Nebehat ve Fuat Yur çiftinin 5 çocuğundan 4'ü akraba evliliği nedeniyle görme engelli olarak dünyaya geldi. Görme engelli çocuklardan Nurten ve Ayten, ilkokulu bitirdikten sonra ev ve tarladaki işlerde çalışmaya başlarken, Sabri ile Güler ise Manisa merkezde eğitimlerini sürdürdü.
Babasının karşı çıkmasına rağmen, 17 yaşındayken Manisa'da judoya başlayan Sabri Yur, 2006'da katıldığı Türkiye Görme Engelliler Judo Şampiyonası'nda, 81 kiloda birinci oldu. Bu şampiyonluğun ardından, ailenin ve yakınlarının spora bakışının değişmesiyle, görme engelli kardeşlerden Güler 2007 yılında judo ve atletizme, Ayten ise judo ve haltere başladı.
Kısa sürede birçok başarıya imza atan Ayten Yur Özyürük, son olarak 2010'de Kahramanmaraş'daki IBSA Dünya Görme Engelliler Halter Şampiyonası'nda ve 2011'de Antalya'daki IBSA Görme Engeliler Dünya Oyunları'nda 57 kiloda halterde dünya rekoru kırdı.
Adnan Menderes Üniversitesi Pazarlama Bölümünden mezun olan Güler Yur ise 2007'de Ordu'da düzenlenen Türkiye Judo Şampiyonası'nda 70 kiloda 2. olurken, aynı yıl Samsun'da düzenlenen Görme Engelliler Türkiye Şampiyonası'nda gülle atmada Türkiye rekoru kırarak şampiyon oldu.Güler Yur, 2011 yılında ise Antalya'da yapılan IBSA Görme Engeliler Dünya Oyunları'nda, judoda 70 kiloda ikinci oldu.
Elazığ Fırat Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu Sağlık Memurluğu bölümünü bitiren Sabri Yur, bu sene de Litvanya'da yapılan Görme Engelliler Özel Uluslararası Judo Şampiyonası'nda 1. oldu.
23 yaşındaki Sabri Yur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilköğrenimini 4 kilometre yürüyerek gittiği okulda tamamladığını, 16 yaşına ise köyden ayrılarak Manisa'daki Cumhuriyet Lisesine başladığını söyledi. Burada ilk kez görme engellilerin bulunduğu bir futbol turnuvasına katıldığını ifade eden Yur, daha sonra Manisa Görme Engeliler
Spor Kulübü'ne gittiğini ve oradaki hocalara judo yapmak istediğini söylediğini belirtti. Kulübe kabul edilince durumu babasına anlattığını, fakat spor yapmasına karşı çıkan babasının ise kendisine judo yapmak yerine köydeki tarlada çalışmayı önerdiğini anlattı.
Spora başlayınca babasıyla çok ciddi sorunlar yaşadığını aktaran Sabri Yur, daha sonra antrenmanlara katılmak için Manisa'da bir akrabasının yanında kalmaya başladığını belirtti. Okula devam ederken, bir yandan da judo yaptığını dile getiren Sabri Yur, kamp çalışmalarından sonra 2006'da Amasya'da düzenlenen Görme Engelliler Türkiye Judo Şampiyonası'na katıldığını ve burada 81 kilo'da şampiyon olduğunu söyledi.
Bu başarıdan itibaren ailesinin ve toplumun kendisine olan bakışının değiştiğini, kendisinin de özgüveninin yerine geldiğini aktaran Sabri Yur, daha sonra kendisinin telkinleriyle ablası Ayten ile kardeşi Güler'in Manisa'da judoya başladığını anlattı.
Kardeşlerinin spor yapmasına da karşı çıkan babasını, antrenörlerin araya girmesiyle ikna ettiklerini dile getiren Sabri Yur, Elazığ Fırat Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu Sağlık Memurluğu bölümünde okurken de spor yapmaya devam ettiğini, 2007'de Samsun'daki Atletim Şampiyonası'nda 100 metrede ikinci, 2009'da Denizli'de düzenlenen Türkiye Atletizm Şampiyonası'nda 200 metrede ikinci, 2010 ve 2011 yıllarında Ankara'da yapılan judo müsabakalarında ise birinci, 2011'de Litvanya'da düzenlenen Özel Uluslararası Judo Şampiyonası'nda ise 90 kiloda şampiyon olduğunu söyledi.
Görme engelli bir birey olarak toplumda yaşamanın çok zor olduğunu vurgulayan Sabri Yur, toplumun engellileri kabullenemediğini ve karşılarında bir şeyler başaran bir engelli gördüklerin de o kişiyi garipsediklerini söyledi. Sporun kendini ifade etme biçimi olarak gördüğünü ifade eden Sabri Yur, şöyle devam etti:
“Judonun yanında atletizm de yaptım. İnsanların bana 'bunu da yapma bari' demesi hoşuma gitti. Ben de onlara 'niye yapmayayım ki, benim sizden eksiğim yok' dedim. Kendimi topluma kabullendirebilmem için en büyük araç spordu. Spor, önce kendi kendimi kabullenme, sonra kendimi topluma kabullendirme biçimiydi. Spor yapmamış olsaydım bugün sahip olduğum bir çok şeye ulaşamazdım. Spor, benim için bir dönüm noktası oldu.”
Tavsiye üzerine haltere başladı, dünya rekoru kırdı
Sabri Yur'un ablası 26 yaşındaki Ayten Yur Özyürük ise çok zor bir çocukluk dönemi geçirdiğini, ilkokulda sınıf arkadaşlarının, görme engelli olduğu için kendisiyle dalga geçtiklerini anlattı.
Engelli oluşundan dolayı arkadaşları tarafından dışlanınca da eğitimine devam etmeme kararı aldığını dile getiren Özyürük, daha sonra kardeşi Sabri sayesinde kendisinin de spora ilgi duymaya başladığını söyledi.
Kardeşleri Güler ve Sabri ile birlikte Manisa'ya giderek antrenmanlara başladığını aktaran Ayten Özyürük, şöyle konuştu:
“İlk kez dış dünya ile tanıştım. Kendi kendime 'görme engelli sadece ben değilmişim. Onlar yapıyorsa ben de yapabilirim' dedim. Mutsuzluğum gitti bir anda. Benim gibi çok insan var ve rahat hareket ediyorsun. Onlar da senin gibi. Dışlanma pozisyonu ortadan kalktı. Onların mücadelesini gördüm. Ciddi şekilde yarışıyorlar, ter döküyorlardı.”
2007'de Ordu'da düzenlenen Türkiye Judo Şampiyonası'nda 57 kiloda şampiyon olduğunu ifade eden Özyürük, 1 hafta sonra katıldığı Samsun'daki Türkiye Atletizm Şampiyonasında ise 200 ve 400 metrede birincilik kazandığını söyledi.
Başarıların ardından kardeşleriyle birlikte milli takıma seçildiği aktaran Özyürük, aynı yıl Azerbaycan'da düzenlenen Avrupa Görme Engelliler Judo Şampiyonası'nda 4. olarak Türkiye'ye tarihinde ilk kez paralimpik oyunlar için vize getirdiğini vurguladı.
Daha sonra halter yapmaya başladığını anlatan Özyürük, Ankara'da 2009'da düzenlenen Görme Engelliler Türkiye Şampiyonası'nda 67,5 kiloda birinci olduğunu, 2010'da Kahramanmaraş'ta yapılan IBSA Dünya Görme Engelliler Halter Şampiyonası'nda ise 67 kiloda Open Deadlift'te 150 kilo kaldırarak dünya rekoru kırdığını, 2011'de Antalya'da IBSA Görme Engeliler Dünya Oyunları'nda ise 155 kilo kaldırarak rekorunu geliştirdiğini, toplamda ise 345 kilo ile yeni bir dünya rekoru kırdığını söyledi.
Görme engellilerin kabuklarından çıkmasına yardımcı olmak istediğini dile getiren Özyürük, sözlerini şöyle tamamladı:
“Umutsuzluğa kapılmasınlar ve yaşama sevinçlerini kaybetmesinler. Biz onlar için örnek hayatlarız. Ben de başkalarını görerek başladım spora. Kişisel tatminden ziyade, topluma örnek olmak gibi bir amacım var. Mesela Aşık Veysel bir örnektir. Ben de onun gibi örnek olmak istedim. Evinden çıkamamış, hiç hayatı tanımamış çok sayıda görme engelli var. Engelliler, görülsün, duyulsun istiyorum. Beni anlamak istiyorlarsa bir gün gözlerini kapatıp, görmeden bir şeyler yapmayı denesinler.”
Şampiyonalarda “Yur” üstünlüğü
Spor yapan görme engelli kardeşlerin en küçüğü 21 yaşındaki Güler Yur da ağabeyinin desteğiyle, ablasıyla birlikte spora başladığını ve 2007'de Ordu'da düzenlenen Görme Engelliler Türkiye Judo Şampiyonasında 70 kiloda ikincilik kazandığını söyledi.
Buradaki şampiyonanın ardından Samsun'da katıldığı Görme Engelliler Türkiye Atletizm Şampiyonasında gülle atmada 6,47 metrelik atışıyla Türkiye rekoru kırdığını vurgulayan Yur, aynı yıl milli takıma seçildiğini ve Brezilya'da düzenlenen Görme Engelliler Dünya Oyunları'nda gülle atmada 49 kişi arasında 13., Londra'da düzenlenen Görme Engelliler Avrupa Judo Şampiyonasında ise 70 kiloda 5. olduğunu anlattı. Güler Yur, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ağabeyim ve ablam olmasaydı her şey daha zor olurdu. Judo çok yakın temas gerektiren bir spor dalı olduğundan ablam ile ben, erkeklerle çalışamıyorduk. Gidip duvarlarla çalışıyor, kendi kendimize teknik oluşturuyorduk.
Bildiklerimizi birbirimize öğretiyorduk. Bu şekilde çok sayıda başarıya imza attık. Ordu'da judo turnuvasına katıldık ve üçümüz de madalya aldı. Samsun'da atletizm turnuvasında 1,5 haftada 9 madalya aldık. Kulübümüzün kazandığı 14 madalyadan 9'unu biz almıştık. Oradaki arkadaşlar 'Artık siz çıkmayın kürsüye, Yur soyadını duymaktan bıktık' diyorlardı. Bu tabi ayrı bir gurur kaynağı.”