A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 2012 16:11
Gazi Üniversitesi Spor Yüksekokulu Antrenörlük Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kadir Gökdemir, “1948 Londra Olimpiyatları, savaştan yeni çıkan bir milletin spor yoluyla dünyaya baş kaldırışıdır” dedi.
“1948 Londra Olimpiyatları'nda Türk Güreşinin Büyük Hamlesi” konulu konferans ve panel Gazi Üniversitesi Mimar Kemaladdin Salonu'nda gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Kadir Gökdemir, 2012 Londra Olimpiyatları öncesi güreş camiasına moral ve motivasyon açısından bu konferans ve paneli düzenlediklerini söyledi.
Gökdemir, 1948 yılındaki başarının bir daha görülmediğini belirterek, “1948 Londra Olimpiyatları, savaştan yeni çıkan bir milletin
spor yoluyla dünyaya baş kaldırışıdır Kurutuluş savaşına eş, milli mücadele ruhuyla güreşçilerimiz mücadele etmişlerdir. Umarım bugünkü güreşçilerimiz, 2012 Londra Olimpiyatları'nda 1948 ruhunu devam ettirirler” diye konuştu.
1960 Roma Olimpiyatları'nda da büyük başarılar kazanıldığını anımsatan Gökdemir, ihtilal dolayısıyla sporcuların zaferlerinin karşılığını göremediğini dile getirdi.
“Dünya da güreş” deyince akla Türklerin geldiğine dikkati çeken Gökdemir, Türk kelimesiyle güreş kelimesinin daima yan yana anıldığını vurguladı. 1948 Londra Olimpiyatları'nda Türkiye'nin genel sıralamada 7'nci olduğunu anımsatan Gökdemir, o tarihten bu günü kadar böyle bir sıralamanın yakalanamadığını söyledi.
Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcı Prof. Dr. Hayri Duman da, “Yoksulluk içinde Türklüğün büyüklüğünü haykıran güreşçilerimizle ne kadar övünsek azdır. 1948 oyunlarıyla Türkler, dünyaya var olduklarını ispat etti” dedi.
Güreş Federasyonu Başkanı Bekir Çeker, 1948'deki zaferlerin aynısını 2012 Londra Olimpiyatları'nda da yaşamak istediklerini ifade etti. Çeker, olimpiyatlara grekoromen stilde takım halinde mücadele edecek tek Avrupa ülkesinin Türkiye olduğuna değinerek, olimpiyatlardan madalya ile döneceklerine inancının tam olduğunu belirtti.
Güzi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Özbay Güven, Türklerde güreşin kültürel bir miras olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Güreşçilerimiz aldıkları terbiye ile gelenek ve göreneklerine her zaman bağlı kalmıştır. 1948 Londra Olimpiyatları'nda önemli başarı elde ettik. Avrupa'daki gazetelerde 'Neredeyse Türk milli marşını ezberleyeceğiz' başlıkları yer aldı. Türkün gücünün spor alanlarında dünyaya gösterilmesi 1948 Londra Olimpiyatları'nda olmuştur. Bu zaferle, senelerdir yapamadığımız propagandamızı Londra Olimpiyatları'nda güreşçilerimiz yapmıştır. Londra Olimpiyatları, Türk güreşçilerini bütün dünyaya açan bir pencere olmuştur.”
Yrd. Doç. Haluk
Koç ise Türk güreş tarihi hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Olimpizm ruhu
Daha sonra panelde söz alan olimpiyat şampiyonu Ahmet Ayık, kendi dönemlerinde olimpiyatlara nasıl hazırlandıklarını ve olimpizm ruhu hakkında görüşlerini dile getirdi.
Başarıya giden yolun güç ve tekniğin inançla desteklenmesiyle olacağını belirten Ayık, Türk güreşinin ot minderlerden, odun sobalarından ve tünellerde yapılan antrenman dönemlerinden beş yıldızlı imkanlara geldiğini söyledi.
“Bugün arkadaşlarımız bizim yaptığımız antrenmanların yarısı kadar antrenmanlar yapsa bizden daha başarılı olur” diyen Ayık, şöyle devam etti:
“Çünkü şartlar bugün çok daha iyi. Biz sığınaklarda çalışırdık. Türk güreşi fakirlik içinden geldi. Yaşar Doğu'nun yaptığı antrenörlüğü sanmıyorum ki bugünkü antrenörler yapmıyorlar. Sporcular
yemek yemeden onlar oturup yemek yemezlerdi. Sütü kaynatır, yumurtasının sarısını süte katar sporcunun başına koyardı. Bu antrenörlerin güreşçileri şampiyon oldu. Grekoromen ve serbestte 28 yıl sonra altın madalya aldık. Türk güreşi uzunca bir zaman duraklama dönemine girdi.”
Olimpiyat Şampiyonu Hamza Yerlikaya ise sporculuk yaşamından sonra milletvekili olarak parlamentoda arkadaşlarıyla birlikte yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Türk güreşinin bu olimpiyatlarda da başarısının devam etmesini isteyen Yerlikaya, en son yapılan Avrupa şampiyonasında sporcularda bu hırsı gördüğünü ifade etti.
Yerlikaya, şunları kaydetti:
“Türkiye Cumhuriyeti'nde devletin sanatçısı, balerini varsa bu milletin şerefi ve namusu olmuş sporcuların da devletin sporcusu olmalı demiştim. Medyanın şampiyonlarımızı mağdur olmuş, ezilmiş görüntülerine dur denilmesi gerekirdi. Biz bütün partilerin ortak imzasıyla olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonasında ilk üçe girmiş sporcularımızı belirli bir maaş ve sosyal güvenceye bağladık. Gençlerin de mağduriyetini kaldırmak için dereceye giren sporcularımıza memur statüsüne aldık. Güney Kore'de tekvando özel kanunla korunuyor. Başarısızlık durumunda meclisin gündemini değiştiriyor. Bugün artık 1948 ruhuna geri dönmemiz gerekir. Birlik, beraberlik ve kardeşliğe sıkı sıkıya bağlanarak o günlere gitmemiz gerekiyor. Londra'da çok ciddi başarıların çıkacağı kanaatindeyim.”
“Brezilya'da futbol, Türkiye'de güreş”
Tevfik Kış ise güreşte antrenör, güreşçi ve hakemler arasında sıkıntılar yaşandığını ve kendi alanlarının dışını çıktıklarını söyledi.
Şampiyon güreşçinin kendisini federasyon başkanından üstün gördüğünü anlatan Kış, “Bu güreşi niye kaybettik diyerek güreşçisinin noksanlarını gören hocalarımız yok. Bunların denetlenmesi ve disipline uymayan sporcuların uyarılması gerekmektedir. İdmanlar, federasyon tarafından denetlenmelidir. Brezilya futbolu dünyada neyse Türk güreşi de odur” diye konuştu.
Olimpiyat şampiyonu Mahmut Demir, şimdiye kadar hiç bir Türk ve Müslüman ülkenin olimpiyatlara evsahipliği yapmadığını belirterek, “En büyük hayalim olimpiyatların ilk Müslüman ülke olarak Türkiye'ye verilmesidir” dedi.
Doping ve her türlü ahlak dışı uygulamaya taviz verilmemesi gerektiğini belirten Demir, “Her türlü ayrımcılığa, bölgeciliğe, hemşehriciliğe karşı olmalı, başarının ise yanında olmalıyız” uyarısında bulundu.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, panel sonrası katılımcılara plaket verdi.