Güncelleme Tarihi:
Bakanla gergin sohbet
Bakan Mumcu ‘‘İcraatlarımı Antalya lehine yapıyorum. Ödeneğin yüzde 40'ı Antalya'ya gitti’
TURİZM Bakanı Erkan Mumcu'nun, Antalya'dan esirgediği paraları memleketi Isparta'nın Yalvaç İlçesi'ne gönderdiği, St. Paul'ün inanç turizminde ön plana çıkarıldığı iddiaları gündemi uzun süre meşgul etti.
Son olarak Turizm Bakanlığı'na bağlı Tanıtma Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı kitapta, inanç turizmi etkinlikleri içinde Noel Baba'nın sayılmaması, Antalyalılar açısından bardağı taşıran son damlaydı. Turizmciler büyük tepki gösterdi buna...
İstanbul'daki, Emitt 2000 Turizm Fuarı'na gitmişken, bakan Mumcu ile bu yazılanları görüşüp konuyu, ‘‘Haftanın Sohbeti’’ne taşımak istedim. Bu amaçla, Beylikdüzü'ndeki TÜYAP Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'ne gittim. Turizm Bakanı Mumcu'nun ATSO'nun kokteylinde olduğunu öğrendim. O salona yöneldiğimde bakanın Antalyalı turizmcilere yaptığı konuşma kulağıma çalındı... ‘‘Sizden ricam, kaliteden kesinlikle taviz vermeyin’’ diyordu bakan Mumcu...
SERT ÜSLUPLA
Ben içeri girdikten bir kaç dakika sonra konuşmasını bitirdi. Etrafını çeviren bürokrat ve Antalyalılar ile beraber koridora çıktığı anda gergin dakikalar yaşandı. Bu gerginliği başlatan da yine Mumcu oldu. Mumcu, kalabalığından içinden beni farketmedi. İstanbul'dan foto muhabiri arkadaşım Tamer Yüksel'in fotoğraflarını çektiğini görünce de, sert bir üslupla, ‘‘Hangi gazetedensin?’’ diye sordu. Kalabalığın içinden sıyrılıp bu sorunun cevabını ben verdim; ‘‘Hürriyet Gazetesi'nden sayın bakanım’’...
İşte, o cevap gerginliğin tuzu biberi oldu. O kadar sinirlendi ki, hemen bir puro istedi ve yaktı. Bakanın, ‘‘Şunu da yazdınız, bunu da yazdınız, Allah'tan korkun’’ sözlerinden fırsat bulup, ‘‘Ben de Antalya'dan bu konuları sizinle konuşmak için geldim’’ diyebildim. Hemen VIP salonuna geçip başladık sohbete...
TATLI BİTTİ
Gergin geçen sohbet tatlı bitti. Ve, bugüne kadar hiçbir gazeteciye takmadığı bakanlık rozetini, kendi elleriyle ceketimin yakasına taktı. Antalya'da görüşmek üzere vedalaştık.
Bir önemli notum olacak. Daha önce de yazdım, yine hatırlatayım. Isparta ve hele hele Yalvaç ile herhangi bir problemim veya takıntım hiç olmadı, olamaz da... Benim amacım, ödeneklerin hak edene gitmesi... Bugün mağdur olan Antalya ise, yarın Isparta olabilir. İnanın o zaman da Isparta'nın yanında ve en büyük savunucusu ben olurum.
İcraatlarınızda Antalya-Isparta ayırımı yapıyor iddialarına ne diyorsunuz?
Yapıyorum ama Antalya'nın lehine olarak.
Antalya'nın lehine olan nedir?
Bakanlığımın toplam yatırım ödeneğinin yüzde 40'ı Antalya iline gitmiş.
İSTİFA EDERİM
Sizin dönemi mi, önceki dönem mi kastediyorsunuz?
Benim dönemimde. Ve, hiçbir dönemde böyle bir olay olmamıştır.
Sayın bakanım rakamlar ortada...
Evet, rakamlar ortada. Sizde aksi varsa onu yazın. Ben iddia ediyorum, yüzde 40'ı. Eğer, yüzde 39'u ise istifamı veririm.
Eğer oran kastettiğiniz kadar ise, turizmi ayakta tutan Antalya için normal değil mi?
Ben de bunu söylüyorum zaten. Geçmişte hiçbir dönemde Turizm Bakanlığı'nın yatırım ödeneklerinden Antalya bu oranda pay almamıştır. Bunda iki önemli sebep var. Birincisi benim Antalya'ya verdiğim önem, ikincisi çok tanıdığım, çok güvendiğim, çok sınırlı bütçelerle son derece başarılı büyük işler başardığını bildiğim bir valinin Antalya'da çalışıyor olmasıdır. Ben biliyorum ki Antalya'ya verdiğim 10 lirayla 100 liralık iş yapılır.
İNCİL'DE YAZILI
Isparta Yalvaç'a kaynak aktarmanızın gerekçesi tanıdık bildik yöneticiler mi?
Yalvaç da önemli bir yerdir. Benim memleketimdir. Aldığı pay bakımından herhangi bir inanç turizmi merkezinden bir farkı yoktur. Kaldı ki, Yalvaç dediğiniz yer, İncil'de adından defalarca söz edilen yerlerden birisidir. İncil'i ben yazmadım. Ve, bakanlığımla da ilgisi yok.
Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı kitaptan siz sorumlusunuz ama...
Ne var orada?
Orada, Noel Baba etkinliklerinin inanç turizmi kapsamında olmaması var.
Ben sizin haberinizden sonra böyle bir kitabın çıktığından haberdar oldum. Koskoca bakanlıkta her kitabın her sayfasıyla ben ilgilenseydim, herhalde bu ülke turizmi için hiçbirşey yapamazdık.
NEDEN TARTIŞMA
Kitapta olmaması yanlış değil mi?
Bu neden bu kadar önemli. Diğer taraftan Demre'de başladığımız projeyi görmüyorsunuz.
Biz sayın valimizle o konuları görüştük. Ve, defalarca yazdık.
O zaman, bu bizim Turizm Bakanlığı olarak tavrımızı açıklamıyor mu?
Biz kitabı tartışıyoruz?
Neden tartışayım bilmediğim birşeyi
bilmeniz gerekmiyor mu?
Neden bahsediyorsunuz onu da bilmiyorum.
Noel Baba etkinlikleri inanç turizmi kapsamında değilse neyin kapsamında onu öğrenmek istiyorum?
Demre, bir inanç turizmi bölgesi midir? Evet. O kilise kutsal bir inanç merkezi midir? Evet. Bizim buraya yönelecek turizm hareketlerini inanç turizmi adıyla yönlendirmeye yönelik bir programımız var mıdır? Evet. Orada çevre düzenlemesi, geliştirme, duyurma, festival gibi çalışmalarımız var mı? Evet. Hatta bu 31 Aralık'ta muhteşem birşey yapacaktık. Dünyada 145 televizyonda yayınlanacak birşey yapacaktık. Ama, maalesef Noel Baba Vakfı adı altında faaliyet gösteren, ama bir vakıftan çok, şahıs şirketi eğiliminde olan organizma mani olmuştur.
NOEL AĞACIMIZ
Vakıf neden engel olsun. Kilise, Kültür Bakanlığı'na ait değil mi?
Bu konuda fazla konuşmak istemiyorum. Hem bizi, hem vali beyi üzmüştür bu durum.
Noel Baba Kilisesi'ni yok saymıyorsunuz değil mi?
Ne alakası var. Orada çok büyük bir Noel ağacı yaptırıyoruz. Birleşmiş Milletlerle birlikte orada her yıl bir ülkenin yoksul çocuklarına verilmek üzere hediye organizasyonu yapacağız. Her yıl noel hediyelerini insanlar oraya getirecekler. Orayı ziyaret eden insanlar oradan noel hediyesi alıp Birleşmiş Milletler aracılığıyla o ülkenin çocuklarına gönderecekler.
Kim organize edecek bunu? Noel Baba Vakfı buna dahil mi?
Vakfı buna dahil etmek istemiştik. Ama, bundan sonra hayır.
Vakfın, Noel Baba etkinlikleri için Başbakanlık Tanıtma Fonu'ndan her yıl aldığı bir para var. Bunu engelleyecek misiniz?
Alsınlar. Bir vakfın faaliyetine benim mani olmak gibi bir imkanım yok. Hukuken ne böyle birşey yaparım, ne de böyle bir niyetim var. Benim burada faaliyet yapmak için tek aygıtım herhangi bir vakıf değil ki. Yani valilik var, devletin organları var, kaymakamlık var, belediye var. Ben şunu söylüyorum, Noel Baba ve Demre'nin inanç turizmi için devletin herşeyi yapacak gücü var, parası var, kaynağı var, aygıtları var, mekanizması var, organları var. Bunların hepsini yapabiliriz.
EVLAT AYIRIMI
Bir de Davraz olayı var. Saklıkent'i tek kuruş yatırım yapmazken, Davraz'ı birden bire yatırım atağı içinde gördük. Neden böyle oldu?
Davraz benden dört yıl önce turizm alanı ilan edilmiş. Türkiye'nin hatırı sayılır turizmcileri buradan tahsisler almışlar. Devlet burada altyapı hizmetlerini taahhüt etmiş. Yani kısmen yapmış, geri kalanını yapıyor. Gerçekten Türkiye için iyi bir potansiyel olacak, bir kış turizmi merkezi olabilecek bir yer var orada. Ben Turizm Bakanıyım. Erciyes'i, Sarıkamış'ı, Uludağ'ı, Abant'ı, Davraz'ı da benim evladım. İnsan, evlatları arasında ayrım yapabilir mi? Kaldı ki bana diğer turizm bölgelerinden özellikle de Kapadokya'dan, Muğla'dan turizm sadece Antalya'dan ibaret değil eleştirileri geliyor. Beni eğer biri eleştirecekse Antalya'ya aşırı ilgi göstermekten eleştirmeli.
Antalya'yı seviyor musunuz peki?
Hem öyle seviyorum ki. Bakın bir dikili ağacım yoktur. Bir çöpüm yoktur. Ama Antalya'yı çok seviyorum. Antalya'ya inanıyorum. Ben yapılan eleştirileri haketmedim. Isparta Yunanistan'da mı arkadaşlar, yapmayın. Davraz'a göndermişim 250 milyar, Antalya'ya göndermişim 2.5 trilyon. Allah'tan korkun.
KOLTUĞA OTURMAM
Valilerin makamına oturmaya devam edecek misiniz?.. Çünkü, cumhurbaşkanı ve başbakan dışında böyle bir temayül yok.
Bir belediye başkanı beni makamına oturtmak istedi. Ben de oturmak istemedim. Habere konu olan budur. Dedim ki oturmam. Seçilmişlerin koltuğuna oturmam. Çünkü seçilmişlerin koltuğuna halk birini münhasıran seçmiştir. Dolayısıyla bu belde belediye başkanı olabilir, ilçe belediye başkanı olabilir. Onun koltuğuna oturmam. Ama valinin koltuğuna otururum. Çünkü, vali de benim gibi atanmıştır. Bakan olarak ben de bir atanmışım. Sonuçta biz bilmediğiniz birşey var, aynı mülkiye sisteminin parçalarıyız. Vali, Türkiye Cumhuriyeti Milleti'nin ildeki temsilcisidir. Vali benim temsilcimdir.
Siz hükümeti temsil ediyorsunuz, ama sayın vali Cumhurbaşkanı'nı temsil ediyor.
Bütün bakanlar brifing almak üzere vali ve kaymakamların makamına otururlar.
YENİ DÜZENLEME
Bakanlık lağvedilmeli demiştiniz. Vural Öger ise sizin asıl niyetinizin bu olmadığını, kaynak bulamama ve yetki sıkıntısı olduğunu söyledi. Doğru mu?
Bakanlığın lağvedilmesi cümlesi benim cümlem değil. Lağvetmek yanlış. Türkiye'den daha fazla gelir elde eden ülkelerin hiçbirinde Turizm Bakanlığı yok. ABD dünyada en fazla turizm geliri elde eden ikinci veya üçüncü ülke daima. Orada bir şirket turizmi idare ediyor. Fransa'da bir sektör örgütü, Yunanistan'da bir genel müdürlük, İspanya'da müsteşarlık turizmi idare ediyor. Eğer, Avrupa Birliği'ne gireceksek, birlik normlarına, standartlarına kendimizi uyduracaksak, turizm sektörünü de böyle yapmalıyız. Yani benim söylediğim şey bu. Bunun turizm sektörünü daha güçlü kılacağından kuşkum yok. Bir müsteşarlık olsun ve bu müsteşarlık Başbakanlığa bağlı olsun. Bugün Turizm Bakanlığı adı altında bir bakanlığın var olmasından daha çok yararlı olacaktır.
Siz bunları dile getirdiniz peki bir gelişme oldu mu?
Bununla ilgili yasal çalışmaları gelişmeleri hem sektörle tartışıyoruz, hem bakananlıkta Mart ayının ortalarında Bakanlar Kurulu'nun gündemine getireceğiz.
Bakan Mumcu ile koridorda karşılaştığımız an gerginlik başladı ve bu sohbetin sonuna kadar sürdü. Bu gergin sohbete, Antalya Valisi Ertuğrul Dokuzoğlu, AESOB Başkanı Orhan Tolunay, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Tunay Altınpınar ve ANAP Büyükşehir Belediye Başkan adayı turizmci Talha Görgülü başta olmak üzere fuara katılan Antalyalı işadamları tanıklık etti.