Güncelleme Tarihi:
SAHA DIŞINDA GÖRMEK İSTEDİĞİMİZ GÜÇLÜ STİL BUDUR
ARDA Turan’ın tarzını bulmada çok zorlandığını baştan söyleyeyim. Bir ara ‘Çirkin Kral’ olmaya oynadı. Ne giydiğini hiç önemsemedi. Saçlarını gereksiz uzattı, manasız şapkalar taktı ama Madrid’in son yılında ve özellikle Barcelona’da kendini buldu. Sakallarını uzatması ve yakıştığını anlamasıyla özgüveni yerine geldi. Kilo verdi, kısa saçlar iyi oldu. Vücudunu da iyi tanıyor. Gömlek giyip, papyon takmanın angarya değil, zevk olduğunu keşfetti. Askılık ona has bir aksesuar oldu ki, yakışıyor. Kısa paça konusunu zaman zaman biraz abartıyor ama canı sağ olsun. Arda’yı, başarısını güçlü bir stille birleştirdiği için tebrik ediyoruz. Saha dışında görmek istediğimiz güçlü stil budur.
GELECEK YIL İMAJINI DÜZELTECEK KARAKTERE SAHİP
Tarihin en önemli Türk futbolcularından biri. Galatasaray ve Atletico’dan sonra Barcelona’da da ekstra işlere imza atmaya hazırlanıyor. 6 aylık ceza onu olumsuz etkilese de gelecek sezon performansını artıracağı kesin. İlk sezonundaki olumsuz imajını ikinci yılında düzeltebilmek için gereken yeteneğe ve karaktere sahip.
İŞ ADAMI MODUNDA
BUNDAN 16 yıl önce İtalya’da Okan ile birlikte top koşturduğu yıllarda onunla ilk röportaj yapanlardanım. Modayla Milano’da tanıştı Emre Belözoğlu. 4 yıl önce tekrar röportaj yaptığımızda, “Modayı takip ediyorum, ama artık İtalya’daki kadar görgüsüz değilim. İlk gittiğimizde mağaza gezmekten top falan oynamamıştık. Zamanla insan sanki vücudunu tanıyor. Ben artık neyi giyinip, neyi giymemem gerektiğimi biliyorum” demişti. Ne öğrendi derseniz. Bol pantolon ve tişörtlerin yakışmadığını öğrendi Emre. Kalıpları dar, ama daha sade şeyler giyiyor artık. Ceket ve kravat seviyor. Eskiden taşlı tuşlu bile giyiyordu artık daha çok iş adamı modunda. Marka takıntılarını Londra’da aştı. Vintage dükkânlardan, 2. elde nefis parçalar bulunca iyi giyinmenin markayla bir alakası olmadığını anladı. Emre’nin üzerinde Zara, Mavi, Mango ve H&M’i görebilirsiniz.
EN SEVİLEN EN NEFRET EDİLEN
Ülkenin hem en başarılı hem de en zor kariyerlerinden birinin sonunda. Yaklaşık 20 yıldır Türk sporseverlerin hem en çok sevdiği hem en çok nefret ettiği adamlardan. 3 ayrı büyük futbol ülkesinde, İngiltere, İspanya ve İtalya’da yaşamanın verdiği ekstra tecrübeyi hem futbolculuğuna hem de hayatına yansıttı. Sportif başarısının yanına artık antrenörlük ya da yöneticilik başarısını eklemeye hazır.
SEVİMLİ BECKHAM
G.Saray’ın Alman asıllı oyuncusu Podolski stilinden önce bebeksi gülümsemesi ile dikkat çekiyor. Sarışınlığı ve yüz hatları ile herkes Beckham’ın sevimli versiyonu olduğu konusunda hem fikir. Stiline gelince sokak stilinin en iyi temsilcilerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Jean, tişört ve spor ayakkabı adamı Podolski. Hatta Almanya’nın önemli street syle markalarından Strassenkicker için özel koleksiyon hazırladı, markanın bayilik haklarını alarak Köln’de bir mağaza açtı, hatta marka patronlarını Türkiye’de üretim konusunda ikna ettiği, yakında her şeyin Çorlu’daki yeni fabrikada üretileceği konuşuluyor. Kısacası Podolski’nin futbolculuktan sonraki ikinci işi moda. Hal böyle olunca dersine de iyi çalışıyor. Moda kurbanı değil tarz sahibi olarak anılmak istiyor.
HACI ABİ KÖSTEKLİ SAATİN NEREDE?
TÜRK futbolunun en cesur futbolcularından biri Caner Erkin. Özel hayatını açıklıkla yaşaması, stil olarak renklerden ve iddialı modellerden korkmaması, arabanın bile en dikkat çekici rengini satın alması birer işaret. Leopar desenli ceket, pembe iç çamaşırı, yamalı pantolon, zımbalı ayakkabı hiç korkutmuyor onu.
Geçmişte bir şort, bir atletle gezinirken gördüğümüz Caner, artık daha efendi! Takım elbise içi yeleği ve kapattığı gömlek düğmeleriyle insanın görünce “Hacı abi köstekli saatin nerede” diyesi geliyor. Saç tıraşı ekstra yaratıcı. Tek anlayamadığım şey göbeğindeki top dövmesi! Eski fotoğraflarında var, yenilerde yok. İnşallah sildirmiştir!
HIRÇIN AMA NESLİNİN EN İYİLERİNDEN...
FARKLI stili olan bir oyuncu. Kariyerinin çoğunda kenar oynamasına rağmen çok yüksek skor yüzdesi tutturdu. Orta mesafe şutör olarak neslinin en iyilerinden. Hırçın bir karakter, Alman milli takımındaki güç savaşlarında da hep güçlü durdu.
O, TARTIŞMASIZ BİR ‘TARTIŞMALI’
ECNEBİLERİN ‘controversial’ dediği türün tam karşılığı. Türkiye’nin en tartışmalı sporcularından biri. Herkesin büyük futbolculuğuna saygı duyduğu, ama büyük kalabalıkların da ekstra hırçınlığından hazzetmediği biri. Özel hayatında da futbolculuğunda aleyhindeki faktörlere karşı güçlü durdu.