Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz salı günü Gospodin Otto Bariç'le Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin Aydın Doğan Eğitim Merkezi'nde randevumuz vardı. Fenerbahçeli Yazarlarla sohbet edecek, görüşlerini açıklayacak, soruları yanıtlayacaktı. Davet mektubunda toplantının saat 13.00'te olacağı belirtiliyordu. Her uygar kişinin yapacağı gibi 5 dakika kala gittim. Benimle birlikte bir çok kişi gelmişti, ancak hoca yoktu. Yirmi dakika sonra sorduk, ‘‘Saatte bir yanlışlık mı var?’’ diye ‘‘Hayır’’ dediler. On dakika sonra haber geldi ‘‘Sayın hocanın işi varmış, o nedenle Fenerbahçe tesislerinden 13.30'dan sonra ayrılabilecekmiş.’’
Anlaşılıyordu ki, Gospodin Bariç'e göre kendisi çok önemli ve meşgul bir kişi, gazeteciler ise aylak insanlardı. Çok doğal ki beklemedim. Sonra öğrendim ki, geç de olsa gelmiş ve bulabildiği bir kaç kişiyle çok sinirli bir görüşme yapmış.
Bana kalırsa Gospodin Bariç, kendisini anlatmak zorunda olduğu gazetecilere karşı ayıp etmiştir. Hanesine yazılan bir eksi de bu.
Ancak orada, Fenerbahçe'yi izleyen muhabir arkadaşlardan, şaşkınlıkla bir şey öğrendim. Gospodin Bariç, o sabah çok ama çok hırçın olduğu antrenmanda, oyunculara bağırıp çağırmış ve Sırpça küfür etmiş. Ben bilemiyorum ilk karşılaştığımızda Başkan Ali Şen'e soracağım, bildiği yedi dilin en iyisi olan Sırpça'da Tarık'a karşı kullandığı‘‘Pi’’ ile başlayıp ‘‘ka’’ ile biten sözcügün anlamı nedir?
Bu eğer benim tahmin ettiğim sözcükse Gospodin Bariç, bir başka büyük ayıp etmiştir.
Disiplinin küfürle sağlanabildiğini hiç sanmıyorum. Türkiye'ye gelmiş en disiplinli hoca, Fener'i de, Beşiktaş'ı da şampiyon yapan Gestapo tipli Stankoviç'ti, ama onun küfür ettiğini hiç kimse duymadı. Aslında onun sesini kimse duymazdı, otoritesini davranışlarıyla sağlardı.
Söyler misiniz bana Gospodin Bariç'in bu davranışıyla, yenilen takımını falakaya çeken Uday'ın ne farkı var?
Bizde bir söz vardır, ‘‘Rüzgar eken fırtına biçer ’’ denir. Bilmek gerekir ki, ‘‘Küfrün karşılığı da olur.’’ Böyle bir şey olursa kaybedecek kim olacaktır: Gospodin Bariç mi, yoksa örneğin küfre muhatap olan oyuncular mı? Bence hiç biri değil, koskoca Fenerbahçe bu rezaletten zarar görür.
Düşünebiliyor musunuz, Kemalettin sakatlanıp yerde acı ile kıvrandığı sırada Gospodin Bariç'in böylesine bir sözü ona söylediğini. Olacağı düşünmek bile istemem.
Yol yakınken birileri bu ağzı bozuk hocanın kulağını çekip ağzını toplamasını sağlaması gerekir. Bu arada TV'lerde gözüktüğü gibi antrenman sahasında kızdığı öğrencilerin garip taklidlerini yapmaktan vazgeçsin. Çok komik oluyor.
Bunlar ayıp şeyler. Ancak hocanın en büyük ayıbı sistemi bozup Galatasaray'dan 4 yedikten sonra kendini ‘‘Sütten çıkmış ak kaşık’’ sayıp mağlubiyetin faturasını oyuncularına ve yönetime kesmesidir. Yok oyuncular dediğini yapmıyormuş, yok yönetim çok kötü transfer yapmış. Bizim tavsiyemiz bu konuda sayın başkan Ali Şen'den bir parça örnek almasıdır. Şimdiye kadar hiç kimse, onun her hangi bir yenilginin suçunu bir başkasının sırtına havale etmeye çalıştığını görmedi, tam tersine gereğinden çok fazla günah yüklendi. Gospodin Bariç, burada küfürle, günahla sonuç alacağını sanıyorsa çok yanılıyor, bilmeli ki bu ulusun insanları gururlarına çok düşkündürler. Yine bilmeli ki hiç düşünmeden ‘‘Pire için yorgan yakan’’ insanlarız biz.
Bizden öncelikle söylemesi yoksa: Suyu çok erken kaynar...
NEYSE NE
Buraya dek uyarı görevimizi yaptık, dileriz hoca da, öteki ilgililer de cumartesinden itibaren ‘‘Her şeyin yalan bunun doğru’’ olduğunu anlarlar. Liğin affı yok. Eldeki kumaş bu, bununla biçeceksin giysiyi. İyi terzi eldekiyle yakışanı yapandır. Hem ‘‘Tüm kasetleri izledim ve Fenerbahçe'yi ezberledim’’ diyen ben değilim ki, şimdi ‘‘Üç adam isterim. Özellikle orta sahaya kurucu’’ diye isyanları oynayan. Yoksa başkandan fırçayı yiyince kaçmanın yolları mı aranıyor? Böyle bir niyeti varsa biran önce kararını versin ki, iş işten geçmemiş olsun. Orta saha içinse bir tavsiyemiz var: İstanbulspor'da tam bize yakışır Oguz, diye bir yıldız oynuyor dilerse yöneticilere onu önersin.
Neyse ne, her şey geride kaldı, diyelim ki ‘‘Önümüzdeki günler Fenerbahçe için muhteşem güzellikler getirecektir.’’
Bunu başarsın Bay Bariç, başımızın tacı olsun...