olarak veya kulüpler olarak bizim hakemlere bakışımız nasıl?
· Bence önce saygı duyulması gerekiyor.
GERÇEKTEN ARAŞTIRILMALI
· Yanı saygı duyulmuyor mu?
· Hayır bence duyulmuyor. Saygı çok önemli bir şey. Bu saygı bizlerin onlara gösterdiği kadar olmalı, fazlası değil. Herkes işine ne kadar saygı gösteriyorsa, ne kadar profesyonelse profesyonelliğin getirdiğini sahada uygulamak zorunda. FIFA, UEFA ve MHK tarafından uygulanan talimatlarla hareket ediliyor. Bunun içinde formda-formsuz, iyi-kötü ayrımı yapılabilir. Ama bir sorun varsa bunun sadece hakemlerle ilgili olduğu düşünülmemelidir. Bu topyekün bir sorundur. Gerçekten ne olduğunun araştırılması gerekiyor.
· Elit seviyede bir hakemin bunun çözümü için önereceği bir şey var mı?
Pozitif bakılması gerekiyor. Maçtan sonra güler yüzlü olalım. Yorumlarımızı, demeçlerimizi ona göre verelim.
PSiKOLOJiMi KORUMAK iÇiN YORUMLARI iZLEMiYORUM
· Hakem yorumlarını izliyor musun?
· Hayır, bunları izlemiyorum.
· Kendini, ruhunu korumak için mi izlemekten kaçınıyorsun?
· Ruhunu korumak mı dersiniz yoksa devamlı aynı şeylerin artık etki yapmaması mı dersiniz... Bakın, devamlı aynı şeyleri söylerseniz artık karşı tarafa bir şey iletemezsiniz. Onu otomatik olarak beyin almaz. Yani ruhumu mu yoksa psikolojimi mi koruyorum derseniz, ikisini de.
HATA OLURSA FUTBOLCULAR GiBi BEN DE ÜZÜLÜYORUM
· Bir hatalı maç yönetti, sonuca direkt etki etti. Kendini nasıl rehabilite eder Halil Umut Meler?
· Öncelikle bir sonraki maçta bunun önüne nasıl geçeceğimi düşünürüm. Hatanın üstünde durmam ama gerçekten çok üzülürüm. Formülüm bu hataya gelinceye kadarki sürece bakmak. Anlık konsantre kaybı mı, kondisyon hatası mı, ne düşünmem gerekiyordu neyi okuyamadım. İrdeleyip çözümü bulduktan sonra maçta yönetimsel anlayışınızın içine koyuyorsunuz.