Faruk ZABCI- Reha ERUS
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2002 02:10
Türkiye'de Şenol Güneş, Milli Takımı dünya üçüncüsü yaptı, Avrupa Şampiyonası elemelerinde zirvede olsa da hedefteki adam. Kariyerleri başarılarla dolu Sven Goran Eriksson ile Giovanni Trapattoni de İngiltere ve İtalya'da bıçak sırtında...
Avrupa Futbol Şampiyonası elemeleri sürerken, üç teknik adam hedef tahtası oldu; Şenol Güneş, Sven Goran Eriksson ve Giovanni Trapattoni... Bu 3 isimden ikisi çalıştırdıkları milli takımların aldıkları başarısız sonuçlar nedeniyle eleştiri oklarının hedefi olurken, birisi ki o da Şenol Güneş takımı 3 maçta 9 puan almış olsa da eleştiriliyor.
Önce Güneş'ten başlayalım... Milli Takım'da istatistiklerde en başarılı iki teknik adamdan biri olsa da
Dünya Kupası sırasında yerden yere vuruldu. Takımı dünya üçüncüsbü yaptı ancak, hakkında ve yaptıkları üzerine üretilen spekülasyonlar dinmek bilmedi. Bugün A Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası elemelerinde puan kaybetmeyen 3 takımdan biri konumunda olmasına rağmen Güneş'in yaptıkları tartışılıyor.
Güneş'in sahaya sürdüğü 11'den, yaptığı oyuncu değişikliklerine yanlışlar yaptığı belirtiliyor. Bunların yanında Milli Takım için yetersiz olduğu, karizmasının olmadığı dile getiriliyor.
Peki, ya Eriksson... Dünya Kupası'nda büyük hayal kırıklığı yaşayan İngiltere'nin Türkiye'nin yer aldığı 2004 Avrupa Şampiyonası 7. Eleme Grubu'ndaki sürpriz sonuçları İsveçli çalıştırıcıyı hedefe oturttu. Zaten adının karıştığı aşk skandallarıyla İngiliz medyasının sayfalarından düşürmediği Eriksson, son Makedonya beraberliğiyle iyice gözden düştü.
İngiltere Futbol Federasyonu ‘‘Sven görevini başarıyla sürdürüyor’’ açıklamasıyla, teknik direktörünü korumaya çalışsa da, Daily Express gazetesi, ‘‘Vasat bir takımlı beraberlik? Neden bu sorun olsun? Çünkü Sven yeterince iyi değil’’ manşetini attı. Eriksson'un Ulrika'nın kitabıyla değil yöneticiliğin kurallarını iyi okumadığı takdirde batacağını yazan İngiliz gazetesi, Euro 2004'de başarısız olursa ünlü teknik direktörün görevini sürdüremeyeceğini vurguladı.
‘‘İngiltere soruşturması: Antrenör takımı maç kazanacak kıvama acele getirmeli, yoksa Türk Lokumu daha iyi taraf olduğunu kanıtlayacak’’ diyen Daily Express yaptığı yorumda ‘‘Türkiye maçında Eriksson kalecisi değil, çok şeyi değiştirmeli yoksa yazı duvarda kalacak (herşey lafta kalacak)’’ uyarısında bulundu.
KABAHAT KİMDE?
İngiltere'de ‘‘Kabahat futbolcularda mı, yoksa hocada mı?’’ sorusu soruluyor. Ama, Daily Miror ‘‘Çantada keklik gördüğümüz Makedonya'ya iki puanı nasıl kaptırdık’’ sorusunu sorarken, ‘‘İşi yüzü gözüne bulaştıran Sven bu felaketin gerçek mimarıdır’’ manşetini attı.
‘‘Eriksson biraz hırs göstermeli’’ manşetini atan The Sun, bir gazetecinin Makedonya maçından sonra Sven'e kendini nasıl hissettiğini sorduğuna dikkat çekti. Hocanın ‘‘Kendimi hiç böyle iyi hissetmedim’’ şeklinde verdiği yanıtının, o akşam İtalya'ya Teknik Direktör olduğunu duymasına bağlandı.
20 aydır İngiltere Milli Takımı'nın başında olan Eriksson'un, 2006 yılında bitecek ve iki yıl uzatılabilir bir kontratı var. Yılda 3 milyon sterlin maaş alıyor. Başarısızlığın kabul edilmesi anlamına geleceğinden, kontratı bitmeden İsveçli hocanın işine son verilmesi beklenmiyor.
Gelelim Trapattoni'ye... Dünya Kupası'nda yaşadığı hayal kırıklığını Avrupa Şampiyonası elemelerinde de sürdüren İtalya'da Trapattoni'nin kellesini özellikle bazı sponsorlar istiyor. Özelikle Dünya Kupası'ndaki fiyasko sonrası İtalyan Milli Takımı'nın kötü imajının sponsor firmalara olumsuz olarak yansıdığı ve milyonlarca Euro harcayan firmaların öncelikle Trapattoni'nin görevine son vermesi için İtalyan Futbol Federasyonunu uyardığı da belirtildi.
İtalyan basınına göre, Dünya Kupası sonrası İtalya Milli Takımı forması satışlarının kesildiğini belirten ‘‘Roba di Kappa’’ ile ‘‘Uliveto’’ Maden suyu firmasının Trapattoni'ye karşı kampanya yürüttükleri ve Türkiye dostluk maçına ‘‘Gökmavili’’lerin başka bir antrenör yönetiminde çıkmalarını şart koştuklarına da değiniliyor.
Trapattoni döneminde İtalya'nın adeta futbol oynamayı unuttuğuna değiniliyor. İtalyan gazeteleri, ‘‘Defol Trapattoni’’, ‘‘Güle güle sana hocam’’, ‘‘Artık sıktın. Çekil git’’, ‘‘Ha hakem Moreno ha Trapattoni’’, ‘‘Yerini Zoff'a bırak’’, ‘‘Battıkça batıyorsun’’, ‘‘Yetti artık’’, ‘‘Elveda sana’’, ‘‘Bizi rezil etmeye hakkın yok Trapattoni’’ gibi başlıklar altında kurt hocayı eleştirerek, kovulmadan istifa edip prestijini kurtarmalarını istiyor. Trapattoni'nin yanlış oyuncu seçimi ve yanlış taktikle oynadığı ileri sürülüyor.
HOCALARDAN YANIT
Güneş, ‘‘Beni eleştirebilirsiniz. Ama kişilik haklarıma saldırmayın. Eleştirileriniz yapıcı olsun’’ diyerek tepkilere karşılık veriyor.
Ada'da ise Eriksson ‘‘Ben işimi yapıyorum. Tercihler ve karar benimdir’’ diyerek gelen bombardımana karşı durmaya çalışıyor.
Trapattoni ise, eleştirileri ciddiye almayarak ‘‘İstifa etmek aklıma bile gelmiyor. Doğru kötü oynuyoruz. Disiplini elden kaçırıyoruz. Merak etmeyin bu takım finallere katılacak. Eleştirilmem normaldir ve haktır’’ karşılığı veriyor.